Koronavirüs

Normalleşme adımları için gözler mart ayında çevrildi ancak sağlıkçılar uyarıyor: Salgını kontrol altına alamadık!

“Kısıtlamaların bu haliyle sürmesi toplumun yalnızca belli kesimlerinin üstüne yük aktarılması anlamına geliyor, sürdürülmesi mümkün değil”

22 Şubat 2021 09:38

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın 1 Mart’ta Koronavirüs’le mücadele kapsamında normalleşme sürecini başlatılacağını duyurmasının ardından gözler mart ayına çevrildi. Ancak hekimler, var olan kısıtlamaların zaten yetersiz olduğunu, son iki haftada olgu sayısında yükseliş yaşandığını belirterek, “Salgını kontrol altına alamadık” değerlendirmesinde bulundu.

Cumhuriyet’ten Sibel Bahçetepe’nin haberine göre, Bursa Uludağ Üniversitesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kayıhan Pala, “Kısıtlamalar yürürlüğe girdikten sonra olgu ve ölüm sayılarında bir azalma oldu. Fakat son iki haftadır kısıtlamalar aynen sürmesine rağmen olgu sayılarında artış olduğunu bizzat Sağlık Bakanı da söyledi. Kısıtlamaların bu haliyle sürmesi toplumun yalnızca belli kesimlerinin üstüne yük aktarılması anlamına geliyor ki bu haliyle sürdürülmesi mümkün görünmüyor” dedi.

"65 yaş üzeri ve çocuklara saat kısıtlaması beden ve ruh sağlıklarını olumsuz etkiliyor"

Toplumun tamamının dayanışma içerisinde bu süreçte yer alacağı bir toplumsal hareketlilik sınırlandırmasının daha doğru olacağını söyleyen Pala, 65 yaş üzeri ve çocukları günün belli saatlerinde dışarıya çıkartabilmesi uygulamasından da bir an önce vazgeçmek gerektiğini söyledi. “Bu durum onların beden ve ruh sağlığını olumsuz etkiliyor” diyen Pala, iller bazında epidemiyolojik ölçütler gözetilerek kısıtlamalara karar verilmesi gerektiğini kaydederek, şöyle devam etti:

"Ekonomik ve sosyal koşulları oluşturulmuş bir tam kapanmayı yeniden gündeme getirmek gerekir"

“Burada da üç temel ölçüt var. Birincisi son 14 günlük süre içerisinde yeni olgu görülme hızı, ikincisi nüfusa göre test yapabilme sayısı, üçüncüsü de testler içerisindeki pozitiflik oranı. Bunların üçü bir arada değerlendirilip o bölgede hangi kısıtlamaların uygulanacağına karar vermek gerekir. Büyük-küçük işletme gibi düşünmeksizin ekonomik ve sosyal koşulları oluşturulmuş bir tam kapanmayı yeniden gündeme getirmek gerekir. Bir yıllık bir süreç bize şunu gösterdi: Salgını kontrol altına alamadık, nüfusa göre olgu görülme sıklığında pek iyi durumda değiliz.”