Gündem

Sedat Ergin değerlendirdi: NATO Zirvesi’nde Türkiye’nin vetosu kalkacak mı?

"Bu tür zirvelerde çözümün son dakikada bulunması karşılaşılmamış bir durum değildir"

Fotoğraf: 2021 NATO liderler zirvesi

25 Haziran 2022 11:13

Hürriyet yazarı Sedat Ergin, mevcut açıklamaların Türkiye'nin 29-30 Haziran'da Madrid'de yapılacak NATO zirvesinde Finlandiya ve İsveç'in ittifaka üyeliğine destek vermeyeceğini işaret ettiğini, ancak böyle zirvelerde son anlarda değişiklik yaşanmasının da daha önce görülmemiş bir olay olmadığını vurguladı. 

Bugünkü köşe yazısında, "Bu tür zirvelerde her şeyin son ana kadar 'uçurumun kenarında' giderek ortada kalması ve nefesler tutularak çözümün son dakikada bulunması karşılaşılmamış bir durum değildir" yazan Ergin, Madrid zirvesinin bir mutabakata varılmadan sona ermesinin de ihtimal dahilinde olduğunu belirtti. 

Ergin, zirvenin mutabakata varılmadan kapanması durumunda Türkiye’nin Batı’ya dönük stratejik aidiyetiyle ilgili önemli bir tartışmanın ortalığı kaplamasının da şaşırtıcı olmayacağını belirtti.

Ergin'in yazısının ilgili bölümü şöyle:

NATO devlet ve hükümet başkanlarını önümüzdeki çarşamba günü Madrid’de bir araya geldiklerinde ne bekliyor? NATO liderleri önlerinde bulacakları zirve bildirisine ilişkin taslakta, Finlandiya ve İsveç başvurularına yer verilecek paragrafın anlaşma olmadığı için boş bırakılması muhtemeldir.

Bütün mesele, toplantının biteceği perşembe gününe kadar bildiri taslağının bu bölümü ve bunun gerisindeki çerçevenin esasları üzerinde bir uzlaşıya varılıp varılmayacağıdır.

Bu tür zirvelerde her şeyin son ana kadar “uçurumun kenarında” giderek ortada kalması ve nefesler tutularak çözümün son dakikada bulunması karşılaşılmamış bir durum değildir.

Bununla birlikte, bir uzlaşı bulunamadığı takdirde Madrid Zirvesi’nin herhangi bir mutabakata varılmadan kapanması ihtimali de göz ardı edilmemelidir.

Ancak böyle bir sonucun NATO Zirvesi açısından uluslararası camiada büyük bir başarısızlık olarak görüleceğine şüphe yoktur. NATO, Ukrayna’yı işgal eden mütecaviz Putin karşısında dayanışmasını koruyamamış bir ittifak görüntüsüyle  algılanacaktır.

Bunun gibi Batı kamuoylarında, karar verici çevrelerde Türkiye’nin Batı’ya dönük stratejik aidiyetiyle ilgili önemli bir tartışmanın ortalığı kaplaması da şaşırtıcı olmayacaktır. Batı medyasında yapılan yayınlar bu aidiyeti sorgulayan bir bakışın zaten zemin kazanmakta olduğunu gösteriyor.