Gündem

Şule Çet davasının 2. duruşmasına çağrı: İntihar değil, cinayet! Şule Çet için adalet

2. duruşma, 15 Mayıs’ta Sıhhiye’ye Ankara Adliyesi’nde gerçekleşecek

11 Mayıs 2019 12:30

Şule Çet cinayetinin ikici duruşması 15 Mayıs'ta Ankara'da görülecek. İlk duruşmada davayı takip etmeye gelen kadınlar, adliye koridorlarına sığmadı. Şule Çet cinayetinin üzerine örtülmeye çalışılan “intihar” perdesini kaldırmak için kadınlar 15 Mayıs 2019’da tekrar Ankara Adliyesi’ne çağrı yapıyor. Çet'in arkadaşları, "Her kesimden destek görüyoruz fakat daha da kalabalık olmalıyız. Bu dava, her kadının, her bireyin davasıdır. Bu çağrıyı herkese yapıyoruz. Herkesi 15 Mayıs’ta Sıhhiye’ye Ankara Adliyesi’nde Şule Çet’in sesi olmaya çağırıyoruz. Bu davada on binler olmalıyız” ifadesini kullandı.

Sanık avukatlarının Şule’nin hayatını sorgulaması, bir kadının bir erkekle tenha bir yerde alkol almasını cinsel ilişkiye rıza olarak adlandırması, hâkimin de Çet’i ve ailesini sorgulayan sorular sorması ilk duruşmada yaşanlar.

BirGün'den Ayşegül Uçar, Çet'in arkadaşları ve davanın avukatı Umur Yıldırım ile konuştu.

Yıldırım dava sürecindeki yoğun çabalarına ilişkin olarak “Davanın ikinci duruşması önümüzdeki hafta 15 Mayıs’ta gerçekleşecek. Dosya üzerindeki çalışmalarımız hâlâ ilk günkü gibi dikkatle devam ediyor, yeni şeyleri fark edebilmek adına. Duruşmada maddi gerçeklerin açığa çıkabilmesi için uğraşacağız. Umuyoruz ki çözülmeler bir an evvel başlasın” dedi.

"Maalesef bugüne kadar hesabı sorulmamış birçok Şule var"

Yıldırım, dava boyunca Çet’in özel hayatının gündem edilmesi, cinayeti aklama girişimlerine karşı şu ifadelere yer verdi:

“Bu gibi söylemler ne yazık ki hem hukuku hem de yargılama sürecini yaralayan söylemlerdir. Toplumumuzda kadına biçilen; daha doğrusu yapıştırılan etiketler kanayan yaramız. Bu konuda neyse ki sivil toplum kuruluşları yanımızda ve destekçimiz. 2011 yılında imzalanan Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi’nde de bahsettiğimiz şey “toplumsal cinsiyet” olarak geçirilmiştir. Kadını toplumda belli rollere büründürmek suretiyle uygulanan şiddete temel teşkil edilmesi kadını hem kendi dünyasında hem de erkeklere karşı aşağı konumlara çekmek istemektir. Daha da önemlisi kadına yönelik şiddetin de temelde yatan sebebi budur. Devlet bu sözleşmeyle kadını korumaya yükümlü hale gelmekle birlikte tüm bu söylemlerin de önüne geçmek için gerekeni yapmak zorundadır. Olaylara meşrulaştırıcı nitelikler yüklemeye çalışmak sadece bir zorlamadır”

Kamuoyu yaratmanın bu tip davalardaki önemine değinen Yıldırım, “Kamuoyu baskısı bu gibi davalarda çok büyük etkiye sahip. Toplumsal algı ve farkındalık yaratmak tekelde bir etki oluşturduğu gibi genel itibariyle de yaşanan örnek olaylarda farklı tepkiler verilmesine, toplumsal bütünlük ve sosyal yapının bu gibi olaylara daha çok ses çıkarmasına neden oluyor. Maalesef bugüne kadar hesabı sorulmamış birçok Şule var, tüm uğraşımız bunların emsal olması ve kadınların mağdur olmaması için. Bazen hukukun işlemesi için kamuoyunun desteği gerekiyor” diye konuştu.

"Mahkemeden beklediğimiz karar çıkarsa bu dava emsal olacak"

Şule Çet’in arkadaşları bu davaya sahip çıkmak ve kamuoyunda ses getirebilmek için çok yoğun bir uğraş verdi.

“Bu davada artık tüm kamunun vicdanıdır” diyen arkadaşlarının çağrısı şöyle:

“Şule’nin ölümlünün aydınlatılması için çıktığımız bu yolda, birçok kadının hayatına dokunduk, Şule Çet davası kadınları cesaretlendirdi. Artık kadınlar susmuyor. Sesini duyurmak isteyen kadınlar oluyor. Onların seslerini duyurmak için elimizden gelen desteği veriyoruz. “Kadınlar artık susmayacak” cümlesi daha çok yükselecek. Bu dava sayesinde başka benzer olaylar da gündeme geliyor. Henüz dava sonuçlanmamasına rağmen bu güzel bir gelişme. Mahkemeden beklediğimiz karar çıkarsa bu dava emsal olacak. Bizler; her kadının sesi olmaya gayret gösteriyoruz. Şule de hayatta olsaydı kadınların sesi olurdu. Her kesimden destek görüyoruz fakat daha da kalabalık olmalıyız. Bu dava, her kadının, her bireyin davasıdır. Bu çağrıyı herkese yapıyoruz. Herkesi 15 Mayıs’ta Sıhhiye’ye Ankara Adliyesi’nde Şule Çet’in sesi olmaya çağırıyoruz. Bu davada on binler olmalıyız.”

Ne olmuştu?

Ankara’da 29 Mayıs 2018’de bir iş merkezinin 20’nci katından şüpheli bir şekilde düşerek hayatını kaybeden üniversite öğrencisi Şule Çet’in ölümüyle ilgili davanın ilk duruşması Ankara 31. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmüştü. Mahkeme, sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar vererek duruşmayı 15 Mayıs Çarşamba günü saat 10:00’a ertelemişti. Şule Çet’in katil zanlılarının yargılandığı duruşmada katil zanlıları Çağatay Aksu ve Berk Akand’ın çelişkili ifadeleri dikkat çekmiş, sanık avukatlarının Şule’nin ve ailesinin özel hayatı ile ilgi kullandıkları ifadeler ve sorduğu sorular tüm kamuoyunun vicdanını rahatsız etmişti.