Haberler

İmamoğlu'ndan belediyelerin diplomatik misyon temsilcileriyle yapacağı görüşmelerin Dışişleri Bakanlığı’nın iznine bağlanmasına tepki

"Merkezi idarenin toplum nezdindeki çürümüşlüğünü göstermek dışında anlamı yoktur”

06 Temmuz 2022 09:15

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, belediyelerin Türkiye’deki diplomatik misyon temsilcileriyle yapacağı görüşmelerin Dışişleri Bakanlığı’nın iznine bağlanmasına tepki gösterdi. İmamoğlu, “Benim büyükelçiliklerle görüşmem konusunda bana kısıt getirmeye karar verdiler ve derhal mektup yazdılar bu hafta. Bu hamlelerin, sadece ve sadece merkezi idarenin, toplum nezdindeki ne yazık ki çürümüşlüğünü göstermek konusundan başka bir sürece dair anlamı yoktur” dedi.

Ekrem İmamoğlu, İstanbul Vizyon 2050 Strateji Belgesi'ni Florya'daki İstanbul Planlama Ajansı (İPA) Özlem Türeci-Uğur Şahin Kampüsü'nde kamuoyuna tanıttı. Önceki dönemde belediye başkanlarına tahsis edilen villalar, İmamoğlu döneminde halkın kullanımına açılarak dönüştürüldü. Florya’daki İstanbul Planlama Ajansı (İPA) Kampüsü’nün resmi açılışı, CHP Grup Başkanvekili Engin Altay ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun katılımıyla bu gece yapıldı.  Eşi Dilek İmamoğlu ve kızı Beren İmamoğlu da etkinlikte İBB Başkanı’nı yalnız bırakmadı.

Konuşması öncesinde İPA Kampus içindeki stantları ve yapımı tamamlanan özel tasarım kütüphaneyi gezen İmamoğlu, “Vizyon 2050-Geleceğin İstanbul'u Sunumu”nu, açık havada konumlandırılan 360 derecelik bir platform üzerinde yaptı.

"Merkezi idarenin toplum nezdindeki çürümüşlüğünü göstermek dışında anlamı yoktur”

“Binlerce yıldır arşınlanan bu sokaklarda, medeniyetlerin, imparatorlukların başkenti İstanbul’da, üç yıl önce yeni bir başlangıç yapmak üzere yola çıktık” diyen İmamoğlu, şunları söyledi:

"Artık İstanbul’da her kim göreve gelirse gelsin, ‘Ben yaptım oldu’ asla ve asla diyemeyecektir. O anlayış artık miadını doldurmuştur. İstanbul’un artan nüfusundan kaynaklı sorunlardan dolayı daha geniş yetkilere sahip ve daha etkin kaynakları kullanan bir yasal mevzuatı hak ediyor. Fakat bu alanda yaratılan boşluklar, keyfi yetki gaspları nedeniyle önemli sorunlar yaşamaktadır. İstanbul’a yaşatılan bu yetki ve kaynak zorluğunun bedelini ise, sadece İstanbul değil, tüm Türkiye ödemektedir. Türkiye’nin diğer kentlerini de yükseltecek, demokratikleştirecek, yerel yönetimlerle merkezi hükümet arasındaki işbirliğini verimli ve çözüm odaklı bir yere taşıyacak kapsamlı bir ‘Yerel Yönetim Reformu’ zaman kaybedilmeden hayata geçirilmelidir.

Dünyanın en önemli metropollerinden biri konumundaki İstanbul’un tarihi, siyasi, iktisadi, mali, sanayi, turizm, ulaşım, iklim, gençlik, kültür, iklim krizi ve çevresel anlamlarda lider şehir olacak potansiyeli var. Yerel yönetimlerin bölgesel ve küresel ölçeklerde kent diplomasisi işbirliği ve ortak çalışmalar yürütebilmesine yönelik yetkilerin genişletilmesi, bu reformun ana başlıklarını oluşturacaktır. Tam da herhalde bunu söyleyeceğini duydular, benim büyükelçiliklerle görüşmem konusunda bana kısıt getirmeye karar verdiler ve derhal mektup yazdılar bu hafta. Bu hamlelerin, sadece ve sadece merkezi idarenin, toplum nezdindeki ne yazık ki çürümüşlüğünü göstermek konusundan başka bir sürece dair anlamı yoktur."