18 Ocak 2022

Sanıklar dün AKP’nin yargısını, iktidarını ve Reisi’ni yargıladılar

"Amerika’nın, Rusya’nın, Avrupa’nın arkasında durduğu kişiler değil 4,5 yıl 4,5 ay bile cezaevinde kalmadı. Kavala’nın casus olmadığının en önemli kanıtıdır 4,5 yıldır cezaevinde olması"

“Birleştirilmiş Gezi Davası” diye adlandırılan “torba dava”nın dünkü duruşmasında “sanık” olarak nitelenenlerden Can Atalay, Mücella Yapıcı, Ali Hakan Altınay, Mine Özerden, Yiğit Ekmekçi ve avukatları İlkan Koyuncu ile Köksal Bayraktar aracılığıyla temsil edilen Osman Kavala’nın İstanbul 13. Ağırceza Mahkemesi yargıçları ve duruşma savcısı üzerinden AKP yargısını ve AKP iktidarını ve özellikle AKP Reisi’ni yargılamalarına devam edildi.

Başlık ve yukarıdaki uzun giriş cümlesi size mantıksız mı geldi?

Gelmesin.

Dün tastamam yukarıda yazıldığı gibi oldu:

Sanıklar AKP yargısını, AKP iktidarını ve AKP Reisi’ni yargıladılar. İddianame dedikleri lâf salatasını kağıt mendil gibi buruşturdular, bir kez daha hukukun çöp sepetine yolladılar.

*   *   *

Can Atalay konuştu:

“Bir savcının görevi demokratik bir toplumsal hareketi değersizleştirmek, aradan dokuz yıllık bir süre geçtikten sonra ona yeni bir hikâye uydurarak yurttaşlara parmak sallamak olmaz.”

Tayfun Kahraman konuştu:

"Dayanışmanın sekreteryasını yürüten meslek odasının başkanı olarak, akademisyen ve yurttaş olarak ben de Gezi Parkı’ndaydım ve savunmaya devam edeceğim. Bu alanın kullanıcılarından alınmasına karşı mücadelemizi sürdüreceğiz."

Mücella Yapıcı konuştu:

"Osman Kavala’yı rehin olarak kullanıyorlar. Geziyi ciddi şekilde kriminalize etmeye çalışmaktadır birileri. Size demiyorum. Sizlere üzülüyorum, çünkü bize beraat veren hakim yok oluyor. Onun için size kolay gelsin."

Hakan Altınay konuştu:

"Ben neyden suçlandığımı anlamıyorum. Hiçbir delil ve somut olguya dayanmayan bu haksız suçlamanın tümünü reddediyorum. Ülkemde böyle iddianameler yazılmasından esef duyuyorum."

Mine Özerden konuştu:

"Hükümetin üyelerini hangi konuda mağdur etmişiz? O iddianamedeki mağdurların bazıları sağda solda bizim böyle bir mağduriyetimiz yok diyor. Bu durumda neden hala isimleri mağdur olarak geçiyor. Size gerçekten kolay gelsin."

Yiğit Ekmekçi konuştu:

"Anlaşılan savcının iddalarının kanıtlarını sunmak gibi bir kaygısı yok. Bu durumda biz olmayanın olmadığını ispatlamak gibi imkansız bir işle uğraşıyoruz. 2022 Türkiyesinde böyle bir iddianame ile yargılanmayı zül addederim."

Avukat İlkan Koyuncu konuştu:

"Amerika’nın, Rusya’nın, Avrupa’nın arkasında durduğu kişiler değil 4,5 yıl 4,5 ay bile cezaevinde kalmadı. Kavala’nın casus olmadığının en önemli kanıtıdır 4,5 yıldır cezaevinde olması"

Avukat Köksal Bayraktar konuştu:

"Sizden önce 30’uncu ve 36’ncı ağır ceza mahkemeleri de aynı şablonu kullanmıştı. Tahliye talebinin reddine ilişkin kararlarda gerekçe yok, birtakım kelimeler arka arkaya getirilmiştir sadece."

Osman Kavala önceki gün hapishanede onu ziyaret eden Özgür Özele konuşmuştu:

"Beni mahkeme beraat ettirdi ama ‘onun’ kafasında beraat etmediğim için bana aynı delillerle yeni bir dava açıldı."

*   *   *

Yukarıda aktardıklarım dışında dünkü Gezi davası duruşmasında önemli bir şey olmadı.

Yani AKP yargıçlarını, AKP yargısını, AKP iktidarını, AKP Reisini yargılayan “sanıklar”ın dünkü hukuk dersinin özü özeti bu kadar.

Ağır Ceza Mahkemesi ise baş yargıç AKP Reisi kararını değiştirmediği için Osman Kavala’nın tutukluluk halinin devamına ve sonraki duruşmanın 21 Şubat’ta görülmesine karar verdi.

Yazarın Diğer Yazıları

Bitirilmeyen bir Tırmık ve bir kişisel not

Hiç günü kurtarmak için yazmadım. Bundan sonra da yazmam

Reis boşa koysa dolmaz, doluya koysa almaz

Reis'in derdi büyük. Eğer "Seçim zamanında yapılacak" sözünü ve iddiasını yalayıp yutmayacaksa Anayasa'yı değiştirmek zorunda. Anayasayı değiştirmeye ise Meclis'teki AKP ve MHP milletvekillerinin sayısı yetmiyor. O zaman geriye tek seçenek kalıyor. Erken seçim

Bir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden

MHP Başbuğu partisinin Kızılcahamam kampının kapanışında konuştu. Valla kampa katılan MHP yiğitleri ne düşündüler bilemem. Zaten düşündükleri olumsuzsa dile getirmek MHP çatısı altında pek mümkün değildir. Parti disiplini değil, Başbuğ disiplini olsa gerek. Ama ben elbette her türüyle milliyetçiliğe, dolayısıyla MHP’ye de, onun Başbuğ’una da çok ama pek çok uzağım, öyleyse Başbuğ’un sözleri üstüne düşündüklerimi dile getirebilirim