Çevre

Yatağan, Yeniköy ve Kemerköy termik santrallerinin bedeli: 45 binin üzerinde erken ölüm, havaya salınan 360 milyon ton karbondioksit!

"Üç termik santraline sağlanan yüklü devlet teşvik ve desteklerinin bedeli yurttaşa yansıtılıyor"

26 Temmuz 2019 15:52

Yatağan, Yeniköy ve Kemerköy Termik Santralleri’nin ekolojik, toplumsal, ekonomik bedellerini ele alan “Kömürün Gerçek Bedeli - Muğla Raporu” yayımlandı. Avrupa İklim Ağı'nın desteğiyle hazırlanan rapora göre, üç termik santral ve onlara yakıt sağlayan linyit madenleri yalnızca son bir yılda 280 erken ölüme 300’ün üzerinde kişinin hastaneye yatmasına, 61.300 iş günü kaybına neden oldu. Termik santrallerin insan sağlığına 1982-2017 yılları arasındaki maliyeti ise 45 binin üzerinde erken ölüm, 46 bine yakın kişinin hastaneye yatması ve 12 milyon iş günü kaybı oldu. Santraller, bu şekilde çalışmaya devam etmeleri halinde 2043 yılına kadar, 5270 erken ölüme 5600 kişinin hastaneye yatmasına 1 milyondan fazla iş günü kaybına neden olacaklar.

Deniz Gümüşel ve Elif Gündüzyeli imzalı raporda, termik santrallerin küresel ısınmaya olan etkilerine de değinilerek “Türkiye’nin kömürden elektrik üretimi sonucu yıllık olarak atmosfere saldığı karbondioksitin ortalama yüzde 15’inin Yatağan, Yeniköy ve Kemerköy termik santrallerinden kaynaklandığı” bilgisi paylaşıldı.

Termik santrallerin vatandaşa ekonomik bir yük olduğu vurgulanan raporda “Muğla’nın eski ve kirli üç termik santraline sağlanan yüklü devlet teşvik ve desteklerinin bedeli, doğrudan vergi ödeyicisi olan ve elektrik faturası ödeyen yurttaşlara yansıyor” denildi.

"30.000 futbol sahası büyüklüğünde orman alanı tahrip olacak"

Raporda, Kırsal Çevre ve Ormancılık Sorunları Araştırma Derneği’nin ‘Muğla İl Sınırları İçindeki 3 Termik Santral ve Açık Ocak Linyit İşletmelerinin Orman Ekosistemlerine Etkileri’ çalışmasından bilgiler paylaşıldı. Atıfta bulunulan raporun bulgularına göre;

- 2014 yılında işletme hakları özel sektöre devredilen toplam 13 madenin işletme ruhsat alanlarının yüzde 47,3’ü orman alanı.

- Bölgede 1979’dan beri toplamda yaklaşık 5000 hektar (7800 futbol sahası büyüklüğünde) alanda açık ocak linyit işletmeciliği yapıldı. Bu kapsamda ne kadar orman alanının, ne kadar tarım alanının tahrip edildiği bilgisine ulaşılamıyor.

- Önümüzdeki 30 yıllık süreçte, ruhsat alanlarının tamamının işletmeye alınması durumunda Milas’ta 11.200 hektar, Yatağan’da 7250 hektar, toplamda yaklaşık 30.000 futbol sahası büyüklüğünde orman alanı daha tahrip olacak.

"Termik santraller her yıl doğaya 1 tondan fazla cıva salıyor"

Kömürün Gerçek Bedeli – Muğla raporunda, termik santrallerin etkilerine ilişkin kaydedilenler şöyle:

- Yatağan, Yeniköy ve Kemerköy termik santrallerinden, her yıl doğaya 1 tondan fazla cıva salınıyor. Bu cıvanın yüzde 20’si Akdeniz’de deniz suyuna çökeliyor ve balıkların dokularında birikerek besin zincirine karışıyor. 2018- 2043 yılları arasında (gerekli çevre yatırımları tamamlansa bile üç santral de 50 yaşına kadar çalışmaya devam ederse) 435.000 ton kükürt dioksit (SO2), 355.000 ton azot oksit (NOX), 29.000 ton toz, 22.000 kilogram cıva daha salacak.

- Muğla’daki termik santrallerden kaynaklanan hava kirliliği en çok Yatağan, Milas, Kavaklıdere ve Ula’da yoğunlaşıyor.

