Gündem

Tutuklanan binbaşının eşi: Urfa'da kalkışma olmadı, eşim FETÖ'cü değil, 35 günlük bebeğimiz zor durumda

"Lojmandan çıkmamız söylendi, Urfa’da ev kiralamak isteyenlere ev verilmiyor"

11 Ağustos 2016 12:27

15 Temmuz darbe girişiminin ardından başlatılan soruşturma kapsamında tutuklanan 20. Zırhlı Tugay Topçu Tabur Komutanı Binbaşı Erhan Ergün’ün eşi Sevinç Berna Kar Ergün, o gece Urfa'da bir kalkışma olmadığını belirterek, eşinin darbeci ve FETÖ'cü olmadığını söyledi. Hürriyet yazarı Faruk Bayer'e bir mektup yazan Ergün, "Yargıya güveniyoruz. Eşimin darbeci ya da FETÖ örgütü ile ilgisinin olmadığının ortaya çıkacağından yüzde yüz eminiz" dedi.

Eşinin tutuklanmasının ardından mağduriyetler yaşadıklarını belirten Ergün, "35 günlük Ayşe bebeğimiz (arkadaşımın) 40 derece ateşlendi ve ancak 2 gün sonra doktora götürebildikİhraç kararının ertesi günü 15 gün içerisinde lojmanlardan çıkmamız söylendi. Urfa’da ev kiralamak isteyenlere ev verilmiyor ya da çok pahalı kiralar isteniyor. Ne yazık ki çalışan eşler de açığa alındıifadelerini kullandı

Bayer'in Hürriyet'te "Urfa'da kalkışma olmadı" başlığıyla yayımlanan (11 Ağustos 2016) yazısından bazı bölümler şöyle:

'Yalçın Bey size bildirmek isterim ki... 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında 28 Temmuz günü Şanlıurfa Tugay'ından 65 kişi gözaltına alındı, 8 Ağustos gecesi 21'i tutuklandı.

Ben, tutuklanan 20. Zırhlı Tugay Topçu Tabur Komutanı Binbaşı Erhan Ergün’ün eşi Sevinç Berna Kar Ergün’üm. Dün köşenizde Tuğgeneral Nihayet Ünlü’nün mağduriyeti ile ilgili eşinin mektubunu ibretle okudum. Benzeri hatta daha vahim mağduriyetlerin olduğu Şanlıurfa Tugay Komutanlığı ile ilgili durumun herhangi bir kalkışma olmadığının, hatta kalkışmanın karşısında olunduğunun şehrin tüm yetkili bürokratlarına bildirildiği halde 22 gündür çektiğimiz azabın nasıl biteceği ile ilgili bir ışık, bir yol arayışındayız.

Kâbusumuz 15 Temmuz 22.00 sularında ‘alarm’ diye gelen telefonla başladı. Kıymetli eşim, ‘Eyvah, karakol mu basıldı ki’ diye söylenerek, koşarak işinin başına gitti. (‘Alarm’ denilen şeyin hudut hattı olan bu tugayda sürekli verildiğinin altını çizmek isterim, ki geçen sene özellikle Şah Fırat operasyonu süresince yoğunlukla olmuştu.)

16 Temmuz sabahı tugayda başlayan gözaltılarla endişe dolu saatlerimiz başladı. Arkadaşlarımızı teselli ederken, 18 Temmuz 03.30’da evime gelen polislerden öğrendim ki eşim hakkında 15 Temmuz saat 22.00 sularında (belki de eşim henüz evden çıkmamışken) Ankara’dan telefonla eşim ve orada görevli 3 personeli için ‘kalkışma olduğu iddiasıyla’ bir ihbar yapılmış. Bu ihbarda adı geçen subayların 3’ü şehir dışında olduklarını ispatlamış, kalkışma için emir almadıklarını da söylemişler. Yani atılan iftira açığa çıktı fakat eşim o gece Urfa’da ve tugayda olduğu için 20 Temmuz’da tutukladı ve hemen ihraç edildi. İhbar edenlerin kimliğine nereye ait olduğuna dair bir araştırma yapıldı mı, henüz bilmiyoruz.

Yargıya güveniyoruz. Eşimin darbeci ya da FETÖ örgütü ile ilgisinin olmadığının ortaya çıkacağından yüzde yüz eminiz.

Hiçbir kalkışmanın olmadığı Urfa’daki mağduriyetimize dikkat çekmek isterim:

- 15-20 Temmuz arası lojmanlardan çıkamadık; yiyecek, su, mama ihtiyaçları giderilemedi, 35 günlük Ayşe bebeğimiz (arkadaşımın) 40 derece ateşlendi ve ancak 2 gün sonra doktora götürebildik.

- İhraç kararının ertesi günü 15 gün içerisinde lojmanlardan çıkmamız söylendi. Urfa’da ev kiralamak isteyenlere ev verilmiyor ya da çok pahalı kiralar isteniyor.

- Çocuklar okullara alınmıyor.

- 18 Temmuz günü savcılık tugayda arama yaptığı esnada bir tweet atılmış, ‘Tugay’da darbe hazırlığı var’ diye, savcıya refakat eden tugay personeli bu tweet’i hemen savcıya göstermiş fakat dikkate alınmamış. O an orada oldukları halde... Ne yazık ki çalışan eşler de açığa alındı.
Halimiz budur.”