Politika

Yeni torba yasada vergisel yeni düzenlemeler; hasılat esaslı kazanç sistemi geliyor

Varlık barışının süresi 31 Aralık'a kadar uzatılacak

24 Temmuz 2019 20:46

*Doç. Dr. Murat Batı

08.07.2019 tarihinde TBMM'ye sunulan halk arasında ve basında sıklıkla "Torba Yasa" olarak adlandırılan ve 35 maddeden oluşan "7186 sayılı Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun" TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda kabul edildi. 17.07.2019 tarihinde TBMM'de kabul edilerek 18.07.2019 tarihinde onay için Cumhurbaşkanlığına gönderildi. 19.07.2019 tarih ve Mükerrer 30836 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak da yürürlüğe girdi. Bu Yasa'da birçok kişiyi ilgilendiren farklı düzenlemeler bulunmaktadır. Ancak 35 maddeden oluşan Yasa'da özellikle vergilemeye ilişkin 6 ayrı maddede düzenleme yapılmaktadır. Bunlardan 1, 2, 14 ve 20'nci maddelerin uygulanma alanı ve tabanı çok daha fazladır. Bu yapılan düzenlemeleri basit ve anlaşılır bir dille ifade etmeye çalışayım.

Hasılat esaslı kazanç sistemi geliyor

Torba Yasa'nın 1'inci maddesi ile 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun mülga 113'üncü maddesi "hasılat esaslı kazanç sistemi" kenar başlığı ile yeniden aktive edilmesi planlanıyordu. Hasılat esaslı kazanç sisteminden; küçük çaptaki esnaf lokantaları, terzi, berber gibi basit usul mükellefleri de dâhil olmak üzere marketler, galeriler, dershaneler, kurslar gibi defterleri bilanço ya da işletme esasına göre tespit edilenler, avukatlar, doktorlar, diş hekimleri gibi serbest meslek kazanç sahipleri ile bankalar, finans kuruluşları gibi kurumlar vergisi mükellefleri yararlanabileceklerdi. 

Ancak Torba Yasa'nın 1'inci maddesinde yer alan bu kadar geniş kapsamlı bir uygulama sivil toplum kuruluşlarını harekete geçirdi ve yapılan görüşmeler sonuç vererek bu maddenin kapsamı daraltıldı. Buna göre Plan ve Bütçe Komisyonunda kabul edilen taslak şekline göre sadece şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyetinde bulunan ve bu faaliyetlerinden kaynaklanan hasılatlarının tamamını elektronik ücret toplama sistemleri aracılığıyla elde eden mükelleflerin yararlanması planlandı. Yani önceki halinden pek eser kalmadı. Ayrıca şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyetinde bulunan ve bu faaliyetlerinden kaynaklanan hasılatlarının tamamını elektronik ücret toplama sistemleri aracılığıyla elde eden mükelleflerin tamamı da bu hasılat esaslı kazanç sistemine geçemeyecek. Madde hükmüne göre bu mükelleflere bir tercih hakkı verilmektedir. Yani isterlerse bu sisteme geçecekler. Dolayısıyla da istemezlerse eski şekilde vergilendirmeye devam edilecektir. Yani bu sistemden yararlanmakta "mükellefin tercihi esas olacak", mükellefler istemezlerse bu sisteme girmeyeceklerdir. Ancak bu sistemi kullanacaklar 2 yıl boyunca da bu sistemden geri dönemeyeceklerdir. Sistem uygun gelmezse 2 dönem (yıl) bu sistemde kaldıktan sonra 2 yılı takip eden yılbaşından itibaren de tekrar eski sisteme dönebileceklerdir.

