Ekonomi

Küresel piyasaların gözü Fed'de, ABD'den gelecek faiz kararı Türkiye'yi nasıl etkileyecek?

"İndirim sürecinin devam etmeyeceği sinyali verilirse gelişmekte olan ülkeler açısından büyük şok yaşanır"

18 Eylül 2019 17:32

T24 Haber Merkezi
Gonca Tokyol

Küresel piyasaların gözü, bu akşam yerel saatle 21:00’de açıklanacak ABD Merkez Bankası (Fed) kararında. Suudi Arabistan’daki tesislere yönelik saldırıların ardından petrol fiyatlarında yaşanan çalkantı, Fed’in faiz indirimine devam edilmesi yönündeki kesin beklentiye bir nebze şüphe düşürse de; genişlemeci para politikasına devam edilmesi bekleniyor.

Faiz kararının yanı sıra, Fed Başkanı Jerome Powell’ın karar sonrası yapacağı açıklamalar da dikkatli takip edilecek. Powell'ın basın toplantısı öncesi, önümüzdeki 3 yıl için ekonomik büyüme, işsizlik, enflasyon ve faiz oranlarına ilişkin tahminlerini de güncelleyecek olan Fed’in önümüzdeki dönemde atacağı hamlelerin ipuçları da Powell’ın konuşmasında aranacak.

Fed toplantısında ekonomistler ve yatırımcılar 3 kritik konuyu takip edecek;

1 - Bu yıl başka bir faiz indirim sinyali olacak mı?

2 - Powell neler söyleyecek?

3 - Karara kaç kişi muhalefet edecek?

“Wall Street’in beklentisi Fed’in faizi sabit bırakacağı yönünde"

Son gelişmeler öncesi uzmanlar Fed’in 25 baz puan faiz indirmesine neredeyse kesin gözüyle bakıyordu. Ancak piyasa yakın zamanda fikrini değiştirdi. CME Group’un piyasaların ABD Merkez Bankası’nın adımlarına dair beklentilerini ölçen FedWacth Tool’una göre faiz indirimi bekleyenlerin oranı yüzde 47’ye indi. Fed'in 18 Eylül'de faizi 25 baz puan indireceğini öngörenlerin oranı bir ay önce yüzde 100, bir hafta önce ise yüzde 94-95 aralığındaydı.

Rakamları değerlendiren CNN Business editörü Anneden Tappe, bu durumun “Wall Street’in beklentisinin Fed’in faizi sabit bırakacağı yönünde olduğu” anlamına geldiği yorumunda bulundu. Tappe, daha yaz aylarında bazıları tarafından öngörülen yarım puanlık indirimin ise beklentiler arasından tamamen çıktığını kaydetti.

Bugünkü toplantıda çıkacak kararla ilgili piyasa beklentileri ne yönde?

Capital Economics ABD Kıdemli Ekonomisti Andrew Hunter, Fed'in 25 baz puanlık diğer bir indirim için hazır olduğunu belirterek, bankanın eylül ayı toplantısında politika faizinde 25 baz puan indirime gidebileceği öngörüsünde bulundu.

ING Group Uluslararası Başekonomisti James Knightley de Fed'in muhtemelen 25 baz puanlık bir indirime gideceği öngörüsünde bulundu. ABD ekonomisinin ticaret savaşları, küresel yavaşlama ve güçlü dolar faktörlerinden dolayı karşı karşıya kaldığı zorlukların yoğunlaştığını belirten Knightley, yatırımların da zayıfladığını aktardı.

Mitsubishi UFJ Financial Group (MUFG) Finansal Başekonomisti Chris Rupkey ise ABD’de ağustos gıda ve enerji hariç TÜFE'deki artışa dikkati çekerek, Çin mallarına uygulanacak tarifelerin şirketlere biraz fiyatlama gücü verdiğini vurguladı. Perakende satışlarının güçlendiğini kaydeden Rupkey, bunun Fed'in faiz indirimlerine gitmesi durumunda enflasyondaki artışın hızlanacağı anlamına geldiğine işaret etti.

