19 Ağustos 2019

TSK emeklilik fonunun İngiltere’ye 1 milyar dolar yatırması doğru mu?

OYAK’ın British Steel’in üretimini 2 katına çıkarma ve 5 bin kişiden kimseyi işten çıkarmama sözü verdiğini duydunuz mu?

OYAK’ın askerlerin şirketi olduğunu bilmeyen herhalde yoktur. Emeklilik fonu olduğunu bilenler? Herhalde daha az. OYAK, dünyada sayısız örneği bulunan emeklilik fonlarının Türkiye’deki az sayıdaki temsilcisinden biri. Adı da zaten bunu anlatıyor: OYAK, yani Ordu Yardımlaşma Kurumu.

OYAK, 1960 Darbesi’nden bir yıl sonra, 1 Mart 1961’de, ordu mensuplarının birikimlerini yönetmek amacıyla kuruldu. Bu amaçla, geleceği olduğu düşünülen çeşitli sektörlere yatırım yaptı. 1969 yılında kurulan OYAK Renault, bu yatırımların en çok bilineni.

Askerlerin şirketi olmak OYAK’a ticaret hayatında rekabet üstünlüğü sağlamış mıdır? Muhtemelen. Ama bu olgu, OYAK’ın Türkiye’nin en başarılı şirketlerinden biri olduğu gerçeğini değiştirmiyor.

OYAK 2000’li yıllarda daha atak bir anlayışla yönetilmeye başlandı. Grubun bankası Oyakbank, 2001 Krizi’nde batan Sümerbank’ı alıp büyüttü ve 2008’de Hollandalı ING’ye 2.7 milyar dolara sattı. Ama OYAK’ın bu dönemdeki asıl önemli yatırımı, cumhuriyetin sembol şirketi Erdemir’in satın alınmasıydı.

Eskiden kalkınma deyince akla demir-çelik gelirdi. İnternet, yazılım gibi yükte hafif, pahada ağır teknolojiler henüz ortada yoktu. Kalkınmanın yolu koca koca fabrikalar kurmaktan geçerdi. O fabrikaların hammaddesi de demir-çelikti. Bu nedenle demir-çelik stratejik sektör olarak değerlendirilirdi. Türkiye Cumhuriyeti, Zonguldak'ın Ereğli kasabasındaki demir-çelik fabrikası Erdemir’i işte bu nedenle kurdu.

Erdemir gerçekten de Türkiye’nin kalkınma macerasında kilit rol oynadı. O olmasa herhalde otomotiv ve beyaz eşya şirketleri bugünkü kadar başarılı olamazlardı. Arçelik, Tofaş, Renault gibi şirketlerin başarısının arkasında, Türkiye’nin tek yassı çelik üreticisi Erdemir’in bulunduğunu söylemek yanlış olmaz.

Sonra özelleştirme furyası başladı ve Erdemir de satışa çıktı. Bu kadar başarılı bir şirketin kapanın elinde kalacağı belliydi. Nitekim başta Hintli Mittal başta olmak üzere dünyanın çelik devleri Erdemir’i satın almak istediler. Ama şirket OYAK’a yar oldu. Bunda “stratejik” yatırım olarak görülmesinin, yabancıların eline geçmesinin ulusal çıkarlar açısından hayırlı olmayacağı yönündeki mülahazaların rolü olmuş mudur? Kuvvetle muhtemel.

Özelleştirme Erdemir’in performansını olumsuz etkilemedi, aksine şirket Türkiye’nin sınırlarının dışındaki etkinliğini artırarak küresel bir şirkete dönüştü.

Erdemir’in özel sektör anlayışıyla yönetilmeye başlaması yerli sanayiyi olumsuz etkiledi mi peki? Bu görüşte olan sanayiciler var. Bir otomotiv yan sanayi şirketinin patronundan, “Erdemir’in bizi yurt dışındaki müşterileriyle aynı kaba koyması yanlış. Bu fabrika milletin vergileriyle, kalkınmayı desteklesin diye kuruldu” sözlerini duymuştum mesela. (Türk şirketlerine ayrıcalıklı fiyat tarifesi uygulanmasını istiyordu.) Neyse, bugünkü konumuz bu değil; konumuz Erdemir’in ana hissedarı OYAK’ın İngiltere’deki demir-çelik yatırımı.

Gündemi takip ediyorsanız OYAK’ın İngiltere’de iflasla yüz yüze olan demir-çelik şirketi British Steel’i almak için ön anlaşma imzaladığını duymuşsunuzdur.

