Videoröportaj

Yüksek Mimar Deniz Alkan: Validebağ Korusu 10 yıldır plansız, yapılanlar hukuksuz

“İstanbul’un son kalan yeşil alanlarının korunması için tüm İstanbulluları bekliyoruz”

16 Temmuz 2021 08:48

T24 Video Servisi

Tarihsel Çevre ve Yapı Korumacıları Derneği Başkanı, Restorasyon Uzmanı ve Yüksek Mimar Deniz Alkan, Validebağ Korusu’nda yıllardır süren mücadeleyle ilgili, “Yaklaşık 10 yıldır burası plansız. Planlar olmadan normalde burada hiçbir uygulama yapılamaz. Yani son yapılan uygulamalar da o yüzden hukuksuz” diye konuştu. Üsküdar Belediyesi’nin koru için açtığı ihalenin ardından 21 Haziran’da başlayan nöbet için İstanbullulara çağrı yapan Alkan, “Bütün İstanbulluları bekliyoruz. Gelsinler, dayanışmamıza katılsınlar, nöbete katılsınlar” dedi.

Validebağ Korusu'na yönelik projelerle ilgili tartışma yıllardır sürüyor. Üsküdar Belediyesi tarafından Validebağ Bakım ve Rehabilitasyon Projesi adı altında yapılmak istenen projeye karşı Validebağ Savunması ve Validebağ Gönüllüleri yaklaşık 1 aydır nöbet eyleminde. Tarihsel Çevre ve Yapı Korumacıları Derneği Başkanı, Restorasyon Uzmanı ve Yüksek Mimar Deniz Alkan, T24 ekranında Füsun Sarp Nebil’in konuğu oldu, Validebağ Korusu’nun İstanbul için önemini, koruda yapılmak istenen projeleri ve Validebağ Direnişi’ndeki son durumu anlattı. Video söyleşide Sarp’ın sorularını yanıtlayan Alkan, özetle şunları söyledi:

Validenin bağı

Validebağ’ın ismini yaklaşık 200 yıl önce 3. Selim’in annesi Mihrişah Valide Sultan adına inşa ettirdiği bağ köşkünden aldığını, uzun yıllar eğitim ve sağlık amaçlı olarak kullanıldığını belirten Restorasyon Uzmanı ve Yüksek Mimar Deniz Alkan, Adile Sultan döneminde yetim kızların eğitiminde kullanılan alanda daha sonra Balkan Savaşları’ında yetim kalan çocuklar için 1917-1926 yılları arasında “Darüleytam” adıyla yetim yurtları oluşturulduğunu, 1927’den sonra ise alanın verem tedavisinde kullanıldığını anlattı. Alkan, Anadolu Yakası’nın ikinci büyük yeşil alanı olan Validebağ’ın Türkiye’deki 485 kuş türünden 130’una, 400’ü aşkın kelebek türünden 31’ine, 2 bin tür otsu bitkiden 200’üne ev sahipliği yaptığına, koruda 160 yıllık tescilli anıt ağaçlar olduğuna dikkat çekti.

Koruya yönelik müdahaleler 1980’den sonra başlıyor

Hababam Sınıfı filmimin 1970’li yıllarda korunun içindeki Adile Sultan Kasrı’nda çekildiğini anımsatan Alkan, 1973’ta açılan Boğaziçi Köprüsü’nün (15 Temmuz Şehitler Köprüsü) yapılmaya başlamasıyla Validebağ Korusu’nun da kaderinin değişmeye başladığını vurguladı. 1980 darbesinin ardından koruya bir site yapılarak yapılaşmanın önünün açıldığını söyleyen Alkan, “1980’den sonra Neoliberal ekonomilerin artık iyice hız aldığı yıllarda koruya çok büyük bir müdahale, saldırı ve baskı oluşuyor. Müteahhitler koruya planlar çiziyorlar ve destek arıyorlar” dedi.