Termik santrallerin insan sağlığına etkileri; binlerce erken ölüm

- Santrallerden kaynaklanan hava kirliliği halihazırda yılda 280 erken ölüme yol açıyor; hastalık ve erken ölümler dolayısıyla yılda toplamda 61 bin iş günü kaybına yol açıyor.

- Yatağan’da ilk santral ünitesinin işletmeye alındığı 1982 yılından, 2017 yılı sonuna kadar, üç santralin yarattığı hava kirliliğinin toplamda 45 bin insanın erken ölümüne neden olduğu tahmin ediliyor.

- 2018-2043 yılları arasında, her bir santral 50 yaşını dolduruncaya kadar çalışmaya devam ederse; çevre yatırımları mevzuata göre yapılsa bile, santrallerden kaynaklı hava kirliliğinin 5300 insanın daha erken ölümüne yol açacağı öngörülüyor.

Kömürün iklim değişikliğine katkısı Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC), 2018 Ekim ayında yayınladığı rapor ile küresel sıcaklık artışını 1,5 derece ile sınırlamanın hepimiz için elzem olduğunu ortaya koydu. Bu hedefe ulaşmanın halen mümkün olduğunu ama bunun en önemli koşullarından birinin kömür yatırımlarının acilen terk edilmesi, Türkiye’nin de üyesi olduğu OECD ülkelerinde 2035’e kadar, diğer tüm ülkelerde de 2050 yılına kadar kömür tüketiminin sıfıra inmesi gerektiği belirtildi.

Muğla’daki üç termik santralin karbondioksit salınımları açısından karnesi; 30 bin insan yerinden edilebilir

- 1982-2017 yılları arasında Yatağan, Yeniköy ve Kemerköy termik santralleri, elektrik üretilmesi için kömür yakılması işlemi sonucu atmosfere toplamda 360 milyon ton karbondioksit saldı.

- Santraller 2018-2043 yılları arasında çalışmaya devam ederlerse 328 milyon ton karbondioksit daha salacaklar.

- Geçtiğimiz 35 yıl içinde kömür madenlerinin işletmeye alınması nedeniyle bölgede 8 köy yer değiştirmek zorunda kaldı; bir kısmı birden fazla kez taşındı.

- Santrallerin kapasite artırımı, ömürlerinin uzatılması ve maden ruhsat alanlarının tamamının işletmeye alınması planları gerçekleşirse 40 köyün halkı daha, köyünün olduğu gibi taşınması ya da zeytinlik, tarım, orman alanlarının istimlakı sonucunda yaşam alanlarını terk etmek zorunda kalacak. Bu da, Milas’ta 8300, Yatağan ve Menteşe’de 20.400 olmak üzere toplamda 30 bine yakın insanın doğrudan veya dolaylı olarak yerinden edilmesi anlamına gelecek.

Termik santrallerin olduğu bölgede 833 sit alanı var

- Arkeologlar Derneği’nin yaptığı analize göre, linyit çıkarılmak üzere ruhsatlandırılan alanların içinde pek çok tescil edilmiş arkeolojik sit alanı bulunuyor.

- Bölgede önemli birer kültür miras alanı olan ve halihazırda aktif olarak araştırılan Stratonikeia ve Lagina arasındaki sit alanları, kömür çıkarma sahalarından en fazla etkilenen arkeolojik sitler. Stratonikeia antik kenti aynı zamanda UNESCO dünya mirası adayı.

- Yatağan, Yeniköy ve Kemerköy termik santrallerinin etki alanında kalan toplam 880 adet sit alanı var, bunlardan 833’ü arkeolojik sit alanı.

"Üç termik santraline sağlanan yüklü devlet teşvik ve desteklerinin bedeli yurttaşa yansıtılıyor"

- Emeklilik yaşına gelmişken özelleştirilerek ömrü uzatılan Muğla’nın eski ve kirli üç termik santraline sağlanan yüklü devlet teşvik ve desteklerinin bedeli, doğrudan vergi ödeyicisi olan ve elektrik faturası ödeyen yurttaşlara yansıyor. Bir başka deyişle, çoktan kapatılması gereken ve insan sağlığı ile ekosistemlere büyük zarar veren bu santrallerin çalışmaya devam edebilmesi için yine vatandaşlar bedel ödüyor.

