Dünya

KKTC seçimlerinde ikinci tura doğru: Kıbrıs Türk Gazeteciler Birliği Başkanı yanıtlıyor; ibre hangi adaydan yana, kilit konumdaki CTP ne yapacak?


KTGB Başkanı Samiz Özuslu’ya göre; Cumhurbaşkanlığı seçiminde ikinci tur sonucunu; sırasıyla yarışta elenen CTP’nin kararı, ilk tura katılmayan seçmenlerin tercihi ve ilk üçe giremeye partilerin tavrı belirleyecek

Çizgi: Tan Oral

13 Ekim 2020 16:17

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde dış müdahale iddialarının damga vurduğu cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turunda ‘Ankara adayı’ olarak nitelendirilen Ulusal Birlik Partisi lideri Başbakan Ersin Tatar birinci, mevcut Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ikinci oldu. iki aday 18 Ekim’deki ikinci turda yarışacak. Kıbrıs Türk Gazeteciler Birliği Başkanı (KTGB) ve Kanal SİM Genel Yayın Yönetmeni Sami Özuslu’ya göre, ikinci tur sonucunu etkileyecek üç etmen var. Özuslu bu etmenleri, sırasıyla “ilk turda elenen CTP’nin kararı, ilk tura katılmayan seçmenlerin tercihi ve ilk üçe giremeye partilerin tavrı” şeklinde dile getiriyor.

KTGB Başkanı Sami Özuslu, kritik seçimin ikinci turuna ilişkin olasılıkları T24 için değerlendirdi.

Ada seçmeni, şu anda ilk turdan üçüncü çıkarak elense de yüzde 22 civarında büyük bir oy oranına sahip Tufan Erhürman ve Cumhuriyetçi Türk Partisi’nin vereceği karara odaklanmış durumda. Özuslu’ya göre CTP kararını “federal çözüm” konusunda yakın görüşlere sahip olduğu Mustafa Akıncı’dan yana kullanacak. 

2015 seçimlerinde de benzer bir tablo ortaya çıktığını ve Ulusal Birlik Partisi (UBP) adayı Dr. Derviş Eroğlu ile Akıncı’nın ikinci tura kaldığını hatırlatan Özuslu, o zaman da partinin kararını Akıncı’dan  yana kullandığını söyledi.

Özuslu, CTP seçmeni için bu tahmini yapmakla birlikte, ilk üç adayın dışındakilere oy veren yüzde 17’lik kesimin Ersin Tatar’a yakın olduğu değerlendirmesini de yaptı.

Özuslu ikinci turda, pazar günü sandığa gitmeyenlerin de önemli bir rol oynayacağı değerlendirmesinde bulunurken, seçimi boykot edenlerin büyük bir bölümünü Tatar’ı benimsemeyen UBP’lilerin oluşturduğunu söyledi. 

Toplam 198 bin 867 kayıtlı seçmenin bulunduğu KKTC'de 11 Ekim Pazar günü yapılan ilk turda seçime katılım yüzde 54.72'de kaldı. Düşük katılımda Koronavirüs endişesinin rol oynadığı söylense de bir boykotun da varlığı gündeme geldi.

“Müdahale ‘iradeye saygısızlık’ olarak görüldü”

Seçimlerin ikinci turuna ‘aleni bir müdahale’ henüz görmesele rde adada AKP’nin PR ekipleri olduğunun konuşulduğunu dile getiren tecrübeli gazeteci, ilk turla ilgili de şu değerlendirmeyi yaptı: 

“Yani aklınıza gelebilecek her türlü yöntemle oy devşirme çalışmaları birinci turda yapıldı. Buradaki büyükelçilik, diğer TC makamları, Türkiye’den gelen kimi yetkili kişilerin çabaları… Zaten toplumsal tepki de bu noktada odaklanıyor. Bu kadar açık ve aleni müdahale; aslında Maraş’ın açılması anlamına gelmeyen şovlar; pandemi hastanesi ile ilgili şov, suyun teminatı ile ilgili şov, Sayın Erdoğan’ın Tatar’ı canlı yayında yanına alarak ‘bu işte bizim adayımız’ mesajı vermesi… Bunlar diğer adaylara karşı çok büyük bir müdahale ve iradeye saygısızlık olarak görüldü”

Sami Özuslu, seçim sonuçlarının “bıçak sırtı” olacağını söylese de CTP’nin desteğini alacağına inandığı Akıncı’nın küçük bir farkla kazanıp bir dönem daha cumhurbaşkanlığı yapmaya hak kazanacağını düşünüyor. Özuslu sağ kesimin bir bölümünün de Türkiye’nin müdahalesine tepki göstererek Tatar’dan Akıncı’ya kayabileceğini belirtti.

Fotoğraf: Ersin Tatar ve Mustafa Akıncı

Özuslu’nun T24’ün sorularına verdiği yanıtlar şöyle:

Seçim ikinci tura kaldı. İki aday var Mustafa Akıncı ve Ersin Tatar. Biraz mevcut durumu değerlendirmemiz mümkün mü ? Ne tarafa yakın duruyor seçimler? 

