Kültür-Sanat

Sattas: Reggae aslında halk müziği

"Konserlerde ‘saygı duruşu’ adı altında seslendirdiğimiz şarkılar, iki halk müziğinin harmanlanmasıdır"

04 Nisan 2017 15:31

Türkiye’de Reggae müziğin temsilcilerinden Sattas yeni single çalışması ‘Bir Ben Miyim’le dinleyicileriyle buluştu. Orçun Sünear, Derya Eke, Öykü Gülata, Faruk Demir Tugayoğlu, Emir Erünsal, Sami Dönmez, Seçkin Özmutlu, Mert Fehmi Alatan ve Batuhan Kurnaz’dan oluşan grup, "Tematik olarak Reggae de bir halk müziği. Konserlerde ‘saygı duruşu’ adı altında seslendirdiğimiz şarkılar, iki halk müziğinin harmanlanmasıdır. Bahsedilen bütünlük, bu şekilde sağlanıyor" yorumunda bulundu.

Karar gazetesinden Işıl Çalışkan’a konuşan Sattas’ın solisti Orçun Sünear, gitaristi Sami Dönmez ve klavyecisi Faruk Demir Tugayoğlu şunları söyledi:

Duman grubundan şarkının Reggae yorumu ile ilgili nasıl dönüşler aldınız?

O. S.: Bu yorumu çok beğenmişer, hatta bir konser dönüşü yol boyunca dinlemişler. Bu muhteşem şarkıyı bizlerle paylaştıkları için onlara ayrıca teşekkür ederiz.

Reggae Bob Marley ile bütünleşen bir müzik tarzı. Türkçe sözlere uyumu konusunda zorlanıyor musunuz?

S.D.: Reggae Bob Marley ile Jamaika topraklarından tüm dünyaya yayılmış ve ünlü olmuş bir müzik tarzı. Aynı zamanda çok büyük bir kültürü de müzikle birlikte bizle tanıştırdı. Bakıldığında çok farklı dillerde ve kültürlerde bu tarzda eserler görüyoruz aslında. Biz Türkçe’nin Reggae müziğe öncelikle çok yakıştığını düşündüğümüz için böyle üretmeye çalışıyoruz. Uyumu konusunda pek zorlandığımı söyleyemem, sözler kalbinizden çıktığında Reggae’ye uyum konusunda sorun yaşamazsınız. Ayrıca, müziğimize bu topraklardan da bir tat katmaya çalışıyoruz. Bunu ilk albümümüzde de, ‘Bir Ben Miyim’ adlı ikinci single albümümüzde de duyabilirsiniz.

Reggae müziğin Türkiye temsilcilerindensiniz. İlk zamandan bugüne Reggae müziğine ilgiyi kıyaslarsanız neler söylersiniz?

Faruk Demir Tugayoğlu: Ben 2010 yılında Sattas’ta çalmaya başladığımda Türkiye’de 2-3 Reggae grubu vardı. Şimdi 4-5 tane grup var. Daha bilinçli bir dinleyici mevcut. Bizi dinlediklerinde, yapılan müziğin Jamaika kökenli olduğunu, Bob Marley’in kim olduğunu ve neler yaptığını, hatta sadece Bob Marley değil, diğer Reggae artistlerini de bilen, onları dinleyen bir kitle var. Ülkemizde bu tarzın da icra edilebilir oluşu, insanları heyecanlandıran bir olgu. Bu yeni müzik türünde dinleyici sözleri anlayabiliyor, ona eşlik edebiliyor, biz de bununla beraber bir Reggae seyircisi kazanmış oluyoruz. Türkiye’nin birçok ilinde, birçok değişik oluşumda bulunduk.

Popçulara, rapçilere, rockçılara, arabeskçilere konser verdik, ortak ilgilerini Reggae’de buluşturmuş olduk. Bu çok güzel bir kazanım elbette. Yakındığımız bir şey var, o da Türkiye’de bu müzik türünü icra eden grupların azlığı. Avrupa’da yüzlerce Reggae grubu mevcutken Türkiye’de sadece 4-5 Reggae grubu var. Daha fazla grup, daha fazla selecta (DJ), daha fazla albüm ve daha çok Reggae lazım.

Konserlerinizde Neşet Ertaş, Aşık Veysel gibi halk ozanlarının şarkılarını da söylüyorsunuz. İkisinin de halk müziğini temsil etmesi o bütünlüğü sağlıyor mu?

Faruk Demir Tugayoğlu: Bu isimler halka mâl olmuş, şarkıları toplumun büyük çoğunluğu tarafından bilinen, sayılan ve sevilen, kültür mirası niteliğinde isimler. Tematik olarak Reggae de bir halk müziği. Konserlerde ‘saygı duruşu’ adı altında seslendirdiğimiz şarkılar, iki halk müziğinin harmanlanmasıdır. Bahsedilen bütünlük, bu şekilde sağlanıyor.

Türkiye’de Reggae yapmayı nasıl tanımlarsınız?

Sami Dönmez: İnsanları bir araya getiren birlikte hareket etmeye teşvik eden bir müzik olarak tanımlayabiliriz. Çünkü Reggae çalarken insanların gözlerindeki ışığı görebilirsiniz. Reggae çaldığında etrafta ritm tutmayan, dans etmeyen kimseyi göremezsiniz. Bu nedenle biz Reggae müziği iyileştirici olarak görüyoruz. Türkiye’de herkesin iyi olmaya, iyi hissetmeye ihtiyacı var. Bunu insanları iyileştirmek için yapıyoruz.

Yeni bir şarkı yerine neden Duman’ın ‘Aman Aman’ şarkısını seçtiniz cover için?

Faruk Demir Tugayoğlu: Bu şarkıyı seçmiş olmamız, hem müzikal geçmişimize bir selam hem de Duman’ın basçısı Ari Barokas’a teşekkür niteliğindedir. Sinematik bir havası var, film izler gibi dinliyorsunuz şarkıyı. Serzeniş de var, yıkılmaya yüz tutmuşluk ama boşvermemişlik… Sanırım lirik tema olarak yansıtmak istediğimiz her duyguyu tek tek hissettirebilmesi, neden bu şarkı sorusunu cevaplıyor.