Sağlık

STK'ların 13 pestisit için 'acil yasaklama' talebi Meclis gündeminde

28 Kasım 2019 11:58

CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan, Dünya Sağlık Örgütü başta olmak üzere 95 Sivil Toplum Kuruluşu'nun (STK) ‘son derece tehlikeli’, ‘çok tehlikeli’ ve ‘muhtemel kanserojen’ olarak kabul edilen 13 pestisitin öncelikle ve acilen yasaklanmasını talebini Meclis gündemine taşıdı. Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli tarafından yanıtlanması istemiyle yazılı soru önergesi veren Bakan, pestisitlerle ilgili yapılan çalışmaları sordu.

TIKLAYIN - 95 kurum, sağlıklı bir gelecek için “Zehirsiz Kampanya” başlattı: Tüm canlılar için 'zehirsiz sofralar'

CHP’li Murat Bakan, “Bir araya gelen 95 STK, doğaya zarar veren, halkı zehirleyen ve Dünya Sağlık Örgütü başta olmak üzere çeşitli kurumlarca ‘son derece tehlikeli’, ‘çok tehlikeli’ ve ‘muhtemel kanserojen’ olarak kabul edilen 13 pestisitin öncelikle ve acilen yasaklanmasını talep ediyor. Talepleri talebimiz! Pestisitlerin tamamının 2030 yılına kadar yasaklanması, tarımsal üretimin doğa dostu ve zehirsiz yöntemlerle yapılması ve tarımda bu yöntemlerin teşvik edilmesi için Bakanlığı harekete geçmeye çağırıyoruz!” dedi.

CHP'li Bakan'ın Bakan Pakdemirli'ye soruları şöyle:

1 – Çiftçi sağlığına çok zararlı, doğaya zarar veren, halkı zehirleyen ve Dünya Sağlık Örgütü başta olmak üzere çeşitli kurumlarca ‘son derece tehlikeli’, ‘çok tehlikeli’ ve ‘muhtemel kanserojen’ gibi çeşitli nitelemelerle anılan, fakat ülkemizde kullanılan 13 pestisit (Difenacoum, ethoprophos, cyfluthrin, beta-cyfluthrin, zeta-cypermethrin, fenamiphos, formetanate X formetanate hydrochloride, methiocarb, methomyl, tefluthrin, zinc phosphide, glyphosate, malathion.) yasaklanacak mıdır?

2 – Tarımda pestisit kullanımının tamamen yasaklanması Bakanlığınızın gündeminde midir? Değilse neden? Gündemdeyse bu konuda yürütülen çalışmalar hangi aşmadadır?

3 – Bakanlığınız, tarımda pestisit kullanımının tamamen yasaklanarak zehirsiz ve doğa dostu yöntemlerin kullanılmasını teşvik edecek politikaların uygulanmasına yönelik hangi somut adımları atmaktadır/atacaktır?

4 – Türkiye’de tarım ve gıda ürünlerinde kullanılan pestisitlerle ilgili denetimlerin artırılması ve denetim sonuçlarında tam bir şeffaflık sağlanması için yürütülen çalışmalar nelerdir?

5 – 2015, 2016, 2017, 2018 ve 2019 yıllarında (yıllar bazında olmak üzere) ülke genelinde kaç adet gıda ürününde pestisit kalıntısı analizi yapılmıştır? Analizler sonucunda yukarıda anılan yıllar için Maksimum Kalıntı Limitini aşan örneklerin oranı nedir?

6 – 2015, 2016, 2017, 2018 ve 2019 yıllarında ülke genelindeki gıda ürünlerinde yapılan pestisit kalıntısı analizleri sonucunda, gıda ürünlerinde tespit edilen birden fazla sayıdaki pestisit kalıntılarının toplamdaki dağılımı nedir? Bir başka deyişle, analiz edilen toplam gıda ürünleri içinde kaç adet gıda ürünü 2 adet, kaç adet gıda ürünü 3 adet, kaç adet gıda ürünü 4 adet, kaç adet gıda ürünü 5 adet ve kaç adet gıda ürünü beş ve beşten fazla sayıda pestisit kalıntısı içermektedir? Analiz edilen ürünlerin birden fazla sayıda pestisit içerip içermediğine yönelik bir değerlendirme yapılmakta mıdır?