OYAK’ın British Steel’in üretimini 2 katına çıkarma sözü verdiğini, bunun için İngiltere’deki fabrikaya yaklaşık 1 milyar dolar (Tam olarak 900 milyon Sterlin) yatırım yapacağını duydunuz mu peki?

İngiliz hükümetinin temel derdinin, British Steel’in bulunduğu Kuzey İngiltere’deki 5 bin işçinin işini kaybetmesini engellemek olduğunu, OYAK’ın kimsenin işten çıkartılmayacağı, hatta yeni istihdam yaratılacağı sözü verdiğini?

Galiba bunlar yazılmadı.

British Steel’in 3 yıl önce Hintli şirket TATA tarafından 1 Sterlin’e özel yatırım fonu Greybull Capital’e satıldığını, onun da fabrikayı ayakta tutmayı başaramadığını ve 21 Mayıs tarihinde iflasını açıkladığı, OYAK’ın iflas masasından alacağını?

Yok, bunlar da yazılmadı.

 

Sorular:

-Türkiye’nin krizle boğuştuğu, piyasada yaprağın kıpırdamadığı, işsizliğin rekora koştuğu bir dönemde Türkiye Cumhuriyeti ordusu emeklilik fonunun İngiltere’ye 1 milyar dolar yatırım yapması ne derece doğru?

-Ordu Yardımlaşma Kurumu’nun yatırım kararlarında tek kıstas, herhangi bir aile şirketinde olduğu gibi kâr maksimizasyonu mu olmalıdır? Yatırımın yaratacağı toplumsal faydanın en azından yan unsur olarak göz önünde bulundurması gerekmez mi?

-OYAK, British Steel yatırımında hesabını iyi yaptı mı? Hintli çelik devi TATA’nın ayağa kaldıramadığı şirketi nasıl ayağa kaldırmayı planlıyor? Bu konuda iyi bir planı varsa kamuoyuna, hadi kamuoyunu geçtik kendi üyelerine, yani subay emeklilerine açıklaması gerekmez mi?

 

Bu soruları önceki gün Twitter’de yazınca çok sayıda yanıt geldi. Yorum yapanların/cevap verenlerin bir kısmı komplo teorisi peşindeydi. “Zihin okuma”ya girdiği için onları geçiyorum.

Bir grup, Erdemir’in Türkiye’de yatırım açığı olduğunu belirterek önce kendi ülkesinde yatırım yapması gerektiğini savundu.

Ama OYAK’ın British Steel’i satın almasını alkışlayan pek çok kişi de vardı. Bu grup kendi içinde ikiye ayrılıyor:

”Bugüne kadar hep Batılılar Türkiye’ye yatırım yapıyordu, artık biz Batı’ya yatırım yapıyoruz. Ne güzel işte!” diyenler. Ve British Steel’de bir fırsat olduğunu düşünenler.

İkinci görüşün hareket noktası Brexit.

Bildiğiniz gibi İngiltere Avrupa Birliği’den ayrılmaya hazırlanıyor. Brexit olarak da adlandırılan bu süreç tamamlandığında başka ülkelerin İngiltere’ye mal satması zorlaşacak. Konulacak gümrük vergileri veya tarife dışı engeller nedeniyle İngiltere’deki yerli şirketler büyük bir avantaj kazanacak. Geçmişte kârlı olmayan şirketler, gümrük vergileri nedeniyle kârlı hale gelebilecek…

Brexit’e dayanarak British Steel’e 1 milyar dolar yatırmak çok mantıksız değil. Ama yine de riskli: İngiltere henüz AB’den ayrılmış değil. Bretix’in durdurulmasını isteyen büyük bir kesim var. Muhalefetteki İşçi Partisi iktidara gelirse (ki muhtemel) Brexit suya düşebilir.

Bu yatırım çok su kaldırır.

Yazarın Diğer Yazıları

Helalleşme yazısı

Helalleşelim. Ama ayrılmayalım

Cumhurbaşkanı Erdoğan faiz indirimi konusunda neden ısrarcı? Kafasındaki plan ne?  

Muhtemelen (İki aydır olduğu gibi) kur akışa bırakılacak, faiz indirimleri sürecek, seçim öncesi olası atakları karşı rezerv açığı kapatılmaya çalışılacak, inançla yola devam edilecek.

Anadolu burjuvazisi şimdi ne düşünüyor?

2018’e kadar amasız, fakatsız destekledikleri AKP’nin arkasında dimdik duruyorlar mı hâlâ? Yoksa ekonomideki, dış politikadaki maceracılıktan, beceriksizlikten bezdiler mi?