Dünya
Deutsche Welle

Yemenliler Almanya'da adalet arıyor

ABD'nin Yemen'de düzenlediği bir İHA saldırısından sağ kurtulanlar Köln'de dava açtı. Hukukçulara göre saldırıda Almanya'nın da sorumluluğu var.

24 Mayıs 2015 18:22


Yemenli Faysal Bin Ali Cabir 29 Ağustos 2012 gecesini hayatı boyunca unutmayacak. O gece akrabalarıyla birlikte Yemen'in doğusundaki Kaşamir köyündeki bir düğüne gitmişti Faysal. Amerikan insansız hava araçlarından atılan beş roket düğünü kana buladı. Mühendis Faysal Bin Ali Cabir saldırıdan kurtulmayı başardı ancak yeğeni Valid ve kaynı Salim'i bu saldırıda kaybetti. “Teröre karşı savaşta” ölen masum insanlar yine “sivil zayiat” olarak kayıtlara geçti. Beyaz Saray Yemen'de ölen sivillerin sorumluluğunu ise bugüne kadar hiç üstlenmedi.

Yemen'deki hava saldırısı 27 Mayıs'ta Köln İdare Mahkemesi'nde yargıya taşınacak. Yemenlileri adalet arayışında destekleyen Avrupa Anayasal Haklar ve İnsan Hakları Merkezi'nden Andreas Schüller davanın önemine dikkat çekiyor: “Köln İdare Mahkemesi'nde görülecek dava, bildiğimiz kadarıyla dünya çapında ilk dava. Şimdiye kadar bazı soruşturmalar oldu. Mesela Pakistan'da... Bir Alman vatandaşının Pakistan'da öldürülmesi üzerine Almanya'da da bir soruşturma yapıldı. Ama mahkeme önünde, hâkim karşısında ilk kez bu tarz bir vaka ele alınacak.”

Hukukçu Schüller, Ramstein'daki Amerikan hava üssü nedeniyle Almanya'nın da sorumluluk taşıdığına dikkat çekiyor.

İHA operasyonlarında Ramstein'ın belirleyici rolü

Ramstein, ABD'nin yurtdışındaki en büyük askeri hava üssü. Kaiserslautern yakınlarındaki üs bin 400 hektarlık bir alana kurulu. 1993 yılında imzalanan anlaşma uyarınca Alman görevliler ve siyasetçiler ABD komutanlığının onayı olmadan üsse adım atamıyor. Üste bulunan Hava ve Uzay Operasyonları Merkezi'nde 650 Amerikan askeri, bin 500 bilgisayar ve insan boyundaki ekranlarla Yemen, Somali, Afganistan ve Pakistan'daki hedeflere yönelik hava operasyonlarını koordine ediyor. İHA'lar uydu aracılığıyla Ramstein'a veri ve fotoğraf aktarıyor. Aktarılan veriler üs aracılığıyla çoğunluğu ABD'de bulunan İHA pilotlarına iletiliyor. Pilotlar yine üs üzerinden İHA'ları yönlendiriyor ve operasyonlara imza atıyor. Bu pilotların açıklamalarına göre Ramstein olmadan ABD'nin İHA saldırılarını yapabilmesi mümkün değil.

Kaiserslautern'de geçmişte hakim olarak görev yapan Hristiyan Demokrat Birlik milletvekili Jürgen Todenhöfer Ramstein Hava Üssü'nü yakından tanıyan bir isim. Todenhöfer Washington'un hedef gözeterek yaptığı operasyonların bir cinayet olduğunu belirtiyor: “Obama her hafta önündeki ölüm listesinin üstünden geçip isimlerin yanına çentik atarken cinayet işliyor. Bunun hukuki bir temeli yok. Şüphelileri öylece öldürüp sonra da 'Adı listedeydi ve belki ileride bize bir şey yapabileceği şüphesi vardı' diyemezsiniz. Ramstein'ın yardımıyla, hakim kararı olmadan dünyanın her yerinde cinayet işleniyor.”

Milletvekili Jürgen Todenhöfer İHA'ların operasyon yaptığı bölgelerde bulunmuş bir isim. Todenhöfer'in Pakistan'ın Veziristan bölgesinden bir avukatın kendisine verdiği bilgilere göre İHA saldırılarında ölenlerin en az yüzde 90'ı masum siviller.

Raporlara göre sivil ölümleri

İngiliz sivil toplum kuruluşu Reprieve'nin hazırladığı rapor da bu bilgiyi doğruluyor. Rapora göre Barack Obama'nın ölüm listesindeki 41 ismi ortadan kaldırmak için toplamda bin 147 insan öldürüldü. Amerikan İHA'ları radikal İslamcı Beytullah Mesud'u öldürmek için 6 kez yanlış hedefleri vurdu. 2009 yılında düzenlenen yedinci operasyonda Mesud öldürülürken toplamda 164 insan hayatını kaybetti.

Amerikan Açık Toplum Adalet İnisiyatifi (Open Society Justice Initiative) tarafından yapılan ve sonuçları nisan ayında yayınlanan çalışma da İHA saldırılarını masaya yatırıyor. Kuruluş sözcülerinden Amrith Singh hazırladıkları 128 sayfalık raporun, Obama'nın 2013 yılında koyduğu kriterleri sorguladığını belirtiyor. Obama sivillerin zarar görmeyeceği kesin olduğu takdirde İHA operasyonlarının yapılacağını ifade etmişti. Ayrıca ancak teröristlerin yakalanıp yargıya teslim edilemeyecek durumda olmaları halinde operasyon düzenlendiğini söylemişti. Singh'e göre birçok vakada bu kriterler aranmıyor. Ayrıca çoğu vakada hedef alınan şahısların ABD'ye veya Yemen hükümetine doğrudan bir tehdit oluşturduğu hükmüne varmak da mümkün değil.

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştirDeutsche Welle