Medya

Medya Ombudsmanı Bildirici: Cumhuriyet tarihinin en büyük casus operasyonu fos çıktı, 'Büyükada’daki casusluk toplantısı' başlıkları 'Büyükada davası'na çevrildi

06 Temmuz 2020 10:07

Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici, üç yıl önce iktidara yakın medyanın Büyükada davasını Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük 'casusluk' operasyonu olarak duyurduğunu hatırlatarak, "Casusluk suçlamasıyla ayrı dosyada yürütülen soruşturma da geçen yıl mayıs ayında takipsizlik ile sonuçlanmıştı. Böylece hem mahkeme hem de savcılık, 'casusluk' yaftasını düşürmüş oldu. 'Büyükada’daki casusluk toplantısı' başlıkları 'Büyükada davası'na çevrildi" düşüncesini dile getirdi. 

Bildirici kişisel blogunda kaleme aldığı yazıda, "İstanbul 35. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki dava 3 Temmuz’da sona erdi. Taner Kılıç, 'FETÖ üyeliği' suçlamasından 6 yıl 3 ay, İdil Eser, Günal Kurşun, Özlem Dalkıran da 'üye olmamakla birlikte FETÖ, PKK/KCK, DHKP/C gibi örgütlere yardım' suçlamasından 2 yıl 1’er ay hapis cezasına mahkûm edildiler. Nalan Erkem, İlknur Üstün, Ali Gharavi, Peter Steudtner, Veli Acu, Nejat Taştan ve Şeyhmus Özbekli ise beraat etti Casusluk suçlamasıyla ayrı dosyada yürütülen soruşturma da geçen yıl mayıs ayında takipsizlik ile sonuçlanmıştı. Böylece hem mahkeme hem de savcılık, 'casusluk' yaftasını düşürmüş oldu. Böylece üç yıl aradan sonra dava dosyası kapanma yolunda bir aşama kaydetti ama bu arada casuslukla damgalanan insanların hayatı alt üst oldu. Uluslararası Af Örgütü başta olmak üzere sivil toplum örgütlerinin toplantı ve projelerine katılım hayli azaldı. Büyükada ise sivil toplum örgütlerinin toplantıları için uygun bir yer olmaktan çıktı. Ne de olsa cesaret istiyor artık orada toplanmak, kongre, atölye çalışması vb yapmak" görüşünü savundu. 

Bildirici, "Büyük manşetlerle duyurulan 'casusluk' yakıştırmaları boş çıkınca medya ne yaptı dersiniz? Öncelikle 'Büyükada’daki casusluk toplantısı' başlıkları 'Büyükada davası'na çevrildi hemen. Günlerce manşetten 'casus toplantısı' haberleri yayımlayan, 'Türkiye ihanet toplantısını Akşam’dan öğrendi' diye övünen Akşam gazetesi, mahkemenin kararını ilk sayfadan görmedi. Araya araya buldum, 15. sayfada kibrit kutusu kadar bir yere saklanmış haberin başlığı 'Büyükada davasında 4 kişiye hapis cezası'ydı. 'Casusluk'tan falan da bahsedilmiyordu." değerlendirmesinde bulundu. 

Bildirici yazısında şunları kaydetti:

Hürriyet, Yeni Şafak, Sabah gazetelerinde de mahkeme kararı “Büyükada davasında karar” başlıklarıyla yazılırken sadece Türkiye gazetesi çizgisinde ısrar ediyordu: “Sır toplantının sanıklarına ceza yağdı”. Mahkeme bile toplantının “sır” olmadığını kabul etmişken Türkiye gazetesinin hâlâ böyle bir başlık atabilmesini gazetecilik saikleriyle açıklamak mümkün değil.

 Çünkü bir gazeteci, öncelikle kimseyi yaftalamaz, hiç kimseyi peşinen suçlu gibi göstermez.  Yargı sürecinde taraf olmaz, adil ve dengeli davranır.  

Yazının devamı için tıklayın