“Asıl mücadele 1998’de başlıyor”

Validebağ Korusu için asıl mücadelenin 1998 yılında başladığını ifade eden Alkan, “35 hektarlık alanın 5 hektarı 1986’da Marmara Üniversitesi’ne hastane yapılması için ayrılıyor ve 1998’de imar planları askıya çıkıyor. 98’de de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan İstanbul Belediye Başkanı. Ve asıl büyük mücadele 1998’de başlıyor. Ve o zaman sosyal medya falan da yok insanlar bir araya geliyorlar, 6 bin imza veriliyor belediyeye, itiraz ediyorlar, dava açıyorlar. O zamanın adında koruma olan kurulları çok liyakatli ve duyarlı. Onların da etkisiyle vatandaşın da baskısıyla 1999’da koru 1. Derece Doğal ve Tarihi SİT alanı ilan ediliyor. Ama bu sefer de tescilli binaların etrafını mermer kaplamak, duvarını yıkıp taş kaplamak, kafeler yapmak şeklinde sürüyor. Bugün orada bin metrekarenin üzerinde kafe alanı var” dedi. 

“Yapılanlar hukuksuz”

Koru için 23 yıldır süren mücadeleyi anlatan Alkan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“5 hektar alanın planlara işlenmesi iptal oluyor. SİT alanı olduktan sonra bir yerin hemen Koruma Uygulama Nazım Planı’nın yapılması lazım. Ama yine koruma planında korunun içinde küçük yapılaşmalara izin veren plan notları var. Bunun üzerine tekrar davalar açılıyor, tekrar itirazlar yapılıyor. Tabii burada gönüllüler var ama meslek odaları çok destek veriyor. Özellikle Mimarlar Odası her zaman vatandaşın yanında, onlara hukuki her türlü desteği veriyor. Bu planlar iptal ediliyor. Yaklaşık 10 yıldır burası plansız. Planlar olmadan normalde burada hiçbir uygulama yapılamaz. Yani son yapılan uygulamalar da o yüzden hukuksuz.”

 “2014’te çok büyük protestolar oldu”

2014’te korunun hemen yanındaki bin metrekarelik tescil dışı yeşil alanın plan değişikliğiyle dini tesis alanı yapıldığını anımsatan Alkan, “Yine davalar açıldı. Ben de dava açanlardan biriydim. Yönetmeliklere aykırı ve koruya da bir müdahale yolu olacağı düşünüldüğü için çok büyük protestolar oldu. Hemen Gezi’nin sonrasıydı, 6 ay TOMA ile gaz ile küçük bir Gezi gibi yaşattılar oradaki insanlara. Ondan hemen önce otopark alanını büyütmek istediler. Yine insanlar gittiler elleriyle demirleri, betonları söktüler. 2001’de Validebağ Gönüllüleri Derneği, 2014 sonrasında da bir insiyatif oluştu; Validebağ Savunması. Şimdi her iki gurup da orada nöbette. 1 aydır sabah akşam nöbet tutuyorlar” dedi.

Validebağ’da nöbet 1 aydır sürüyor

AKP iktidarının “Millet Bahçeleri” projesiyle 2018 yılında Validebağ Korusu’nun da ilk ilan edilen millet bahçesi projelerinden biri olduğuna dikkat çeken Alkan, Üsküdar Belediyesi’nin “rehabilitasyon” adı altında koru için açtığı ihalenin ardından 21 Haziran’dan bu yana süren nöbet eylemini şöyle anlattı:

