06 Ocak 2020

Anne sütünden yapılan heykel

Görünen o ki bu kez sünger taşına dönüşecek olan anne sütünden yapılmış heykeller 'mahkûm'lar değil askerler…

Çok da ünlü olmayan bir şairin, Orhon Murat Arıburnu’nun kısacık şiirinden aldım başlığı. Altı dizelik şiir kurşuna dizilen mahkûmlar üstünedir:

"Ekseriya sabaha karşı

Kurşuna dizilir mahkumlar

Bir sünger taşına döner

Anne sütünden yapılan heykel

Bari şu trampetler çalmasa

İnsan gürültüye gitmese…"

Görünen o ki bu kez sünger taşına dönüşecek olan anne sütünden yapılmış heykeller 'mahkûm'lar değil askerler…

Senin benim gibi, annesi olan, babası olan, kardeşleri olan, sevdiği olan, arkadaşları olan, yurttaş olan, sırtına üniforma geçirilip eline silah tutuşturulunca adı 'asker' olan gencecik insanlar…

* * *

Çürümüş iktidarlarını yürütebilmek, pekiştirebilmek ve Ortadoğu’da Sünnileri ezip Şiilerin egemenliğini kurmak gibi sefil bir hedefe kilitlenmiş İranlı mollaların ABD’nin bir elçiliğine, bir üssüne, bir konsolosluğuna saldırmaya yolladıkları askerler, Teksas’ın bir köyünden, New York’un bir sokağından, Michigan’da bir göl kıyısından, Nevada çöllerinden Ortadoğu’nun 'petrol cenneti, ölüm çemberi'ne gönderilmiş sarı saçlı mavi gözlü ya da karaderili kömür gözlü bir askeri delik deşik edecekler.

Anne sütünden yapılmış sünger taşına dönecek

Sonra petrol okyanuslarının üstün yaşayan, çoğu Müslüman halkların topraklarına çökmüş, hükümetler devirip, hükümetler kuran ve ille de petrolu sağlama alan ABD’nin başındaki Trump denen tüccar emir verecek, gökten ölüm yağacak, sırtlarına üniforma geçirilmiş, asker kılınmış, Kirmanşah’tan, Tebriz’den, Şiraz’dan, Isfahan’dan gelmiş gencecik Acem delikanlılar kanlar içinde…

Anne sütünden yapılmış heykel sünger taşına dönecek

Sonra hiçbiri ötekine dost olmayan aşiretlerin paramparça ettiği, yine petrol zengini bir ülkede, Libya’da, gevşek ve her an kopabilir bağlarla ittifak kurmuş aşiretler iki kampa ayrılmış ve amansız bir savaşın içine girmişler. Trablus’tan, Sirte’den, Bingazi’den, Mısrata’dan ve güneye doğru çölün derinliklerindeki kavruk vahalardan gelmiş, sırtlarına üniforma geçirilip, ellerine silah tutuşturulmuş gencecik Arap delikanlılar birbirlerini silah sıkacak, bomba atacak, ölecek, öldürecekler…

Anne sütünden yapılmış heykel sünger taşına dönecek

* * *

Şimdi…

Yazının tam burasında sözü Türkiye’ye getirsem, Suriye’nin kuzeyinde fiilen kuşatılmış gözlem üstlerindeki askerlerden ve önümüzdeki günlerde Libya’ya gönderilecek askerlerden söz etsem…

"Halkı askerlikten soğutmak" diye bir suç var. Bunları yazarsam ben o suçu işlemiş mi olacağım?

Ama ben sahiden bütün insanlığı askerlikten, yani savaştan soğutmak istiyorum.

Yoksa her gün, yedi iklim dört bucakta her gün gencecik delikanlılar birbirini öldürecek…

Anne sütünden yapılmış heykeller sünger taşına dönecek 

Didim'de bulunan 'Barış' heykeli

 

Yazarın Diğer Yazıları

Bitirilmeyen bir Tırmık ve bir kişisel not

Hiç günü kurtarmak için yazmadım. Bundan sonra da yazmam

Reis boşa koysa dolmaz, doluya koysa almaz

Reis'in derdi büyük. Eğer "Seçim zamanında yapılacak" sözünü ve iddiasını yalayıp yutmayacaksa Anayasa'yı değiştirmek zorunda. Anayasayı değiştirmeye ise Meclis'teki AKP ve MHP milletvekillerinin sayısı yetmiyor. O zaman geriye tek seçenek kalıyor. Erken seçim

Bir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden

MHP Başbuğu partisinin Kızılcahamam kampının kapanışında konuştu. Valla kampa katılan MHP yiğitleri ne düşündüler bilemem. Zaten düşündükleri olumsuzsa dile getirmek MHP çatısı altında pek mümkün değildir. Parti disiplini değil, Başbuğ disiplini olsa gerek. Ama ben elbette her türüyle milliyetçiliğe, dolayısıyla MHP’ye de, onun Başbuğ’una da çok ama pek çok uzağım, öyleyse Başbuğ’un sözleri üstüne düşündüklerimi dile getirebilirim