Akustik 24

Zülfü Livaneli: Temsili demokrasi yürümüyor, çünkü seçimler, seçilmiş krallar yaratıyor

26 Haziran 2020 19:13

Ayşen Güven, Akustik24’te bir ustayı, Zülfü Livaneli’yi ağırladı. Kendisine atfedilen pek çok titrden ‘besteci ve yazar’ın kabulü olduğunu söyleyen Livaneli, kültür-sanatı ilgilendiren kimi kavramları bu yayında irdelerken yeni tartışmalara da kapı araladı.

Kültürün yeni bir insan yaratmakla ilgili olduğunu vurgulayan Livaneli bu noktada tüm siyasetleri eleştirerek, “Maalesef ideolojiler yerel kültürü değiştirmeye yetmiyor” dedi. Sürekli rekabetin teşvik edildiği günümüz dünyasından Yaşar Kemal’le dostluklarına bakmasını istediğimizde sanatçı “Onunla rekabet ne demek” yanıtını verip sonra da ondan dinlediği şu anısını paylaştı: “Orada burada aleyhinde konuştuğunu duyduğu bir yazar arkadaşına demiş ki “niye böyle konuşuyorsun biz arkadaş değil miyiz?” demiş. O da ‘kıskanıyorum Yaşar ya elimde değil’ demiş. Bunun üzerine Yaşar Kemal de “Tolstoy’u kıskan Dostoyevski’yi kıskan, beni ne kıskanıyorsun!” yanıtını vermiş.”
Kültür-sanat söz konusu olduğunda “sektör” denmemesi gerektiğini düşünen Livaneli, “Çünkü sektör, kapitalizmin dünyamızı mahveden; ekolojimizi, kültürümüzü, insan ilişkilerimizi mahveden, kültürleri öldüren, dünyayı standartlaştıran kavramlarından” diyerek açıkladı itirazını.

Janrlara da karşı olduğunu söyleyerek şaşırtan sanatçı, “roman romandır” dedi. Ada romanındaki distopyadan söz açıldığında ise Livaneli, “Adaya hakim olan bir diktatörün ağaçları kesmesi yüzünden başlayan bir kavga… Gezi’den çok önce yazıldı” hatırlatmasını yaparken şu anda romandaki distopyanın sadece Türkiye’nin değil, dünyanın da gerçeği olduğuna dikkat çekti. Temsili demokrasilerin yürümediğinin görüldüğü bir çağa geldiğimizi söyleyen Livaneli, “Temsili demokrasilerin yıllardan beri hepimiz yürümeyeceğini, halkı manipüle ederek bir takım seçimler sonucunda gelenlerin böyle popülist politikalara gideceğini biliyorduk. Ama doğruları söylemenin faydası uzun vadede oluyor, kısa vadede olmuyor. Mutlaka değiştirecek dünya bunları. Çünkü şu andaki seçimler, bütün dünyada seçilmiş krallar yaratıyor. Bir kere seçim aldıktan sonra kral yetkileri kullanmaya başlıyorlar. Hatta bizde daha fazla, padişahlarda bu kadar yetki yoktu" dedi. 

Müzikte sonsuz özgürlükten yana olduğunu anlatan sanatçı yeni müzikleri, genç sanatçıları da mutlulukla takip ettiğini söyledi. Bu anlamda “Çok güzel denemeler var” diyen sanatçı, “Karadenizden gruplar, Kürt müzikleri, şelpeler, yerel ağızlarla söylenen şarkılar, bozlaklar… Bu zengin kültür şimdi fışkırıyor gençlerden. Bunca yılın bu resmi politikalarına rağmen demek ki kaybolmamış” diyerek mutluluğunu anlattı.

“Yiğidim aslanım burda yatıyor” gibi eserler, ağıtlar “artık müzelik olsun, söylenmesin” diyen sanatçı, “Berkin Elvan’dan Ali İsmail Korkmaz’a bu katliamlar, acılar bitsin, ağıtlar da söylenmesin” istediğini ifade etti. Zülfü Livaneli, Rabia Naz, Gülistan Doku, Şule Çet ve diğer kadın cinayetlerinin neden örtbas edildiğini sormak istediğini söylerken “kadın cinayetleri politiktir ama bu yaşananlar politik değil artık” diyerek siyasetten öte vicdan olması gerektiğini söyledi.

Konser mekanlarının bir bir yok edilmesinden duyduğu üzüntüyü de anlatan sanatçı, “Açıkhava dışında biz burada konser yapmıştık diye göstereceğimiz bir yer kalmadı” diyerek bütün bunların muhafazakarlık değil hafızasızlık olduğunu ve iktidarın tam tersine hiçbir şeyi muhafaza etmediğini söyledi.

Zülfü Livaneli’nin sanata ve hayata bakışının kesişim kümelerinin konuşulduğu Akustik24 yayında! İster izleyin ister dinleyin.