01 Ocak 2020

Bu Tırmık size değil, bize…

Sizler yılbaşını bahane edip elinizden geldiğince ve meşrebinizce eğlenirken haberciler, benim genç (benden genç) meslektaşlarım bütün gece haber peşinde koştular

Yeni yılın ilk günündeyiz. Yani uzun bir yılbaşı gecesinin ertesindeyiz. Kimileriniz -hele bu yazıya sabah sabah göz atıyorsa- hâlâ mahmur. İşe gitmek zorunda olanlar da somurtuyordur herhalde…

Böyle bir günde kim bilgisayarını açar da yazı okur? En azından "az kişi" denebilir.

Bunu fırsat biliyorum ve bu gün kendimiz, biz gazeteci tayfası, özellikle haberciler için yazayım. Yani okusanız da olur, okumasanız da…

* * *

Güzel meslektir ama toplumun genel yaşayışı ile yer yer ve sık sık uyumsuz meslektir. Alın yılbaşını. O gece herkes kendi meşrebince eğlendi. Ama gazeteciler, hele hele haberciler (hani eskiden muhabir deniyordu ya, işte onlar) ve yazıişleri masalarının, haber merkezlerinin akşam ekipleri çalıştılar…

Yılın ilk günü kağıda basılı gazetelerini açanlar, bilgisayar ekranında haber kanallarında gezinenler, televizyonların haberlerine göz atanlar bir sürü haberle karşılaştılar, kimini okudular kimine şöyle bir bakıp geçtiler.

Hatırlayın:

Yılın ilk bebeği İstanbul’da bilmem ne hastanesinde doğdu. Bir kız çocuğu. Anne şunları söyledi, doğumu yapan doktor bunları söyledi…

Yılbaşı geceyarısına saniyeler kala Taksim Meydanı’nda soğuk havaya rağmen toplanan binlerce kişi geriye saydı ve sıfır denince sevinç çığlıklarıyla yeni yıl karşılandı…

Üsküdar’da "cübbesiz"’in cemaatından oldukları iddia edilen beş altı kişilik bir grup "tebliğci" olduklarını belirtip yılbaşı kutlamasının İslama aykırı yani günah olduğunu söyleyerek eğlenenleri uyardı. Vatandaşların sert tepkisi üzerine polis müdahale ederek olay çıkmasını önledi.

Yeni yıla ilk giren Yeni Zelanda başkenti Wellington’da muhteşem havai fişek gösterisiyle soluk kesti (Cümle düşük. Yazıişleri masasında çaktırmadan konyak ya da viski içilmiş besbelli.)

Milli piyango sonuçlarını öğrenmek isteyenler yüzünden Milli Piyango’nun internet sitesi çöktü…

Sabaha kadar süren trafik kontrollerinde ekipler, alkollü araç kullanan 2 bin 344 sürücüye toplam 2 milyon 800 bin lira ceza kestiler…

Aksaray’da Suriyeli genç grupları ile ülkücü olduklarını ileri süren bir grup arasında gerginlik yaşandı. Arbedede 4 kişi yaralandı. Polis elebaşılardan beşini gözaltına aldı.

Daha sayayım mı…

Bence yeter…

* * *

Rastgele seçip sıraladığım bu tatsız, önemsiz, okunmasa da olur haberlerin tümünde emek var.

Hastaneler arası mekik dokuyup ilk bebeği fotoğraflamak… Taksim Meydanı'nda soğuktan titreyerek ama içki içmeden ayık kafa ile olay kollamak… Trafik kontrol noktalarında bekleyip polis-sürücü diyaloglarından daha canlı, daha matrak bir haberi yakalamaya çabalamak… Polis telsizi dinleyip olay haberi alınca kaçırmamak için tam gaz yola düşmek ya da omuzda kamera dört nala koşmak… Ankara bürosundaki habercileri telefonda sıkıştırıp Milli Piyango’da büyük ikramiye çıkan numara ile amorti çıkan numaraları bir an önce öğrenmeye çabalamak…

* * *

Sizler yılbaşını bahane edip elinizden geldiğince ve meşrebinizce eğlenirken haberciler, benim genç (benden genç) meslektaşlarım bütün gece haber peşinde koştular. Yeni yılı yazıişleri masalarında, haber merkezlerinde karşılamak zorunda olan genç (benden genç) meslektaşlarım uyku akan gözlerini oğuşturup gazete çattılar, gelen haberleri seçip sayfalara yerleştirdiler, ekranlara taşıdılar.

Gazeteciler dün gece çalışıyorlardı. Yine yıllarını kutlamadım. Ama bugün artık sıradan (Ne demekse?) bir gündeyiz. Bütün gazetecilere ille de habercilere mutlu, işsiz kalma korkusundan uzak bir yıl dilerim. İşsiz bırakılmış genç arkadaşlarıma -biliyorum çok zor, çok umutsuz ama- yeni yılın evinin kirasını ödeyebileceği, bebeğine süt alabileceği ve meslekten kopmayacağı bir iş dilerim…

…Ve Silivri zindanına gömüp unutmak, unutturmak istedikleri Ahmet Altan’a, yurdum hapishanelerinde yeni yılı "hapishane menüleri" ile karşılayan kadın erkek, Türk Kürt bütün meslektaşlarıma özgürlük dilerim…

Yazarın Diğer Yazıları

Bitirilmeyen bir Tırmık ve bir kişisel not

Hiç günü kurtarmak için yazmadım. Bundan sonra da yazmam

Reis boşa koysa dolmaz, doluya koysa almaz

Reis'in derdi büyük. Eğer "Seçim zamanında yapılacak" sözünü ve iddiasını yalayıp yutmayacaksa Anayasa'yı değiştirmek zorunda. Anayasayı değiştirmeye ise Meclis'teki AKP ve MHP milletvekillerinin sayısı yetmiyor. O zaman geriye tek seçenek kalıyor. Erken seçim

Bir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden

MHP Başbuğu partisinin Kızılcahamam kampının kapanışında konuştu. Valla kampa katılan MHP yiğitleri ne düşündüler bilemem. Zaten düşündükleri olumsuzsa dile getirmek MHP çatısı altında pek mümkün değildir. Parti disiplini değil, Başbuğ disiplini olsa gerek. Ama ben elbette her türüyle milliyetçiliğe, dolayısıyla MHP’ye de, onun Başbuğ’una da çok ama pek çok uzağım, öyleyse Başbuğ’un sözleri üstüne düşündüklerimi dile getirebilirim