Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) yönetim kurulu üyesi Prof. Ümit Biçer, Halk TV yazarı İsmail Saymaz’a, Narin’in otopsisiyle ilgili savcılar tarafından hazırlanan tutanaklar üzerinden cesedin çürüme süreci ve ölüm nedenine dair önemli değerlendirmelerde bulundu. Biçer, cesedin bulunduğu ortamın, sıcaklık koşullarının ve zamanın ceset üzerinde hızlı değişimlere yol açabileceğini belirtti. "Adana gibi sıcak bölgelerde, cesetler kanalizasyonun karıştığı, canlı materyallerin bulunduğu yerlere atıldığında, bir günde bile çürüme gerçekleşebilir,” diyerek, çürüme sürecinin nasıl hızlanabileceğine dair örnek verdi.
Narin’in cesedindeki ileri derecede çürüme ile ilgili olarak, cesedin bulunduğu yerin ve aradan geçen sürenin bu durumu etkilediğini ifade eden Biçer, raporlara dayanarak kesin bir ölüm nedeni belirlemenin mümkün olmadığını vurguladı. "Bu tür durumlarda, eldeki bulgulara dayalı olarak yorum yapmak güç; inceleme sonuçlarını beklemek gerekir," diye ekledi. Cesedin çürümesiyle ilgili koşulların detaylı incelenmesi gerektiğini söyleyen Biçer, cesedin gömülme şeklinin ve üzerine atılan taşların da cesedin bütünlüğünde değişiklikler yaratabileceğini belirtti. Ayrıca doğadaki vahşi hayvanların, çürüme süreci başladıktan sonra cesede zarar vermesinin de mümkün olduğunu söyledi.
Savcıların raporunda, kesici-delici alet ve ateşli silah yarası tespit edilmemesi üzerine Biçer, bu bulguların ölüm nedenine dair kesin bir sonuca götürmediğini belirtti. “Ateşli silah yarası, ciltteki bulgular üzerinden değerlendirilebilir, ancak iç kanama gibi durumları cesedin çürüme derecesine bağlı olarak incelemeden yorumlamak zor,” diye açıkladı. İç kanamanın görülmemesinin, darp olmadığını göstermeyeceğini de vurgulayan Biçer, ölümün bazen yaşamsal organlarda meydana gelen küçük kanamalar sonucu gerçekleşebileceğini ifade etti.
Cinsel saldırı ihtimaline ilişkin ise Biçer, vücut üzerinde yapılacak daha detaylı incelemelerin yol gösterici olabileceğini belirtti. “Kişinin vücudunda saldırgana ait biyolojik deliller bulunursa, cinsel istismar ihtimaline yönelik daha net bir değerlendirme yapılabilir,” dedi. Bu tür durumlarda, saldırganın beden üzerinde bıraktığı izler ve bulguların incelemenin önemli bir parçası olduğunu vurguladı.
Prof. Biçer, Narin’in ölüm sebebine dair herhangi bir net sonuca varmanın, mevcut bulgulara dayanarak mümkün olmadığını, kapsamlı bir adli incelemenin tamamlanması gerektiğini belirtti.
İsmail Saymaz'ın "Narin’i dereye gömdü, ‘kayıp’ diye aramaya çıktı" başlıklı yazısını okumak için tıklayın.