Bu sisteme dâhil olanların yaptıkları gider ve maliyetlerin bir önemi kalmayacaktır. İşin devamı için yapılan giderlerin bir önemi kalmamaktadır. Elde edilen KDV dâhil brüt iş hasılatının %10'u bu vergiye tabi kazancı (matrahı) oluşturacaktır. Ancak hasılat esaslı kazanç sisteminde tabi faaliyetin devamı için yapılan genel giderler başka gelirler için de gider konusu yapılamayacaktır. Bunun yanında başkaca geliri varsa bile onu da hasılat esasına tabi kazancına dâhil edemeyecek ve onu ayrı şekilde beyan etmesi gerekecektir.

213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 353'üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası hükümleri uyarınca yani fiş fatura gibi belge vermeme dolayısıyla kesilecek özel usulsüzlük cezaları bir takvim yılı içinde hakkında iki kez kesilen mükellefler, cezanın kesildiği ve takip eden iki takvim yılına ait kazançları için hasılat esaslı kazanç sisteminden yararlanamayacaklar. 

Varlık barışının süresi 31 Aralık'a kadar uzatılıyor

Bu Yasa uyarınca Varlık Barışı olarak adlandırılan uygulama 31.12.2019'a kadar uzatıldı. 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'na "Geçici Madde 90" eklenerek bu uygulama hayata geçirildi. Buna göre yurt dışında bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarını, 31 Aralık 2019'a kadar Türkiye'deki banka veya aracı kuruma bildiren gerçek ve tüzel kişiler, bunları serbestçe tasarruf edebilecek. Yani bunlar için hiç kimseye hesap vermeyecekler. Banka ve aracı kurumlar, bildirilen yurt dışında bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarından sadece %1 vergi kesintisi yapacak ve bunu izleyen ayın 15'inci günü akşamına kadar da vergi sorumlusu sıfatıyla kendi bağlı oldukları vergi dairesine beyan edip ödeyeceklerdir. Beyan edilmemesi durumunda %1 vergi stopajını (kesinti, tevkifat) yapmayan banka veya aracı kuruma vergi cezası kesilecek ve bu süreden itibaren de aylık %2,5 gecikme faizi uygulanacaktır.

Yurt dışında bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarını Türkiye'ye getirip banka ya da aracı kurum vasıtasıyla sisteme dâhil etmeleri durumunda bu para aklanmış olacak ve herhangi bir sorguya ya da vergi incelemesine de tabi olmayacaklardır. Ancak kesilen %1'lik vergiyi ise mükellefler, herhangi bir vergiden mahsup edemeyecek ya da indirim konusu yapamayacaklar.     

Yasa'daki 2'nci maddenin yürürlük tarihi yani 19 Temmuz 2019 itibariyle kanuni defterlerde kayıtlı olan sermaye avanslarının, yurt dışında bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarının, teklifin yasalaşmasından önce Türkiye'ye getirilerek karşılanmış olması halinde, bu avansların defter kayıtlarından düşülmesi kaydıyla düzenlemeden yararlanılacak. Defter tutan mükellefler, Türkiye'ye getirilen varlıklarını, dönem kazancının tespitinde dikkate almaksızın işletmelerine dâhil edebilecekleri gibi aynı varlıkları vergiye tabi kazancın ve kurumlar için dağıtılabilir kazancın tespitinde dikkate almaksızın işletmelerinden çekebilecekler.

Kurumlar ya da gelir vergisi mükellefleri tarafından sahip olunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ile taşınmazların Türkiye'de bulunması ancak herhangi bir kayıt altına alınmamış olunması durumunda ise vergi dairelerine 31/12/2019 tarihine kadar beyan edilmesi gerekmektedir. Bu beyan durumunda %1 vergi hesaplanacak ve bunun ödenmesi durumunda ise kayıtlı hale gelen bu varlıklar aynı tarihe kadar dönem kazancının tespitinde dikkate alınmaksızın kanuni defterlere kaydedilmesi gerekmektedir. Bu takdirde, söz konusu varlıklar vergiye tabi kazancın ve kurumlar için dağıtılabilir kazancın tespitinde dikkate alınmaksızın işletmeden çekilebilecek.

