Gündem

Sürpriz Öcalan görüşmesiyle gündem olan Ali Kemal Özcan anlatıyor; İmralı'ya nasıl gitti, oğlu dağda mı, istihbarat birimleriyle ilişkisi var mı?

Ali Kemal Özcan T24'ün sorularını yanıtladı

21 Haziran 2019 14:13

Candan Yıldız

Tunceli Munzur Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Başkanı Doç. Ali Kemal Özcan'ın, Abdullah Öcalan'ın avukatları dışında bir isim olarak 23 Haziran Pazar günü yapılacak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminden 2 gün önce İmralı'ya gitmesi gündem oldu. Sürpriz İmralı görüşmesi eşliğinde dünden beri Türkiye'nin en çok konuştuğu isim olan Özcan, hakkında kamuoyuna yansıyan spekülasyonlar konusunda T24'ün telefonda yönelttiği soruları yanıtladı.

Akademik mesaisine değinirken "Dört Türkçe, iki de İngilizce kitabım var. Doktora tezim "Türkiye Kürtleri / PKK ve Öcalan Üzerine Analiz" diyen Ali Kemal Özcan, "bir oğlunun PKK saflarında dağa çıktığı" iddiasını yalanlıyor:

 "HDP’nin ABD Temsilcisi Gran Özcan oğlum. Dağda bir çocuğum olduğu bilgisi doğru değil. Üç oğlum var; biri İngiltere’de işinde gücünde, diğeri de küçük."

Doç. Ali Kemal Özcan, Öcalan'ın avukatlarının bile, yıllar sonra -ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimleri arifesinde- ziyaret için resmi izin alabildiği İmralı'ya nasıl gidebildiğini anlatırken şunları söylüyor:

" İlk talebimi Aralık 2004’te o dönemdeki avukatlara iletmiştim. Ama avukatlar söz vermişti; doğru çıkmadı.  Kitaplarımı göndermiştim ama gitmemiş, yeni ulaşmış kitaplarım. Zaten görüşme başvurum vardı. Öcalan görüşmek istemiş. "

"Devlet haber verdi"

Peki Öcalan'la görüşme imkânı Ali Kemal Özcan'a nasıl, kim veya hangi merci tarafından haber verildi?

Özcan, bu konuda "Devlet" yanıtını vermekle yetiniyor. Israr edince, "Bu soruyu bana savcılar veya istihbarat birimleri sorsun" karşılığını veriyor.

Ali Kemal Özcan, "istihbarat birimleriyle ilişkisi olduğu" iddialarını hatırlatarak yönelttiğimiz soruya da şu yanıtı veriyor:

"İstihbarat teriminin sözlük anlamını bile sınırlı bilirim. Hiçbir istihbarat örgütüyle görüşmedim,  ama istihbarat örgütleri ilişki kurabilirler. Benimle de kurmuşlardır. Ama ben onların istihbaratçı olup olmadıklarını, benimle ne zaman görüştüklerini ve kim olduklarını bilemem.

Diğer yandan istihbaratçılar yasa dışı mı? Bu ülkenin vatandaşları, ne yaptıkları önemlidir. İstihbarat ile çalıştığıma yönelik iddiayı Öcalan’ın ifadesi ile cevaplayayım; “En az peygamberler kadar yaptığı işin kutsallığına inanan bilim insanlarına ihtiyaç vardır.”

Ali Kemal Özcan, 20 Haziran Çarşamba akşamı, Asrın Hukuk Bürosu avukatlarından önce kamuoyuyla paylaştığı 18 Haziran tarihli Öcalan'ın el yazılı mektubunun fotokopisini kimden aldığı, sorusuna "tedarik edildiği" karşılığını veriyor:

"Mektubu Öcalan iki gün önce avukatlara vermiş. Öcalan’ın mektubu bana tedarik edildi. Öcalan, TC vatandaşı olarak konuşabilir. Devletin de takdir hakkı vardır.”

TIKLAYIN: Öcalan’ı İstanbul seçiminin merkezine taşıyan o ‘mesajın’ hikâyesi

Özcan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı sıfatıyla görüştüğünü ifade ediyor ve Öcalan'ın fikirlerine değer verdiği beyanında bulunuyor. "Öcalan onu emanetine hıyanet etmeyeceğimi biliyor" diyor.