Usta oyuncunun vefat haberini eski CHP İstanbul Milletvekili, gazeteci Barış Yarkadaş sosyal medya hesabından şöyle duyurdu:

"Yılmaz Güney'in yakın dostu, sinema sanatçısı Süleyman Turan, sabah saatlerinde yaşamını yitirdi. Turan, ATV'de hazırlayıp sunduğu Kayıp Aranıyor programında, gözaltında kaybedilen Ali - Ayhan Efeoğlu kardeşlerin öyküsüne de yer vermiş, bu yüzden programı kaldırılmıştı."

Hürriyet'ten Cenker Tezer'in haberine göre, Süleyman Turan'ın kapıdaki gazeteleri almamasından şüphelenen komşuları polise haber verdi. Olay yerine gelen polis ekipleri çilingir yardımıyla içeri girdi ve usta oyuncunun cansız bedeniyle karşılaştı.

Süleyman Turan'ın komşusu Sinem Akıneri, "Süleyman abi bizim hayatımızda çok güzel bir yeri olarak kalacak. Benim sınıf arkadaşımdı. Öyle takılırdık birbirimize. Eşim ve benim çok çok iyi arkadaşımdı. Çok neşeli, son derece beyefendi, çocukla çocuk, büyükle büyük olan birisiydi. Herkes tarafından seviliyordu. Yolda yürürken fotoğraf çekilmek için çevirirlerdi. Bizim topraklarda bu işler hüzünlü bitiyor nedense. Dilerim ki gittiği yerde mutlu olur" dedi.

Süleyman Turan kimdir?

Gerçek adı Süleyman Başturan olan Süleyman Turan, 19 Kasım 1936 tarihinde İstanbul Kadıköy'de doğdu. İlk, orta ve liseyi Kadıköy'de okudu. Liseyi Haydarpaşa Lisesi'nde bitirdi. Küçük yaşlarda sanata karşı meraklı olduğu için halkevlerine sık sık uğrardı. Oralarda çalışmalar yapan resim hocalarının atölyelerine katılır resim yapmayı öğrenirdi. Turan daha sonra İstanbul Üniversitesi İngiliz Filolojisine girdi ancak üçüncü sınıfa kadar okudu.

Turan'ın yedek subay olarak askere gittiği dönem Kore savaşı yaşandı. Turan, gönüllü olarak Türk birliğine katıldı ve Japonya'ya gitti. Türk askerler, Japonya'da askerler arasında düzenlenen bir yetenek yarışmasına İngilizce yazılan bir piyes ile katıldı. Bu oyun birinci seçildi. Bu oyun aynı zamanda Turan'ın sahne sanatlarına başladığı ilk denemesi oldu. Turan, yine bir gece Tokyo'da bir gece kulübüne gittiklerinde bir film çekimine şahit oldu ve bu filmde figüran olarak oynadı. Askerliği bitmesine rağmen Türkiye'ye dönmedi, uzun bir süre uzak doğu ve Amerika'da yaşadı.

Turan, ilk kez sahneye İstanbul'da bir tiyatro oyunuyla çıktı. Oynadığı ilk film de Osman Seden'in yönettiği ve baş rollerde; Türkan Şoray, Tamer Yiğit, Öztürk Serengil, Hulusi Kentmen'in olduğu "Sayın Bayan" adlı filmdi.

Süleyman Turan, bir dönem de dergi ressamı olarak çalıştı. Filmlerin dışında uzun zaman karikatür ve resim yaptı. Çizimleri uzun zaman "Akbaba" dergisinde yayımlandı. Önce Akşam gazetesinde çizgi roman çizmeye başladyan Turan, çizdiklerinin senaryolarını da kendisi yazdı.

Tiyatro ve sinemaya karşı aşırı ilgili olan Turan, İngiliz filolojisinde okurken her gece Gürdal Onur adlı arkadaşının oynadığı tiyatronun kulisine giderdi. Sürekli gidip geldiği bu yer, ünlü tiyatro sanatçısı Saim Alpago'nun kurduğu özel tiyatroydu. Bir gün Selim Naşit tiyatroya gelmeyince onun rolünü aldı. Turan, 1962′de Tiyatroya başladı, "Harput'ta Bir Amerikalı" oyununda başrol oynadı.

1963 yılında Ses dergisinin açtığı yarışmayı kazanarak sinemaya adım attı. Aynı yarışmada o yıl Ajda Pekkan ve Ediz Hun birinci seçilerek sinemaya adım attı. Bu sırada Kemal filmdeki bir yetkili onun soy adını çok uzun buldu ve Başturan'ı Turan olarak değiştirdi. "Sayın Bayan" filmi ile Türk sinemasına adım attı. Turan'ın sonraki filmi "Koçum Benim"de ise daha büyük bir role sahip oldu. Bu filmde Ayhan Işık ile beraber oynadı. Turan, genellikle 'esas oğlan'ın sadık dostu rollerinde, sevecen tiplemesiyle başarılı olup beğeni kazandı.

1970 senesinde "Dikkat Kan Aranıyor" adlı filmde Ekrem Bora ile rolleri paylaşan Turan, akıl hastanesinden kaçan deli rolü ile çok beğenilen bir performans göstermişti. Turan, 1971 senesinde Yılmaz Güney ile "Yarın Son Gündür" adlı filmi çevirdi. Bu filmdeki rolü ile de 9. Antalya Film Şenliği'nde en iyi yardımcı erkek oyuncu ödülünü aldı. 1972 yılında Antalya Film Festivali'nde, "Güllü" ile en iyi yardımcı erkek oyuncu ödülünü aldı.

70′li yıllarda Türk sineması birkaç sene sinemadan uzaklaşarak çizgi-roman ve senaryo yazarlığı yaptı. Bu sırada TRT'den gelen bir teklifi değerlendirdi ve sesli çekilen ilk dizi filmlerden biri olan "Sarıpınar 1914″ de oynadı.