7 – 2015, 2016, 2017, 2018 ve 2019 yıllarında ülke genelinde kaç adet gıda ürününde Glifosat kalıntı analizi yapılmıştır? Yapılan analizler sonucunda gıda ürünlerinde tespit edilen glifosat kalıntılarının minimum, maksimum ve ortalama değerleri nedir? Kaç adet gıda ürünü glifosat kalıntısı açısından mevzuata uygunsuz çıkmıştır?

8 – Çiftçi sağlığını doğrudan etkileyen çok tehlikeli ve çok zararlı pestisitler odağında çiftçi sağlığını korumak için ne gibi çalışmalar yapılmaktadır? Bakanlığınız geçtiğimiz 5 yıl içinde bu konuda hangi çalışmaları yapmıştır?

Pestisit nedir, ne değildir?

Pestisit, endüstriyel tarımda mantar, böcek, yabani ot vb. gibi bir tarımsal arazide yetiştirilen ürün dışında kalan çeşitli etkenlere karşı kullanılan zehirli kimyasallar için kullanılan genel addır. Yetiştirilen ürünü yukarıda sözü edilen etkenlerden korumak için tarım ilacı da denilen pestisitler kullanılmakta. Ancak Türk Dil Kurumu’na göre “ilaç”, bir hastalığı iyileştiren ya da önleyen madde anlamına gelir. Oysa “tarım ilacı” olarak bilinen pestisitler, herhangi bir hastalığı iyileştirmediği gibi;  toprağı, suyu, havayı bunların sonucu olarak da hayvanları ve insanları, zehirlemekte, geri dönüşü imkansız biçimde toprak, su ve biyolojik çeşitlilik kaybına neden olmaktadır

Pestisitlerin Sağlığımız Üzerindeki Etkileri:

Pestisitler toprakta, suda ve gıdalarda kalıntı bırakırken tarım işçileri ve çiftçiler pestisit kullanımından doğrudan etkilenmekte.[1] Yapılan son çalışmalar da pestisitlere maruz kalmanın akut ve kronik sağlık sorunlarına neden olduğunu göstermekte. Akut sorunlar kısa bir zamanda fazla miktarda pestisite maruz kalma sonucu ortaya çıkarak en çok çiftçiler ve tarım işçilerinde görülürken; kronik zehirlenmede alınan pestisit miktarı az olsa da pestisite maruz kalma zamana yayılır ve uzun vadede çeşitli hastalıklar ortaya çıkar.

Pestisitlerin insanların sinir ve hormonal sistemine de zarar verdiği bilinmekte olup ayrıca araştırmalar pestisit kullanımı ile sarkomlar (bir tümör grubu), multipl miyelomlar, prostat, pankreas, akciğer gibi kanser türleri, beyin tümörleri, bilişsel ve psikomotorik fonksiyonlarda bozulmalar ve depresyon arasında bağlantı olduğunu göstermekte. Çocuklarda öğrenme ve dikkat eksikliği, duyusal eksiklikler veya gecikmiş gelişim, pestisite maruz kalma sonucu en sık görülen nörolojik bozukluklar arasında yer almakta.

Rakamlarla Pestisitler

Açlığı ortadan kaldırmak ve tüm dünya nüfusuna yetecek miktarda ürün yetiştirebilmek için tarımsal üretimde pestisit kullanılmasının bir gereklilik olduğu söylense de mevcut durum bu söylemin doğru olmadığını göstermekte. Pestisit kullanımı açlığa çare olmadığı gibi dünya genelinde insan sağlığı için önemli bir tehdide, biyolojik çeşitlilik kaybına ve yaygın bir çevre kirliliğine yol açtı ve açmaya devam etmekte. Dünyada pestisit kullanımı her geçen yıl artarken 2018 yılında dünya genelinde kullanılan pestisit miktarı 3,8 milyon ton olarak açıklandı.

Türkiye’de Tarım ve Orman Bakanlığı’nın verilerine göre 2009 yılında bayilere satılan bitki koruma ürünleri aktif madde miktarı 37 bin 651 ton iken; bu miktarın 2018 yılında 59 bin tona ulaştığı tahmin edilmekte.[2] Öte yandan Türkiye Sosyal Güvenlik Kurumu'nun verilerine göre 2008’de 1 milyon 127 bin olan çiftçi sayısı 2018’de 697 bine kadar düştü. Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre ise 2002’de 26 milyon 579 bin hektar olan tarım arazisi, 2017’de 23 milyon 379 bin hektara düşmüş durumda. Bu rakamlar ülkemizde çiftçi sayısı ve tarım alanı azalırken kullanılan toplam pestisit miktarının arttığını ortaya koymakta.