Gündem

Savcılık talep etti, inceleme öne çekildi; MİT dosyasında gazetecilerin tutukluluğuna devam kararı

04 Mayıs 2020 18:46

Libya’da hayatını kaybeden bir MİT mensubunun ifşa edilmesi gerekçesiyle yedisi gazeteci sekiz şüpheli hakkında yürütülen soruşturmada hâkimlik, gazetecilerin avukatlarına ulaşmadan barodan avukat atanmasını istedi ve atanan avukatlarla tutukluluğunun devamına hükmetti. Avukat Özcan Kılıç, konu hakkında, "Alelacele avukatlar ve kendilerini dahi olmadan, avukat atamış gibi yapıp ısrarla tutukluluğun devamına karar veriyor. Mahkemeye uğradım ve 34. Ağır Ceza bir haftadır daha dosyayı inceliyorken bunu yapıyorlar. Hiç uygulanmamış bir yöntemdi" ifadelerini kullandı.

Libya’da yaşamını yitiren MİT çalışanının cenaze töreni ile ilgili haberler ve Twitter paylaşımları nedeniyle iki aydır tutuklu bulunan Barış Terkoğlu, Hülya Kılınç, Barış Pehlivan, Aydın Keser, Ferhat Çelik, Murat Ağırel, 'firari' olan Erk Acarer ile CHP Akhisar Belediyesi Basın Birimi görevlisi E.E  hakkında hazırlanan iddianame İstanbul 34. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından incelenmeye devam ediyor.

Diken'den Canan Coşkun'un haberine göre inceleme sürerken Istanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu 2 Mayıs’ta Sulh Ceza Hâkimliği’nden altı gazetecinin tutukluluğunun devamına karar verilmesini talep etti. 8 Mayıs’ta yapılacak aylık tutukluluk incelemesi 2 Mayıs Cumartesi günü yapıldı. 

Talebi değerlendiren İstanbul 2. Sulh Ceza Hakimliği, ‘evrakın hafta sonu gelmesi, talebin gecikmesinde sakınca bulunması’gerekçeleriyle gazetecilerin avukatlarına ulaşmadan barodan avukat atanmasını istedi. Gazetecileri dinlemeyen hâkimlik, görevlendirilen avukatlarla gazetecilerin tutukluluğunun devamına karar verdi.

Konuya ilişkin Yeni Yaşam'a konuşan Keser ve Çelik’in avukatı Özcan Kılıç, “Dava açıldı, mahkemesi belli ve asıl mahkeme şu anda dosyayı inceliyor, 34. Ağır Mahkeme ve taleplerimiz vardı. Ama mahkeme dosyayı incelerken, savcılık korsanvari bir şekilde tutukluluğun devamını sağlamak için hafta sonu Sulh Ceza Mahkemesine başvuruyor ve Baro’dan başka avukatlar atıyor ve bunlar hiç dosyayı bilmeyen avukatlar. O avukatlar da sanki dosyayı biliyormuş gibi tutanağa savunmaları alıp, tutukluluğun devamına yönelik bir karar veriyor ve bu korsanvari bir karardır.

Bu da bu dosyada hükûmetin ne kadar sıkıştığını gösteriyor. Alelacele avukatlar ve kendilerini dahi olmadan, avukat atamış gibi yapıp ısrarla tutukluluğun devamına karar veriyor. Mahkemeye uğradım ve 34. Ağır Ceza bir haftadır daha dosyayı inceliyorken bunu yapıyorlar. Hiç uygulanmamış bir yöntemdi. Bunu da görmüş olduk. Kararda zaten şöyle diyorlar, acele olduğu için hafta sonu olduğu için, avukatları çağırmamıza fırsat olmadığı için gibi ibareler yer alıyor. Israrla hafta sonuna denk getiriyorlar. Normalde tutukluluk incelemesi tutuklanma günleri olan ayın 8’i ama 2’sine gün alıyorlar” ifadelerini kullandı. 

Gazetecilere MİT Kanunu’na muhalefet ve istihbarat faaliyeti ile ilgili bilgi ve belgeleri ifşa etme suçlaması yöneltiliyor. 

Öte yandan dosya kapsamında 'firari' olduğu belirtilen BirGün yazarı Erk Acarer hakkında yakalama kararı çıkarılmıştı.

Ne olmuştu?

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Libya'da "birkaç tane asker"in şehit düştüğünü açıklamasının ardından, bölgede hayatını kaybeden devlet görevlilerine ilişkin haber ve iddialar kamuoyuna yansımaya başladı.

Gelişmeleri haberleştiren Yeniçağ, daha sonra haberini yayından kaldırmış, Odatv ise 'Sessiz, sedasız ve törensiz defnedilen Libya şehidi MİT mensubunun cenaze görüntülerine Odatv ulaştı' başlıklı bir haber yayımlamıştı. Odatv, haber nedeniyle 'MİT mensubu ve ailesinin bilgilerini ifşa etmek, aile üyelerinin güvenliğini riske atmak' iddiasıyla suçlandı.

İyi Parti İstanbul Milletvekili Ümit Özdağ, yaşanan gelişmeler sonası TBMM'de düzenlediği basın toplantısında "Libya'da limanda bombalanmaya çalışılan bir geminin yanındaki deponun vurularak patlaması sırasında 2 şehit verdik. Saray rejiminin izlediği hatalı politikaların bedelini sahada çarpışanlarımız ödemeye devam etmektedir. Libya'daki iç savaşa katılmanızın Türk halkı tarafından kabul edilmediğini görerek, şehit haberlerinin gelmesine halkın tepki vereceğini düşünerek mi bazı haberleri gizliyorsunuz? Yaptığınız hiçbir şeyin makul bir izahı yok" diye konuşmuştu.

Haber sonrası Odatv Haber Müdürü Barış Terkoğlu ve muhabir Hülya Kılınç "İstihbarat faaliyeti ile ilgili bilgi ve belgeleri ifşa etmek" suçlamasıyla gözaltına alınmıştı. Terkoğlu ve Kılınç, dün (5 Mart 2020 Perşembe) sevk edildikleri Sulh Ceza Hâkimliği'nce tutuklanmışlardı.

Terkoğlu ve Kılınç'ın tutuklanmasının ardından Odatv Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivanda soruşturmaya dahil edilmiş, bugün (6 Mart 2020 Cuma) Çağlayan Adliyesi'nde ifade vermişti. Pehlivan, akşam saatlerinde tutuklama talebiyle sevk edildiği nöbetçi İstanbul 8. Sulh Ceza Hâkimliği'nce tutuklandı.

Pehlivan'ın tutuklanmasının ardından, aynı soruşturmaya dahil edilen Yeni Yaşam gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Ferhat Çelik, Sorumlu Müdür Aydın Keser ve Yeniçağ gazetesi yazarı Murat Ağırel de tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edildi. Gazeteciler, nöbetçi Sulh Ceza Hâkimliği tarafından adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

6 Mart'ta serbest bırakılan Çelik ve Keser 8 Mart'ta tekrar gözaltına alındı. Ağırel ise ifadeye çağrıldı. Gazeteciler devam eden süreçte MİT Kanunu'na muhalefet gerekçesiyle tutuklandı.

16 Nisan'da İyi Parti İstanbul Milletvekili Ümit Özdağ hakkında da 'Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu' çerçevesinde dokunulmazlığının kaldırılması talebiyle fezleke düzenlenerek Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne gönderildi.