Sayıların Dili

KONDA Genel Müdürü Bekir Ağırdır: Salgın krizinden sonra dalga dalga ekonomik kriz gelecek; iktidar ise ‘biz’ ve ‘onlar’ ayrımında

KONDA Genel Müdürü Bekir Ağırdır ile gazeteci Murat Sabuncu yorumladı

25 Mart 2020 14:33

KONDA Genel Müdürü Bekir Ağırdır, hükümetin yeni tip Koronavirüs(Covid-19) salgının yarattığı krizi toplumla yeniden ilişki kurma açısından bir fırsata çevirebileceğini ancak uygulamalara bakıldığında bu fırsatı geri çevirdiğinin anlaşıldığını söyledi. Salgının hala ne kadar yaygın olduğu konusunda bir veri olmadığını hatırlatan Ağırdır, “Sayın Sağlık Bakanı'nın ya da kadrolarının söylemlerinden bütün ülkeye yayıldığını anlayabiliyoruz. Çok basit bir önerim var benim. Bizim araştırmalarda yaptığımız gibi bugün akşama kadar bile 5-10 bin hanede araştırma yapılabilir ve salgının ne kadar yayıldığına dair bir fotoğraf elde edilebilir” dedi. 

KONDA Genel Müdürü Bekir Ağırdır ve T24 yazarı Murat Sabuncu, salgın nedeniyle gelen yasakları ve infaz indirimi tasarısıyla başlayan 'ayrımcılık' tartışması ile  Koronavirüs’ün toplumsal yansımalarını yorumladı.

HDP’li 8 belediyeye daha atanan kayyımlara ve yeni yargı paketinde siyasi mahkumlara yönelik tutuma dikkati çeken Ağırdır, “Ne yazık ki böylesine küresel bir krizle baş başa iken bile hala ‘biz’ ve ‘onlar’ ayrımının devam ettiği anlaşılıyor. Halbuki hükümet bu salgını müthiş bir fırsat olarak görebilir ve toplumun bütün kesimleri ile ilişki kurarak, topluma karşı ‘biz’ duygusunu güçlendiren bir politika izleyebilirdi. Ama görüyoruz ve anlıyoruz ki siyasi kimlik üzerinden ülkeyi yönetmek konusunda ısrarcılar” dedi. 

"Sağlık krizinden sonra ekonomik kriz var"

Hükümetin Koronavirüs salgını sırasında yaptığı tercihlerin toplumsal mutakabat üretmek yerine kendi siyasi anlayışı üzerinden yürüttüğünü belirten Ağırdır, “Bu sadece siyasi kimlikler üzerinden değil, ekonomik kararlarda da sermayeden yana pozisyon alış devam ediyor. Hala muhalefeti dinlemek veya onların duyarlılıklarını kavramak gibi bir çaba da yok. Halbuki karşı karşıya kaldığımız bu kadar büyük bir olay karşısında ‘biz’ olabilirdik ama ne yazık ki durum budur” diye konuştu. 

Salgın nedeniyle işletmelerin kapandığını ve piyasada talep daralması yaşandığını belirten Ağırdır, “Hanelerin gelirleri azalıyor dolayısıyla talep de azalıyor. Bütün bu krizi sadece 'biz' ve 'onlar' diye kimliğimiz üzerinden ve hep 'doğruyu ben biliyorum' diyen bir zihniyetle devam edersek ortak yaşama irademiz de zayıflayacak” dedi. Şu an Koronavirüs nedeniyle yaşanan sağlık krizinin ardından ekonomik krizin baş göstereceğini ifade eden Ağırdır, “Hepimiz şimdiden şunu anlamış durumdayız ki sağlık krizi atlatıldığı andan itibaren bütün dünyada dalga dalga ekonomik kriz başlayacak" diye konuştu. 

Yaşlılara yönelik yeni tip Koronavirüs konusunda alınan tedbirleri hatırlatan Ağırdır, sosyal medyada salgın konusunda yapılan paylaşımlar ve konuşulanlara dikkati çekerek, “Sanki toplumsal sağlığımızın riski yaşlılar gibi bir dil kullanılıyor. Onları sakınmak veya korumak üzerine bir dil kullanmadık, seçilen dil ve yapılan vurgularda bir sorun var” ifadelerini kullandı. 

Yeni tip Koronavirüs salgını nedeniyle alınan karantina ve ‘evde kal’ uygulamasına da vurgu yapan Ağırdır, “Türkiye toplumunda 50 kadından 30'u ev hanımı ve evin bütün işleri onlara yıkılmış durumda. Erkek egemen bir toplumuz. Şimdi ilk kez bu erkekler evlerinde oturuyor.  İlk kez evin içinde 24 saatte kadınların nelerle uğraşmak zorunda kaldıklarını görüyorlar. O yüzden erkeklerin ev içindeki rollerini, rol dağılımını, iş paylaşımını ve koca veya baba olma rollerini yeniden düşünmeleri için bir fırsat olmasını diliyorum” diye konuştu.