01 Haziran 2020

Yumurtasız omlet, HDP’siz ittifak

Aritmetik can da sıksa, milliyetçi yargı ve önyargıları da zedelese o soğuk gerçeği ortaya koyuyor: HDP’nin içinde yer almadığı ya da dışında bile kalsa desteklemeyeceği bir ittifak seçim kazanamaz…

Muhalefet, özellikle ana muhalefet sözcülerine kulak verelim.

Sırayla gidelim.

Bir: Üçüncü ittifak? Yok hayır, hedef Millet İttifakı'nı DEVA ve Gelecek partileri ile genişletmek…

İki: Baskın seçim mi, erken seçim mi? Yok canım. Korona vurgunu yemiş, ekonomiyi dibe vurdurmuş; tüccarın kasası, sizin bizim cüzdanımıza devlet katında denk düşen hazinede paralar suyunu çekmiş. AKP enayi mi seçim yapsın…

Üç: Peki tamam, baskın ya da erken ya da 2023 seçimi farketmez, eğer Millet İttifakı'nı genişletebilirsek Tayyip Erdoğan’ı da, AKP iktidarını da alaşağı ederiz, bütün işaretler bunu gösteriyor...

* * *

Şimdi aynı sırayla soralım:

Bir: Diyelim genişletildi, ne kadar genişlemiş olur? Hani genişlik ölçüsüne vursak kilometre mi, metre mi, santim mi, milim mi?

İki: Bak bu doğru gibi. Görünen o ki seçim 2023’de. Milletvekillerinin partilerinden ayrılıp başka partilerin çatısı altına geçmelerini önleyecek seçim kanunu değişiklikleri filan bir erken seçim hazırlığına değil, AKP içinden çıkan partilerin önünü kesmek; AKP’den kopup oralara geçecek milletvekillerini caydırma hesaplarına işaret ediyor gibi.

Üç: Sahiden bütün işaretler bunu  gösteriyor mu? Ne zaman seçim yapılırsa yapılsın Erdoğan ve takımı sandıktan çıkamayacak, iktidardan gümbür gümbür düşecekler mi?

Sandıktan çıkamasalar bile  "N’apalım yenildik. Demokrasinin kuralına uyuyoruz" mu diyecekler, yoksa bir savaş hali yaratıp seçimleri yapılamaz hale mi getirirler?

Bu bir olasılık ve ciddi bir olasılık. Ama bir başka yazıda ayrıntılı ele alınmaya gerektirecek kadar ciddi bir olasılık...

Biz diyelim ki sandık kuruldu, diyelim ki Millet İttifakı genişledi ve  CHP + İyi Parti + Saadet Partisi kurdukları ittifakın saflarına DEVA Partisi ile Gelecek Partisi’ni de kattılar.

Sonuç sizce ne olur?

* * *

Aritmetik "sayılar bilimi" demek. Sayılar bilimi, bütün bilimler gibi gönülden geçenleri değil gerçeği, acımasızca gibi görünse de gerçeği gösterir.

Seçmen kitlesinin yüzde 25’i CHP’ye, diyelim barajı geçme başarısını gösterdi, yüzde 10’ü İyi Parti’ye, yüzde 2,5’u Davutoğlu’nun partisine yüzde 3,5’u da Babacan’ın partisine oy verdi...

Ne etti? Aritmetik kısa ve kesin bir cevap veriyor: Taş çatlasa yüzde 41…

Yani AKP ve MHP’nin Cumhur İttifakı yüzde 41,5 oy toplasa bile iktidarı alıyor demektir.

"Efendim bu tür hesaplamalar için henüz erken, 2023’e kadar çok şey değişir. CHP’nin, özellikle DEVA Partisi'nin oyları yukarı çıkar" diye yürek serinletenler var.

Ben geleceğe ilişkin bu içi boş umut dağıtım tezgahlarına, siyasal falcılıktan ibaret aritmetik dışı hesaplara kulak asmamaktan yanayım.

Aritmetik can da sıksa, milliyetçi yargı ve önyargıları da zedelese o soğuk gerçeği ortaya koyuyor: HDP’nin içinde yer almadığı ya da dışında bile kalsa desteklemeyeceği bir ittifak seçim kazanamaz

* * *

Başta ana muhalefet partisi olmak üzere tüm muhalefet partileri bu gerçekten, bu aritmetik zorunluktan ölümüne uzak duruyor, üstünde tartışılmasına bile yanaşmıyorlar.

Paşa keyifleri bilir.

Ama kurnaz (zeki değil kurnaz) AKP Reisi ve partisi ise bu gerçeğin farkındalar.

Bir yandan CHP’yi kriminalize etmek için her fırsatı ahlaksızca kullanıp bugünkü oy potansiyelinin de gerisine düşürmeye çabalıyor bir yandan da HDP’yi desteğine muhtaç olunmayacak kadar yaralanmış, etkisizleştirilmiş bir parti konumuna düşürmek için dört koldan saldırıyor.

Bu konuda AKP gerçekten de çok kararlı ve çok daha gözü kara hesaplar ve saldırılar arifesinde gibi.

Şimdi sözü esirgemeden soralım:

Yarın bir gün AKP Reisi ve MHP desteği ile Meclis’te çoğunluğu elinde tutan partisi, HDP’nin üstüne daha da amansız çullanır; önce HDP‘yi kapatıp, ardından Kürt seçmene seslenecek yeni bir parti kurulmasının önünü yasal cambazlıklarla kapatırsa muhalefet partileri, hele hele CHP ne yapacak?

Bir kez daha "Anayasaya aykırı ama itiraz etmeyeceğiz" filan deyip genişletilmiş Millet İttifakı’nın seçim zaferi düşleri ile kendini ve yurttaşları aldatmaya devam mı edecek, yani yumurtasız omlet pişirmeye mi kalkacak, yoksa "Kürt ya da Türk herkes bu ülkenin eşit haklı yurttaşları"dır deyip, HDP’siz bir Meclis’te yer almayı red mi edecek?

Demokrasi sınavı dedikleri de zaten çoğu kez böyle bir eşikte bir karar vermekten ibarettir…

Yazarın Diğer Yazıları

Bitirilmeyen bir Tırmık ve bir kişisel not

Hiç günü kurtarmak için yazmadım. Bundan sonra da yazmam

Reis boşa koysa dolmaz, doluya koysa almaz

Reis'in derdi büyük. Eğer "Seçim zamanında yapılacak" sözünü ve iddiasını yalayıp yutmayacaksa Anayasa'yı değiştirmek zorunda. Anayasayı değiştirmeye ise Meclis'teki AKP ve MHP milletvekillerinin sayısı yetmiyor. O zaman geriye tek seçenek kalıyor. Erken seçim

Bir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden

MHP Başbuğu partisinin Kızılcahamam kampının kapanışında konuştu. Valla kampa katılan MHP yiğitleri ne düşündüler bilemem. Zaten düşündükleri olumsuzsa dile getirmek MHP çatısı altında pek mümkün değildir. Parti disiplini değil, Başbuğ disiplini olsa gerek. Ama ben elbette her türüyle milliyetçiliğe, dolayısıyla MHP’ye de, onun Başbuğ’una da çok ama pek çok uzağım, öyleyse Başbuğ’un sözleri üstüne düşündüklerimi dile getirebilirim