21 Haziran 2020

İlan ettiler: Bunlar seçimde hile yapacak

Seçim yapılacak ve öyle 'kör kör parmağım gözüne' zorbalığa filan başvurulmayacak(mış). Sadece "şeytana külahı ters giydirilecek(miş)"

Bugün pazar ya, Marmara Adası'ndayım ya, ne güzel yazı yazmayacak, 102 yumuşak eğimli basamak inmeyi, dönüşte de tırmanmayı göze alıp deniz kıyısında taş sektirmece oynayacaktım.

Zaten bizim meslekte "Pazar günleri hafif, uçuk, neşeli yazılar yazılmalı" diye, kimin uydurduğunu bilmediğim, saçma sapan bir kuraldan söz edilir. Sanki haftanın öteki günleri okuyanın içini karartacak yazılar yazılmalı, pazarları ise hafif, uçuk, neşeli…

Haydi canım sen de…

Evet, birçok pazar gününde yaptığım gibi bu haftayı da "pas geçecek" idim. Zaten pazar günleri bizim T24'de "Haftalık" ortak başlığı altında genç kadın ve erkeklerin ağırlıkta olduğu bir yazar öbeği oluyor. O yeni yetmelerin arasına karışıp yazılarının tadını, kalitesini tutturamayıp dalga geçilmeyi göze alacağıma yazmam daha iyi…

Zaten Tuğrul Eryılmaz'a sataşmayacak olduktan sonra "hafif, uçuk, neşeli" yazılar yazmanın da ne anlamı var, ne tadı…

* * *

Lâfı bu kadar dolandırmak yetsin.

Dolandırdım, çünkü aslında çok kısa bir Tırmık yazacağım. Hatta fazla kısa bir Tırmık. Okurun ve aynı gün yazıları yayınlanacak yeni yetme kadın ve erkeklerin "günü kurtarmak için bir yazı şişirmiş" diye sataşmamaları için dolandırdım lâfı.

* * *

MHP'nin bugünkü başbuğu Devlet Bahçeli sanırım Meclis'teki en kıdemli siyasetçi. Hele genel başkanlar arasında onunla yarışacak "siyasal kıdemde" biri yok.

Dikkat edin salt "kıdemli" demedim, "siyasal kıdemli" dedim. Mesela CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 72 yaşındaki Devlet Bahçeli'den sadece beş ay küçük. Ama siyasal kıdem hesabıyla "daha dünkü çocuk".

Kıdemli olmak, hele siyasette kıdemli olmak çok görmüş geçirmiş, çok deney biriktirmiş demek.

Ama aynı zamanda yaşlı demek.

Bilirsiniz, insan yaşlandıkça sık sık dilinin ölçüsünü tutturamaz, bilinç altını istemeden dışa vurur, itiraf sayılacak cümleler kurar.

Devlet Bahçeli de iki gün önce partisinin basına kapalı MYK toplantısında konuşurken bir cümle kurdu. Aynen aktarıyorum:

"MHP, Cumhur İttifakı'nın itibar ve iradesiyle zamanında yapılacak seçimlere hazırlanacak, şeytana da külahını ters giydirecek."

Breh, breh, breh…

Türkçe'nin hangi sözlüğünü açarsanız açın, anadiline egemen kime sorarsanız sorun "Şeytana külahını ters giydirmek" deyiminin anlamı çok açık ve kesin: Çok kurnazhilecialdatıcı kimse.

Yani: Hilebaz…

* * *

Baskın, erken ya da Bahçeli'nin özel olarak vurguladığı gibi "zamanında" yapılacak bir seçimde Bahçeli, şeytana külahını ters giydirecekmiş.

Bugüne kadar siyasal İslam ile Türk milliyetçiliğinin bir koalisyonun ötesine geçmiş, sımsıkı bir ittifaka dönüşmüş iktidar ortaklığının olası bir seçim yenilgisini önlemek için gerekirse savaş ortamı yaratıp seçimleri ileri, çooook ileri bir tarihe erteleyebileceği ya da devletin zorba gücünü kullanarak muhalefeti sindireceği, gerekirse kayyımlayacağı üstüne bir sürü varsayım ortalıkta dolanıyordu.

Hepsi yanlışmış.

Seçim yapılacak ve öyle 'kör kör parmağım gözüne' zorbalığa filan başvurulmayacak(mış).

Sadece "şeytana külahı ters giydirilecek(miş).

Gel de sorma:

Bahçeli ve ortağı AKP Reisi seçimde ne yapacaklar?

Başka sorum yok…

Yazarın Diğer Yazıları

Bitirilmeyen bir Tırmık ve bir kişisel not

Hiç günü kurtarmak için yazmadım. Bundan sonra da yazmam

Reis boşa koysa dolmaz, doluya koysa almaz

Reis'in derdi büyük. Eğer "Seçim zamanında yapılacak" sözünü ve iddiasını yalayıp yutmayacaksa Anayasa'yı değiştirmek zorunda. Anayasayı değiştirmeye ise Meclis'teki AKP ve MHP milletvekillerinin sayısı yetmiyor. O zaman geriye tek seçenek kalıyor. Erken seçim

Bir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden

MHP Başbuğu partisinin Kızılcahamam kampının kapanışında konuştu. Valla kampa katılan MHP yiğitleri ne düşündüler bilemem. Zaten düşündükleri olumsuzsa dile getirmek MHP çatısı altında pek mümkün değildir. Parti disiplini değil, Başbuğ disiplini olsa gerek. Ama ben elbette her türüyle milliyetçiliğe, dolayısıyla MHP’ye de, onun Başbuğ’una da çok ama pek çok uzağım, öyleyse Başbuğ’un sözleri üstüne düşündüklerimi dile getirebilirim