- Bölgesel yatırım teşvikleri kapsamında her 3 santral, yerli kömürden elektrik üretimi yaptıkları için ‘öncelikli yatırımlar’ tarifesi üzerinden KDV istisnası, Gümrük Vergisi Muafiyeti, Vergi İndirimi, Sigorta Primi İşveren Hissesi Desteği, Yatırım Yeri Tahsisi, Faiz Desteği’nden yararlanıyor. Bu,ülke ekonomisine önemli bir girdi olan vergi kalemlerinin ödenmemesi yoluyla kayda değer ölçekte bir yük getiriyor.

- 2017 yılında yerli kömür kaynaklarıyla elektrik üretimi yapan şirketlere getirilen sabit fiyatlı elektrik alım garantisi kapsamında satın alınan toplam elektrik miktarının yüzde 30’u, 1 milyar 105 milyon TL karşılığında Yatağan, Yeniköy, Kemerköy santrallerini işleten şirketlerden alındı.

- 1 Ocak 2018’de yürürlüğe giren Kapasite Mekanizması Yönetmeliği dahilinde, Ocak-Aralık ayları arasında, bu üç santralin belli bir kapasitesinin işletmede kalabilmesi için sağlanan kapasite ödenekleri devlet bütçesine 187 milyon TL’ye mâl oldu.

“Gerçekçi bir iklim değişikliği eylem planının hazırlanmalı”

Termik santrallerinin olumsuz etkilerinin azaltılması ve çevreci politikaların benimsenmesi için de çeşitli önerilere yer verilen raporda şunlar vurgulandı:

- Enerji üretiminde kömürden, yurttaş merkezli yenilenebilir enerji kaynaklarına geçişi mümkün kılabilecek bölgesel ve ulusal planların acilen ortaya konulmalı.

- Bu geçişin tüm yöre halkı için adil olmalı; bölgedeki kömür sektöründe istihdam edilen, Aydın, Denizli ve Muğla illerinde toplamda 5 bine yakın işçinin aileleri ile birlikte katma değeri kömüre göre daha yüksek, işçi güvenliği açısından çok daha düşük riskli iş kollarında istihdam edilebilmesi için gerekli rehabilitasyon ve eğitimlerin sağlanması, iş olanaklarının yaratılması, bunun için gerekli planlamaların somut olarak uygulamaya konulması;

- Yeni kömür ocaklarının ruhsat alanları içindeki genişlemesi bir an önce durdurulmalı;

- Emeklilik yaşına gelmiş Yatağan, Yeniköy ve Kemerköy termik santrallerinin maliyetli yenileme yatırımları yerine kısa vadeli bir plan çerçevesinde kademeli olarak kapatılması;

- Yeni kömür projeleri iptal edilmeli;

- Kömür üretim sahaları ve santrallerinden etkilenen ekosistemler için rehabilitasyon planlarının yapılmalı ve uygulanmalı;

- Bölgede son 40 yılda biriken kümülatif kirlilik (toplam kirlilik yükünün) bütünsel olarak değerlendirilmeli, kirliliğin gerçek boyutlarının öncelikle yöre halkı, çevre bilimciler ve sağlıkçılar olmak üzere kamuoyu ile paylaşılmalı;

- Kömür madeni ve santral işletmelerinin kapatılıncaya kadarki sürede çevre performans göstergelerinin, sorumlu kamu kurumları tarafından düzenli olarak izleme ve denetime tabii tutulmalı ve bu raporlara erişimin, yasayla tanımlandığı üzere, halk ile şeffaf olarak paylaşılmalı;

- Kömür kaynaklı kirlilikten çokça etkilenen bu bölgede halk sağlığı izleme ve değerlendirme çalışmalarının geliştirilmeli; halk sağlığı iyileştirme programları geliştirilmeli; etkilenen yöre halkının sağlık hizmetlerine eksiksiz ve ücretsiz erişiminin sağlanmalı;

- Bölgedeki termik santraller ve madenler başta olmak üzere tüm kömürlü termik santrallerin ÇED süreçlerine, santrale kömür taşıyan ve sonrasında atık bertarafını sağlayacak tesislerin de dahil edilmesi, bütüncül bir yaklaşım güdülmeli;

- Kömür madenleri ve termik santrallere kamu bütçesinden ayrılan teşvik ve desteklerin bölgede sürdürülebilir, yurttaş merkezli yenilenebilir enerji üretim projeleri ile iklim değişikliğine uyum için harcanmalı;

- Muğla için bir an önce gerçekçi bir iklim değişikliği eylem planının hazırlanmalı ve bu plan dahilinde düşük karbonlu bir patikaya adil geçiş için adımların planlanmalı.


Raporun tamamına ulaşmak için tıklayınız...