Gönüllerin çoksatarı

Kâhinin-Mektupları

Kâhinin Mektupları

ARTHUR RIMBAUD

çev. Ayberk Erkay Sel Yayıncılık 2020 119 s.

"Paul Valéry’nin 'Bütün bilindik edebiyat sağduyunun diliyle yazılmıştır, Rimbaud’nunki hariç.' sözünden hareketle bu kitaptaki metinlerin şifrelerini ele geçirmek elzemleşir. Nedir Victor Hugo’nun 'çocuk Shakespeare' övgüsüne nail olup yirmi bir yaşında şiiri bırakan ismin naturasındaki ayrıksı gizem? Öğütlediği gibi duyuları târumar ederek mi başlamıştır bilinmezin dilini konuşmaya?"

ÖMER ALTAN

Cep kitabı. Çeviri ve derleme işçiliği. Bağlam sunan notlar. Yüz elli yıllık iki mektup. İsyan, isyan, isyan.

Arthur Rimbaud’nun yalnızca burjuva düzeniyle sorunu olduğunu söylersek büyük ihtimalle yanılırız, onun başkaldırışı şairane derinlikler taşır. Ne demektir bu? Kâhin olmak için kendini deneylere atan çocuk her şeye savaş açmıştır. Taarruzun sonu yoktur. Bu, nihayetlenmeyi arayan yıkıcılık değildir. Bu, saf yıkıcılığa duyulan aşktır.

Süregelir ters yöne gidiş. Varolmak neymiş, ölmek dahi tatmin etmez böyle asi mizacı. “Mizaç mı?” deyip küçümseyecektir beni Rimbaud, elbette ciddiye alırsa, mühim değil, çürümüşlüğe alışan biri önemsemez hicvedilişi. O, “çılgın öfkelere” koşarken bizler onun nefret objeleri olmaya uyanırız her sabah. Şair için malzemedir tiksindiği rutinlerimiz ve iftiharın somu burada yatar.

Şair memnuniyetsizdir dense tanımlama hafif kalır. Böyle söylemeyi severiz yine de. Şairi nitelemelerle tehlikesinden arındırmaya çalışırız. Aksi takdirde bedenlenen yıkıcı kuvvete dayanacak tek duvar bile inşa edememişliğimizle yüzleşmek zorunda kalacağımızın farkındayız.

Rimbaud romantikleri reddetmeye götürür itirazlarını fakat biz okurlar dostla düşmanı aynı kümede eritmenin kaçak yollarını bulmuşuzdur. Dingin güzelliğe duyduğu tutkunun harareti Keats’i kâhin yapmaya elvermez mi? Cevap ne olursa olsun, on yedi yaşındaki gencin iki mektubu kayda düşülmüş imgelem tarihini dalgalanmalarla kat etmeye yetmiştir.

Rimbaud sınırda değildir. Sınırı öylesine geçmiştir ki açık alanda kat ettiği mesafe referanssızlaşır. Etrafını gözlediğinde sonsuzluktan başka şey kalmadığı hissi uyanır. Arazinin genişleyen ıssızlığında bu hissiyatla vertigolara düşen şairler elden ele geçirirler sarhoşluğu, öncellerini vur ha vur tahkir etmekten geri durmadan bittabi. Rimbaud da pek yüceltmez seleflerini, Baudelaire hariç diye şerh düşer yalnız, Baudelaire ki, “deha Deha çocukluğun iradeyle yeniden ele geçirilişinden başka şey değildir.” demiştir.

Kitapla ilgili düşünceler mi? Eğer hakiki bir yazara dönüşme arzum olsaydı bu küçük şarâbî kitabı 256 kez okurdum, yazıyla iki yüz elli altı, ama asla tamamlamazdım 260 okumaya. Öyle kıymetli ki içerik, ondan dolaysız biçimde bahsetmek küfür addedilecektir kimi nâhiyelerde. Belli ki sayfalar çekip çevirenin bilinciyle balmumlanmış. Metinler desen, yüz yılı aşan ötekileştirmelerle mühürlü. Anlayacağın, kitap kanlı ve canlı.

