13 Ağustos 2022

İssey Miyake Sensei 

Japoncada, "Sensei'' kelimesi usta, hoca anlamında kullanılıyor. Miyake Sensei'yi saygı ile selamlıyorum

Başkalarının yaratıcı gücünü önemsersek, 
Her şeye başka bir gözle bakmayı öğreniriz.

İssey Miyake 

Moda dünyasının önemli figürlerinden biri daha aramızdan ayrıldı. Japon kâğıt katlama tekniği olan origamiden yola çıkarak yarattığı tarzı ile ünlenen İssey Miyake 84 yaşında Tokyo'da hayatını kaybetti.

Japonya'nın benim hayatımda önemli bir yeri var. 1990-2005 yılları arasında iş birliği yaptığım Hanae Mori, profesyonel tasarımcılık hayatımın üçüncü perdesini oluşturdu. Pierre Cardin'deki çalışmamda edindiğim fütürist Fransız tarzı ve Jean Louis Scherrer'deki aristokrat – oryantalist deneyimden sonra, 12 yıl sürecek Japon kültürünün bağrından çıkmış bir marka ile çalışma şansım olmuştu.

Tokyo, İstanbul ve Paris'ten sonra sıklıkla gittiğim üçüncü şehir olmuştu bu zaman dilimimde.

Madame Mori'nin baş tasarımcılığını üstlendiğim sürede, Japonya'da tanıştırıldığım önemli kişilikler içinde beni en çok etkileyen insanlardan biri İssey Miyake olmuştu.

1980'li yıllarda Paris'ten parlayarak tüm dünyayı etkisi altına alacak olan Japonizm akımının tohumları, aslında 1965 yılında Paris'e gitme cesaretini gösteren Miyake tarafından atılmıştı.

Yedi yaşında iken doğduğu şehir olan Hiroshima'da ABD'nin ilk atom bombası deneyimini yaşayan ve bu travmayı ömür boyu taşıyan Miyake, her şeyden önce derin duyguları olan, entelektüel düzeyini ve yeteneğini sahnelemeyen mütevazı bir insan olarak kalacak aklımda.

İssey Miyake, Japon kağıt katlama sanatı olan origamiyi marka kimliğinin omurgası olarak ele almış ve kıvrak bir yaratıcılık gücü ile bugüne kadar gelecek olan tarzını yaratmıştı.

"Ben moda tasarımcısı değilim, sadece bir elbise üreticisiyim" sözleri ile ünlenen Miyake, "Pleats Please" adını verdiği, tüy hafifliğindeki buruşmayan, ütü istemeyen ve elde yıkanabilen plise kumaştan tasarlanmış koleksiyonları ile asıl hedefine ulaşmış ve dünyaca ünlenmişti. 

İşbirliği yaptığı Japon kumaş üreticisi ile koton ve poliamit lif karışımı iplik kullanarak o güne dek hiç denenmemiş bir tekniği hayata geçirmiş ve başarısının tohumunu atmıştı.

İlerleyen çalışmalarında aynı tekniği artizanal kâğıt, inceltilmiş demir tel gibi materyallerle deneyerek yarım yüzyıldan fazla sürecek olan marka kimliği kodlarını yaratmıştı. 

Miyake, volüm çalışmalarında minimalist bir çizgiyi hayata geçirmiş, tek parça dikişsiz formda tasarlanmış giysileri ile tüm dünyada sadık müşteri kitlesine ulaşmıştı.

Üstünden çıkarmadığı siyah balıkçı yaka kazak formlu giysisi ile Steve Jobs her fırsatta tasarımcıya olan hayranlığını dile getiriyordu.

Kenzo Takade'nin hemen ardından Paris'e gelen Miyake ile Japon tasarımcılara duyulan ilgi, Fransız moda otoritelerinin ''Paris'e temiz hava getirdiler" yorumuna neden olmuştu.

Kenzo ve Miyake'nin açtığı Tokyo-Paris hattından daha sonraları geçecek olan Rei Kabavuko (Comme des Garçons) ve Yohji Yamamoto 80'li yıllarda o güne dek süregelen form ve volüm anlayışını ters-düz ederek Japonizm akımının doğmasını sağlamışlardı.

Miyake, yaratıcılığının sadece belirli bir sosyal sınıfa değil, geniş kitlelere ulaşmasını hayal ediyordu. Tasarladığı ürünün bir kot pantolon veya bir t-shirt kadar basit bir anlam taşımasını ve herkesin gardırobunda bulunmasını hedefliyordu. 

Miyake Paris'e geldiği ilk yıllarda şehirde yaşanan talebe olaylarından etkilendiğini sık sık dile getirirdi.

1968 yılının Mayıs ve Haziran aylarında Paris'teki Nanterre Üniversitesinde başlayan ve kısa sürede tüm Fransa'ya yayılan talebe olaylarının sosyolojik etkisi moda kavramımı da etkilemiş, beyaz şoset çoraplı, siyah mokasenli genç kız ve erkelerin direnişi yeni bir hür yaşama felsefesinin doğmasına neden olmuştu.

Japoncada, "Sensei'' kelimesi usta, hoca anlamında kullanılıyor. Miyake Sensei'yi saygı ile selamlıyorum.

Mutlu hafta sonları.

Alex Akimoğlu kimdir?

Alex Akimoğlu, 1976 yılında Fransa'ya giderek Sorbonne Üniversitesi Fransızca ve Joffrin Byrs Akademisi moda tasarımcılığı bölümlerini bitirdi. Aynı zamanda École Supérieure de Journalisme'de (Gazetecllik Yüksek Okulu) öğrenim gördü.

Pierre Cardin, Jean Louis Scherrer ve Japon markası Hanae Mori'de tasarımcı olarak Paris ve Tokyo'da kariyerini sürdürdü.

Radikal gazetesinde başladığı moda yazarlığına (1997-2007), Referans gazetesinde “Moda Ekonomi” köşesinde (2009 - 2010), İstanbul Life m.o.d.a İstanbul köşesinde (2010 - 2019), ELLE Türkiye dergisinde ELLE Son Bakış köşesinde devam etti.

2020 yılından beri T24'te yazıyor.

Yazarın Diğer Yazıları

Parlamak isteyen yıldız kırmızı halıya...

10 - 11 Mart'ta tarihleri arasına 96. kez düzenlenen Oscar törenlerinde geleneksel kırmızı halı sendromu tekrar yaşandı. Los Angeles'teki Dolby Theatre'ın kapısında boy gösteren yıldızlar, yarışmaya katılacaklarının kesinleştiği andan itibaren kızışan "Hangi marka giydirecek" tartışmalarını noktalamış oldular

Demna'nın DNA'sı Balenciaga ile eşleşti!

Bir zamanlar Coco Chanel'in "Aramızdaki tek gerçek yaratıcı Cristobal'dir'' diyerek övdüğü Balenciaga markasının Gürcü Tasarımcısı Demna Gvasalia, 2024 - 2025 kış sezonu defilesi ile Paris Moda Haftası'na damgasını vurdu

Moda dünyasının efsane stil ikonu Iris Apfel artık yok

Iris Apfel’le ilk kez 1977 yılında asistan olarak çalışmaya başladığım Pierre Cardin’in defilesinde tanışmıştım. Bir kilometre uzakta olsanız bile fark edebileceğiniz bu ilginç kadını, yıllar boyunca izledim