Buna göre beyan edilen taşınmazların ayni sermaye olarak konulmak şartıyla işletme kayıtlarına alınması halinde, sermaye artırım kararının beyan tarihi itibarıyla alınmış olması ve söz konusu kararın beyan tarihini izleyen 10'uncu ayın sonuna kadar ticaret siciline tescil edilmesi kaydıyla bu varlık barışından yararlanabilirler.

Ancak ödenen bu %1'lik vergi gider yazılamayacak ve herhangi bir vergiden de mahsup edilemeyecektir. Türkiye'ye getirilen veya kanuni defterlere kaydedilen varlıkların elden çıkarılmasından doğan zararlar, gelir veya kurumlar vergisi uygulaması bakımından gider veya indirim olarak değerlendirilmeyecektir. 

Ve daha önemlisi bu uygulamadan yararlanmak isteyen mükellefler bildirilen ya da beyan edilen tutarlara ilişkin tarh edilen verginin vadesinde ödenmesi ve 31.12.2019'a kadar bildirilen varlıkların, bildirimin yapıldığı tarihten itibaren üç ay içinde Türkiye'ye getirilmesi ya da Türkiye'deki banka ya da aracı kurumlarda açılacak bir hesaba transfer edilmesi gerekmektedir. Aksi takdirde bu uygulamadan yararlanmaları mümkün değildir.

Mülkiyeti devlete geçirilen kara taşıtları ile alakalı düzenleme

Torba Yasa'nın 14'üncü maddesine göre;  4458 sayılı Gümrük Kanunu'na "Geçici Madde 10" eklenerek bu uygulama hayata geçirilecektir. Bu madde ile aşağıdaki şekilde yapılacak düzenleme ile iyiniyetli üçüncü kişilerin mağduriyeti azaltılıp hatta giderilmesi amaçlanmaktadır.

Buna göre mevcut bir soruşturma kapsamında bulunan veya el konularak mülkiyetin kamuya geçirilmesi kararı verilen kara ulaşım araçları için 31 Aralık 2019 tarihine kadar ilgili gümrük idaresine başvurulması ve taşıtın ilk ediniminde ödenmesi gereken Özel Tüketim Vergisi'nin % 25'ine tekabül eden tutarın başvuru sahibine tebliğ edildiği tarihten itibaren 1 ay içinde ilgili tahsil dairesine ödenmesi halinde, araç hakkında el konularak mülkiyetin kamuya geçirilmesi kararı verilmeyecek, mevcut kararlar kaldırılacak ve el konulan araç sahibine iade edilecek. Tasfiye süresi bitmiş araçlar bu kapsam dışında tutulmuştur.

Ancak %25'lik ÖTV oranı bazı koşullarda %15'e düşebilmektedir. Buna göre bu madde yürürlüğe girmeden önce serbest dolaşım rejimine tabi tutularak ilk edinimi gerçekleşmiş kara ulaşım araçları ile ilgili olmak kaydıyla, 4458 sayılı Gümrük Kanunu'nun 235'inci maddesi uyarınca el konulmak suretiyle kamuya geçirilmesi kararının gümrük idaresince tespit edilmesinden önce kendiliğinden bildirilmesi durumunda ÖTV oranı %15 olarak uygulanacaktır.

Yurt dışı çıkış harçları artırılıyor

Yurt dışı çıkış harç tutarı çıkış başına 15 TL'den 50 TL'ye yükseltiliyor. Yani yaklaşık 3,3 kat artıyor. Artırılan bu harç bedellerinin 15 TL'lik kısmı 2985 sayılı Toplu Konut Kanunu'nun 2/f maddesi uyarınca Toplu Konut İdaresi'ne aktarılacak. Kalan 35 TL ise genel bütçeye yani hazineye aktarılacak.


*Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Ali Fuad Başgil Hukuk Fakültesi, Mali Hukuk Anabilim Dalı Başkanı