Efsunlarla örülü olmadığına inanmamı mı bekliyorsun mısraların? Tekrar tekrar seslendirilir pasajlar. Geçmişin şekilcilik mazgallarından flaş çakarak modern düşünceler sökün eder iki kapak arası. Cepte taşınarak tılsımlaştırılır Kâhinin Mektupları. Gecede ve gündüzde, şehirde ve kırsalda, çılgınlıkla ve uyanmışlıkla yâd edilir tek saikiı mevcudiyeti olan meteorun aydınlığı.

Paul Valéry’nin “Bütün bilindik edebiyat sağduyunun diliyle yazılmıştır, Rimbaud’nunki hariç.” sözünden hareketle bu kitaptaki metinlerin şifrelerini ele geçirmek elzemleşir. Nedir Victor Hugo’nun “çocuk Shakespeare” övgüsüne nail olup yirmi bir yaşında şiiri bırakan ismin naturasındaki ayrıksı gizem? Öğütlediği gibi duyuları târumar ederek mi başlamıştır bilinmezin dilini konuşmaya?

Alacakaranlıktan iniyoruz mahzene, taş merdivenin sonu gelmiyor, Rimbaud’nun elinde şamdan ve fakat irkiltici hırıltılar duymaya başladığımız noktada üflüyor mumları. Zifirde devam ediyor sağlıklı olana mesafelenme. Tekinsizce yaşamakta beis yok, elini yerleştir sevdiğinin omzuna, güven vermek için biraz daha rol yap, sahte sûretler arasında çıkar kitabı cebinden, göz gezdir, tek tek varsay imgeleri.,

“Ulaşmıştır bilinmeze ve elbet yitirecek olsa da nihayetinde görülerinin idrakini, şaşkınlığa teslim, görmüştür onları bir kere!”

Alıntılarla ilerleyemeyiz çünkü mektuplardan geriye kalacak olan bir avuç cümle değil, tamamı anlatılanların, tamamı değiştirecek düşünüşü. İrdelediğine pişman olmayacaksın.

Yeni patikalar sürülecek zirveden aşağılara, tarla kenarındaki korkuluklara taze anlamlar yüklenecek. Kulağın âşinâ olmadığı müzik her ağızdan taşarcasına fışkıracak. Unutmanın mümkün olmadığı duyumsamalar iletilecek dimağa, hırpalanacak paragraflar. Ne de-mek is-te-miş? Anlayamamanın erdemi keşfedilinceye dek soracaksın bu soruyu – ki yankıları kitaba doluşmuş.

Deri altına sızdıkça şiir ne ağaçlar ağaç artık ne dağlar dağ ne dağdağalar dağdağa. Homo erectus’a üç arşın uzakken megapol dile getirişler akamete uğramış. Dimağı çözecek Arthur Rimbaud zehiri. Lanetli şair dizeleri duraksatacak kamburlaşmayı. Okumak gerekmezse de okunacak, merak etme. Geçen yüzyılın çocuğuna güvenmek için doğru zaman. Ozan yanıltmaz.

İsimsiz kasabalardan adaşlar çağır. Kutlayalım keşfimizi. Şölenlere bahane gerek, biliyorsun. Ateşi yak. Sesi yükseklere çınlayacak birine ihtiyaç var. Rüzgâra karşı vurguyla, sabırsızlığı çiğneye çiğneye okuyacak. İşaret geldiğinde usul usul başla. Yutkun. Yaşamaya susamışsın. Edepsizce kulak kesil sahilde dolanan fısıltılara. Hakkını ver yazılanın. Hakkını ver harcanışların.

Evet, ödün yok artık çünkü farkındasın neler demiş Rimbaud, nereden çekmiş sınırı, nasıl dışarıda bırakmış öze ait olmayanı. Alaysamayla dinle ihtiyar heyetini. Köşeye çekildiğinde şarâbî kitabı karıştır tekrar tekrar. Hazine sandığında gezinmeyi sürdür.

Şölen alanından taşıdıysan yalımları yangın çıkarabilirsin kitaplıkta. Belki de kurtarman gereken tek kitaptır Kâhinin Mektupları, yangının asla bitmeyeceğini garantilemiş olursun o durumda. Falan filan, çok da ciddiye alma kendini. Teşekkür et bu içten hediyeye, uzaklaş, dilinde basitin de basiti bir şarkıyla.

“Şair doğmuş olmak gerek ve ben şair bildim kendimi...” diyen sesin peşinden ayrılma sakın. Ters yöne yürümeye devam et.

 

* İtalik alıntılar kitaptandır.