Piyasalar huzursuz: Fed, bir kez daha likidite enjekte etti

Öte yandan Londra'dan Tokyo'ya, ülke tahvilleri değer kazanırken; faizlerdeki yükselişle birlikte Fed para piyasalarını rahatlatmak için 10 yıl sonra ilk kez sisteme nakit enjektesiyle müdahale etti. Salı günü piyasaya 53.2 milyar dolar likidite enjekte eden Fed, bugün de ABD'nin 10 yıl vadeli tahvillerinin faizi düşüşünü üçüncü güne taşıyarak yüzde 1.77 seviyelerine inmesinin ardından repo piyasasına 75 milyarlık nakitle müdahalede bulundu. Analistler, repo piyasasındaki gelişmeler nedeniyle bu akşam saat 21.00'de açıklanacak Fed'in faiz kararı sonrası Başkan Powell'ın açıklamalarının öneminin arttığını belirtti.

Yeşilada: İndirim sürecinin devam etmeyeceği sinyali verilirse gelişmekte olan ülkeler açısından büyük şok yaşanır

Ekonomist Dr. Atilla Yeşilada, YouTube hesabında yayınladığı videoda “bizim dövizimizden Euro/dolar paritesine, gelişmekte olan ülkelerin seyrine, tahvil pazarına ve dünya ekonomisinin gidişatına çok önemli etkiler yapacağını” belirttiği Fed’in faiz kararını “Belki de bütün dünyada dengeleri değiştirecek bir karar” olarak nitelendirdi.

FOMC toplantısı sonrasında indirim sürecinin devam etmeyeceğine dair sinyaller gelmesinin Türkiye’nin de aralarında bulunduğu gelişmekte olan ülkeler açısından etkilerini de değerlendiren Yeşilada, “Bunlar açısından çok büyük şok our. Çünkü Fed’in faizleri sürekli düşüreceği beklentisi ve AMB ile BOJ’nin politika faizlerinin negatif ya da sıfır olması nedeniyle Amerikalı fonlar Amerika’dan kaçıp yüksek getiri aramaya başladılar. Türkiye’ye çok az geliyorlar ama birçok gelişmekte olan ülkede çok ciddi boyutta yatırım var. Eğer Fed, beklendiği gibi 2020 sonuna kadar faiz indireceği izlenimini sıkı bir şekilde mesajlayamazsa bono piyasasında çok ciddi bir şok yaşarız. ABD 10 yıllık tahvillerin faizleri bir haftada 35 baz puan arttı. Ellerinde o tahvilleri tutanlar çok ağır dayak yediler, bir de bunun üzerine Fed bekleneni yapmazsa bunun etkisi bütün dünyaya yayılır ve etkilerini Türkiye’de de hissederiz” dedi.

"Fed'in faizi indirmemesi Türkiye’deki kredilerin daha pahalı olmasına neden olur”

Sene başından bu yana dolar endeksinin değer kaybedeceği yönünde bir beklenti olduğunu ifade eden Yeşilada, “Ancak bu böyle olmadı, hatta dolar endeksi değerlendi. 10 büyük paradan oluşan bir sepete karşı yüzde 3-4 civarında değer kazandı, son baktığımda 98.90 civarındaydı, Fed piyasanın beklentisini yapmazsa bu 100’ü aşabilir” dedi ve bunun Türkiye’ye olası etkilerini şöyle anlattı:

“Gerek hazinemiz, gerek bankamızı, gerek finans dışı kurumlarımız yurt dışında döviz cinsinden borçlanırken Amerikan tahvilleri faizi baz alınıyor ve bunun üzerine bir de ülke risk primi ödüyoruz. Faizler yükselirse, dolar endeksi de yükselirse risk birimimiz değişmese bile daha yüksek maliyetler öderiz, bu da Türkiye’deki kredilerin daha pahalı olmasına neden olur.”

Mahfi Eğilmez: Fed'in faiz indirmesi Türkiye'yi kısa sürede olumlu, uzun vadede olumsuz etkiler

İktisatçı Mahfi Eğilmez ise kişisel Twitter hesabında Fed’in faiz indirmesinin ve olası bir parasal genişleme programının Türkiye’yi kısa vadede olumlu etkileyeceği yorumunda bulunarak, “Kısa vadede (faizlerin yüksekliği nedeniyle) likidite girişi olur ve göstergeler düzelir. Uzun vadede bizi yapısal reformlardan uzaklaştırma olasılığı olduğu için etkisi olumsuz olur” dedi.