Söyleşi

Ulamış Köy Tiyatrosu oyuncuları: Sanata dokunan eller kir bırakmaz

Seferihisar Belediyesi tarafında kurulan tiyatronun oyuncularının büyük bir bölümü tarlada, bağda, bahçede çalışan köy insanları. Çoğunluğu kadın oyunculardan oluşan tiyatronun yaş ortalaması 50 ve en genci 10, en yaşlısı 76 yaşında

03 Ocak 2020 14:42

Haber - Fotoğraf: Yakup Önal

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin 26 - 29 Aralık 2019 tarihleri arasında düzenlenen "2. Mahalle ve Köy Tiyatroları Festivali"nde yer alan Ulamış Köy Tiyatrosu ünü ülke sınırları dışına çıkan, dikkat çeken bir yerel tiyatro.

Seferihisar Belediyesi tarafında kurulan tiyatronun oyuncularının büyük bir bölümü tarlada, bağda, bahçede çalışan köy insanları. Çoğunluğu kadın oyunculardan oluşan tiyatronun yaş ortalaması 50 ve en genci 10, en yaşlısı 76 yaşında.

Oturduğu evde yalnız yaşayan, tüm ev işlerini tek başına yaptıktan sonra, ördüğü örgüleri elleri üşüyen çocuklara gönderen, kermeslere bağışlayan 70 yaşındaki Ayşe Duruk’la konuştuk:

"Gençliğimizde zeytin topladık, hayvancılık yaptık. Zaman böyle geçti. Şimdi tiyatroda oynuyorum. Tiyatroda kızım ve torunumla 3 kuşak buradayız. Önce tiyatroya gitmek istememiştim. Şimdi ise bırakmak istemiyorum. Küçük şeylerden mutlu olmayı bilirim. "Sanata dokunan ellerde kir barınmaz" demişler, çok doğru söylemişler. Sanatla bir arada olan mutlu olur, Benim olduğum gibi…"

Tiyatronun kurucusu, yönetmen Vedat Murat Güzel, Çocuk Belediyesi projesi kapsamında Tunç Soyer’in Seferihisar Belediye Başkanlığı döneminde önce çocuk, sonra gençlik ve yetişkin tiyatrosu olarak başlandığını belirtiyor ve ekliyor:

"Kadın tiyatrosu kurma düşüncemiz bizi köy tiyatrosu oluşturmaya yönlendirdi.

İlk başlarda böyle bir işi yapılandırmak kolay değil. Sevgiyle sabırla onlara yardım ederek, onlara "gelin oynayın" diyerek değil de "gelin bizi izleyin, bakın güzel şeyler yapıyoruz" diyerek önce izleyici olarak çektik. Eğlenceli derslerle çektik. Sevgi ve sabırla, yapabildikleri doğrultusunda onları sahnede cesaretlendirdik.

Hayatında hiç tiyatroya gitmemiş, tiyatro oyunu izlememiş insanımız şimdi sahnede emek veriyor. Onların hayatında ciddi bir değişiklik oldu. Hayata sanatsal açıdan bakmaya başladılar.

Oyuncular ilk başlarda "Niye oraya gidiyorsun, ne işin var orada" gibi tepkilerle karşılaşmışlar. Zaman içerisinde bu görüş değişti. Artık "Bir daha oynamıyor musunuz? Şimdi nerede oynayacaksınız" soruları ile karşılaşıyorlar.

Genelde sahne gerektirmeyen köy amaçlı oyunlar oynuyoruz. Köylünün sadece toprağı ile hayvanı ile değil sanatla da yaptığı üretimi göstermek için meydanlara, sokaklara çıkıyoruz. Komşu köylerde oyunlarımızı oynuyoruz. Şenliklerde yer alıyoruz. Genelde enstrümanlı, müzikli oyunlardan bölümler sunuyoruz. Tiyatro sevdamızı her yana yansıtmaya çalışıyoruz. Köyün duvarlarını boyadık, oyuncularımızın isimlerini yazdık, tiyatro sembollerini yansıttık. İki-üç yıl içinde ciddi bir tiyatro sevgisi ilgisi oluştu. Daha önce kahvehanenin önünden geçemeyen oyuncular, şimdi kahvehanenin içinde oyunlarını oynuyorlar. Torunlar ninelerini izliyor. Oyunlarımıza çocuk, anne, kız, anneanne geliyorlar."

Köy’den Avrupa’ya açılan tiyatro!

İlk oyunlarını İstanbul’da oynadıklarını anlatan Vedat Murat Güzel "Ardından Ankara’da, Eskişehir’de oyun oynadık. Bunlar bir birini takip etti biz ancak yedinci oyunda kendi köyümüzde, Ulaşmış’da oyunumuzu oynayabildik. Kışın köy kahvehanesinin içinde, hava güzel olduğunda açık alanda oyunumuzu oynuyoruz. Çalışmalarımızı Kadın Emeği binasında yapıyoruz. İlçe merkezinde İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Çağan Irmak Sahnesi var, orada oynuyoruz. Avrupa turnemiz oldu, Almanya’ya gittik. İnsanlar köylülerin ilk kez tiyatro yaptığına inanamıyorlar. Onların samimi içten performansı ayakta alkışlanıyor. Davet olan her yere gidiyoruz" dedi.

Yine Vedat Murat Güzel anlatıyor:

"Çoğu çiftçi olan oyuncularımız ayda 1-2 kez şehir dışı çıkmayı gerektiren oyunlarda kendi işlerini ona göre ayarlıyorlar. Köy dışına çıkmak onlara da iyi geliyor. Gururlanıyorlar, mutlu oluyorlar. Tarladaki işlerini erken bitirmeye çalışıyorlar, Pazar tezgahlarını tanıdıkları birine emanet ediyorlar.

Ulamış Köy Tiyatrosu ile ilgili halen köyde çiftçilik yapan Akdeniz Üniversitesi Sinema Bölümü mezunu Berkay Taşan’ın çektiği kısa belgesel filmin yurt içi ve yurt dışı bir çok festivalde gösterildiği de ifade edildi."