“Millet Bahçesi projesinin iptali için hemen dernek, odalar, vatandaşlar dava açtı. O dava devam ediyordu, bilirkişi raporu geldi. O rapor her şeyi anlatıyor. Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen bizi şöyle suçluyor; siz siyasi davranıyorsunuz, çevreci değilsiniz, her şeye karşı çıkıyorsunuz. Tarafsız bilirkişiler diyor ki ‘burası birinci derece doğal SİT alanı, kendi ekosistemi olan bir sürü bitkinin, canlının yaşadığı, deresi olan, kuşların yaşadığı, el değmemiş bir koru.’ Buranın hiçbir şekilde topoğrafyasının ve ekolojisinin bozulmaması gerektiğini söylüyor. Böyle bir bilirkişi raporu varken öğrendik ki buraya Üsküdar Belediyesi bir ihale yapmış. Adını da Millet Bahçesi projesine gelen tepkilerden dolayı ‘Koru Bakım Rehabilitasyon Projesi’ yapmış. Ve ihalenin kalemlerini görünce şok olduk. Koruda 88 bin metrekare alanda, doğal toprağı alıyorlar ve yerine rulo çim serilmesi planlanıyor. 88 bin metrekare otomatik sulama. Akıl alır gibi değil. Kuraklık var, susuzluk var, yağmurlarla zaten orası yaşıyor, siz sulama için bir de para harcayacaksınız. Biz diyoruz ki aydınlatma olmasın gece burada hayvanlar yatıyor, gece de gidilmesin, parka gitsin insanlar. Biz bunları söylediğimiz halde hem projeye hem ihaleye bunları koydular. Ve o ihale gereği bir baktık ki Üsküdar Belediyesi’nin ihale ettiği taşeron firmanın temizlik işçileri yaklaşık 30 kişiydiler yanında da 100 kişiye yakın sivil polis koruya gitti.‘Biz onları koruyoruz’ dediler, sonra ‘sizi koruyoruz’ dediler. Böyle çelişkili açıklamalarla yaklaşık 1 hafta çöp topladılar. Zaten oradaki gönüllüler de diyor ki ‘siz belediye olarak çöpleri toplayın, ağaçların bakımını yapın.’ Bir de hayvan dostlarından duyduğumu söylüyorum oraya dışarıdan köpek getirilip bırakılıyor. Beslemesini, kısırlaştırılmasını gönüllüler yapıyor. Orada köpekler insanlara saldırıyor ve ısırıyor, bu bir handikap. İnsanlar, Üsküdar Belediyesi’nin ihalenin gereklerini yerine getireceğini düşününce hemen nöbet kararı aldı.1 aya yakındır nöbet tutuluyor. Bütün İstanbulluları bekliyoruz. Hafta sonlarını, uygun bir zamanlarını ayırırlarsa gelip koruyu bir görsünler. Gelsinler, dayanışmamıza katılsınlar, nöbete katılsınlar, imza formlarını imzalasınlar.”

Validebağ Korusu için 1 ayda 2 ayrı yürütmeyi durdurma kararı

Validebağ Korusu için Millet Bahçesi projesi ile Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planı'na iki ayrı yürütmeyi durdurma kararı verildiğini ifade eden Alkan, Validebağ Projesi’nin Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen’in seçim vaatlerinden biri olduğunu ifade etti.

“İstanbul yeşil alan fakiri, kişi başına düşen yeşil alan 2.67 metrekare”

Alkan, Validebağ Korusu’nun İstanbul için önemini de şu sözlerle anlattı:

 “İstanbul gerçekten yeşil alan fakiri. 2016 yılında yapılan son araştırmaya göre kişi başına 2.67 metrekare yeşil alan düşüyor. 2019’da Tarihi Kentler Forumu’nda dünyadaki büyükşehirlerle ilgili verilere göre Oslo’da 68 metrekare, bizde 2.67. Amsterdam’da 45, Londra’da 33, New York’da 27 metrekare. Biz büyükşehirler arasında 37’nci ve en son sıradayız. İnsanlara bu kadar az yeşil alan düştüğü bir yerde siz tarihi ve doğal SİT ilan edilmiş bir yeşil alanı, burası boz bir yer değil ki ‘yeşillendireceğim’ diyorsunuz. Doğal sirkülasyonunu bozarsanız burası tahrip olur ve sonunda hayal etmek istemediğimiz yerlere dönüşür. Validebağ Korusu, hem yeşil alan fakiri olan İstanbul için önemli hem de Anadolu Yakası için önemli.”

“Son kalan yeşil alanlarının korunması için tüm İstanbulluları bekliyoruz”

Yüksek Mimar Deniz Alkan, İstanbullulara da şu çağrıda bulundu:

“Validebağ Korusu, 3 bin ton karbonu depoluyor. Her yıl 921 ton toz tutuyor. 100-150 metre ötesine kadar ısı adası oluşturuyor ve hava burada serin, kışın da doğal rüzgârı keserek bir klima görevi görüyor. Gelsinler, bizim direnişimize katılsın İstanbullular. Gezsinler, bizim söylediklerimizi yerinde gözlemlesinler. Bizim bir sloganımız var; Validebağ korudur, koru kalacak. İstanbul’un son kalan yeşil alanlarının korunması için tüm İstanbulluları bekliyoruz.”