Bazen sonsuzluk sürüp giderken

Nazar Büyüm ve Cevat Çapan'ın Adam Yayınları'na veda niteliğinde hazırladıkları Bazen Sonsuzluk Sürüp Giderken-Beat Kuşağı Şiiri kitabının Büyüm tarafından kaleme alınan sonsözü K24'ün Tadımlık sayfalarında

18 Ocak 2018 13:59

SONSÖZ

Kimileri ‘beat’ akımının kökenlerini II. Büyük Savaş’a ve Ezra Pound ile T.S. Eliot’un etkilerine dayandırır. Pound ve Eliot’un etkilerini hissederiz, gene de onlar daha çok Shelley’i, Rimbaud’yu severlerdi; öte yandan II. Savaş’ın yarattığı –daha doğrusu yıktığı- dünyanın ve onu o yıkıma taşıyan dünya düzeninin; ekonomik ve sosyal felsefe ile egemen kültür anlayışlarının, kuşağın oluşmasına, gelişmesine ve giderek 60’lardaki hippi akımına zemin hazırladığından eminim. Beat kuşağının yönelimi özünde biraz nihilist, bir parça anarşist bir çığlık, bir başkaldırıdır.

Beat kuşağı, temel olarak, yaşanan felaketlerden sorumlu tuttuğu kurulu düzene karşı edebi/felsefi bir ayaklanmadır. Eski kıtada boy gösteren 'bunalım edebiyatı' ile benzerlikler taşısa da, kökeni de verimi ve ürünleri de farklıdır. Bizde o Büyük Savaş’ı, o bunalımı, o başkaldırıyı birebir yaşamadığımızdan, kurulu düzene yaygın ve temeli olan bir eleştiri getirmediğimizden olmalı, felsefi bir açılım da doğmadı.

Bu sözler Cevat Çapan’ın ÖNSÖZ’üne bir ek/katkı değil, sade Harold Norse’un (1916-2009) buraya almak istediğim bir şiirine yer verebilmek içindi.

 

Ben Erkek Değilim

Ben erkek değilim, ekmeğimi kazanamam,

Yeni bir şeyler alamam aileme.

Yüzüm sivilce dolu ve çüküm ufak.

 

Erkek değilim. Futbolu sevmem, boksu, arabaları da.

Duygularımı söylemek isterim. Kolumu sararım

Hatta bir arkadaşımın omzuna.

 

Erkek değilim. Bana biçilen rolü oynamaya niyetim

yok. Reklam dünyasının, Playboy dergisinin,

Hollywood’un, Oliver Cromwell’in yarattığı rolü.

Davranışlarıma televizyon örnek olmaz.

 

Erkek değilim. Bir zaman bir sincap vurdum, ant

içtim bir daha öldürmemeye. Et yemeyi bıraktım.

Kan görmek hasta eder beni. Çiçekleri severim.

 

Erkek değilim. Askere gitmeyi reddettiğim için

Hapse tıkıldım. Gerçek erkekler ibne deyip beni

dövdüğünde karşı koymam. Şiddeti sevmem.

 

Erkek değilim. Bir kadına tecavüz etmedim hiç.

Siyahlara nefretim yok. Bayrağın dalgalanması beni

duygulandırmaz. Amerika’yı sevmeyi de terk etmeyi

de gerekli görmem. Buna gülmem gelir.

 

Erkek değilim. Hiç belsoğukluğu çekmedim.

Erkek değilim. Playboy en sevdiğim dergi değil.

Erkek değilim. Mutsuzsam ağlarım.

Erkek değilim. Kadına üstünlük taslamam.

Erkek değilim. Ömrümde süspansuvar takmadım.

Erkek değilim. Şiir yazarım.

Erkek değilim. Barış ve Sevgi üzerinedir düşüncelerim.

Erkek değilim. Seni yok etmek değil niyetim.

William Carlos Williams’ın “Sen kendi kuşağının en iyisisin,” diye yazdığı, o yıllarda adı bilinmeyen Arnold’la (Schwarzenegger) vücut çalışan Norse, “Arzularımızı öldürünce her ölü gibi çürür, kokuşuruz” diyor, bunları hissediyor, böyle yazıyordu.

***

On yıl kadar önce Cevat Çapan’la oturup düşündük, Beat Kuşağı Şiiri adında bir kitap tasarladık. Şiirleri paylaştık, Cevat seçimi bana bıraktı. Kitap hazırlandı. Kızım Ludmilla telif hakları için yayınevleriyle, ajanslarla yazıştı. Çoğu her şiir için 3-5 dolar istedi, bir-ikisi 300-500 dolar. Yapamadık. Belki bir gün, dedik.

O gün geldi.

“When I was seventeen

It was a very good year…”

Bu Sinatra şarkısındaki gibi onyedim değil de otuzyedim çok iyi bir yıldı. ADAM Yayınları’nı kurmuştuk. Yıl 1981.

ADAM Yayınları yirmi yılı aşkın çok iyi idi. Sloganında söylendiği gibi, Değerli Kitaplar yayımlandı. Yayınlarının yarıdan çoğu şiirdi; telif ve çeviri şiir kitapları, seçkiler, antolojiler. Yayın kataloğu Türk ve dünya edebiyatının bir dökümü gibiydi, yok yoktu: Aziz Nesin’den Yaşar Kemal’e, Nazım Hikmet’ten Server Tanilli’ye pek çok yazarın, şairin bütün kitaplarını yayımladı. Klasikler, modernler, çağdaşlar; şiir, roman, öykü, oyun, anı, mektup, dil, deneme, eleştiri, inceleme, bilim… Hepsi değerli 1000’den çok kitap. Aydın Emeç, Cevat Çapan, Memet Fuat editördüler. Memet Fuat öncülüğünde iki de dergi yayımlandı: ADAM Sanat ve ADAM Öykü. O heyecan dolu, müthiş yılları tüm çalışanlarıyla coşku içinde yaşadık.

Sonra gerileme ve çöküş başladı. Bunun nedenini nasılını gayet iyi biliyoruz. Savaştık, ama başaramadık, yetersiz kaldık. Üzgün ve mutsuz muyum? Hayır. İnsanın yaşamında her şey sevinçli, mutluluk daimi değil. Öylesine coşkulu yıllardı ki yaşanan o yıllar, daha ne ister bir insan? Edebiyat, sanat için, yayıncılık için yeni kapılar açtığımız inancındayım. O yılları özlemek dahi haksızlık, nankörlük olur. Kurulduk, yaşadık, sahnedeki rolümüzü –umarım layıkıyla oynadık, şimdi perde kapanıyor. Bu kadar.

Yayımladığımız kitapların ilki bir Sabri Altınel şiir kitabıydı, Zamanın Yüreği. Yayınevi mührünü taşımasa da son kitabımız elinizde. Bazen sonsuzluk Sürüp Giderken Beat Kuşağı Şiiri. Cevat Çapan’la benim yıllar öncesinden bir projemiz.

Bu özel bir yayın; dostlarımız, yakınlarımız için. Her ne kadar Cevat “Her veda bir elveda değildir” dese de, bu bir veda kitabı.

Hoşçakalın.

NAZAR BÜYÜM