İkinci tur çok bıçak sırtı gibi duruyor. Seçimin ikinci turu için kritik olan birkaç merkez var. Bunlardan bir tanesi seçimi üçüncü bitiren Cumhuriyetçi Türk Partisi ve onun adayı Tufan Erhürman’ın vereceği karar. Bu akşam yetkili organlardan böyle bir karar çıkacağı konuşuluyor. Şu anda bugün her iki aday da ziyaret ediyor CTP Genel Merkezi’ni. Çünkü CTP yüzde 22 civarında oy aldı birinci turda. 

2015’te benzer bir tablo ortaya çıkmıştı. O dönemin Ulusal Birlik Partisi adayı Sn. Dr. Derviş Eroğlu’ydu. O zaman aynı zamanda Cumhurbaşkanı’ydı.  İlk turu birinci sırada bitirmişti yüzde 28 civarında bir oy alarak. İkinci sırada Mustafa Akıncı vardı yüzde 26’lık bir oyla ve CTP’nin o zamanki adayı Sibel Siber’e de yüzde 22 oranında oy çıkmıştı. Yani rakamlar böyle birazcık değişmiş olsa bile ilk üç, 2015 seçimlerine çok benziyor. Ve o dönemde de ikinci tur için federal çözüm yanlısı CTP federal çözümden yana olan Akıncı’dan yana tavır koymuş ve kampanya sürecinde aktif destekle ikinci turda yüzde 60’ın üzerinde bir oy almasını sağlamıştı. Şu anda CTP’nin bu akşam alacağı kararın kritik olduğunu söyledim. 

TIKLAYIN - KKTC Cumhurbaşkanı Akıncı T24'e konuştu: Açık konuşalım; polis ve itfaiye teşkilatları bile gerçekte Kıbrıs Türklerine bağlı değil, ama bizim de yanlışlarımız var!

"UBP’ye oy vermesi muhtemel kitlenin boykotçular arasında olma ihtimali daha yüksek gibi görünüyor"

Peki sizce CTP kimi destekleyecek?

Yani alınacak karar aslında belli. Yine Sn. Akıncı’ya destek kararı çıkacaktır. Bunun şu anda nasıl yansıyacağını tabii ki göreceğiz. Ama  bir kritik olan nokta daha var. Seçime katılım çok yüksek olmadı. 

Yüzde 58’lik bir kitle sandığa gitti. Bunda yüzde 42’lik kesimin bir kısmının yurtdışında olduğu, bir kısmının Koronavirüs nedeniyle gitmediğini varsaysak bile ciddi bir seçmen kesiminin seçimi boykot ettiği anlamına geliyor. Bu kitlenin kime yakın durduğunu kimse bilmiyor. Ancak Ersin Tatar’a, yani UBP’ye oy vermesi muhtemel kitlenin o boykotçular arasında olma ihtimali daha yüksek gibi görünüyor. Dolayısıyla en belirleyici olacak iki unsur, bir CTP’nin kararı, bir de sandığa gitmeyenlerin eğilimi olacak gibi gözüküyor. En azından ben öyle görüyorum. 

"Fatura Tatar'a çıkarılıyor"

Katılımın az olması Kıbrıs basınında da boykot diye nitelendirilidi. Neden böyle bir boykot olabilir sizce?

Ulusal Birlik Partililer, Ersin Tatar’ı Cumhurbaşkanı adayı olarak benimsemedi genel başkanları olmasına rağmen. Tatar’ın gerek hükûmetin başında başarılı bulunmaması, pandemi sürecinde özellikle ekonomi ve sağlık alanında olmak üzere çok ciddi hatalar yapmış olması; bunlar etkili olmuştur. Çünkü Kıbrıs’ın kuzeyinde şu an çok ciddi bir salgın tehdidi olmaması sebebiyle yine de çok büyük bir ekonomik durgunluk yaşandı. Turizm ve eğitim KKTC’nin iki ana sektörüydü gelir kaynağı olarak. Şu anda her ikisi de bitmiş durumda. Dolayısıyla imkan sirkülasyonu çok aşağıya düştü. Ulaşımdan emlağa, tüketimden perakendeye birçok sektör etkilendi. Keza eğlence sektörü de böyle. Çok sayıda işsiz insan var.

Bunun faturası da bir şekilde hükûmetin başındaki Tatar’a çıkarılıyor bence. Çünkü hükûmet tüm kamuoyu yoklamalarında başarısız çıkıyor. Bizim şahsi görüşümüz de o yönde. O yüzden boykotun daha çok UBP tarafında olduğunu seziyoruz. 

Ama elbette geleneksel olarak boykot denildiği vakit akla rejimi savunmayanların ya da sol kesimin de olabileceği söylenir. O kesimde de bir miktar boykot olabilir. Peki bu insanlar ikinci turda oy kullanır mı? Bunu da bilmek mümkün değil. Çünkü bildiğiniz gibi boykotçuları kamuoyu yoklamaları da okuyamıyor bazen. Elimizde bu konuda çok veri yok maalesef.

"Diğer yüzde 17 Tatar'a yakın"

3. parti olan CTP’nin ciddi bir oy oranı olduğundan bahsettik. Peki ilk üçün dışında kalanlara oy veren seçmen ne tarafa yönelebilir?

4, 5 ve 6. sıradaki adaylar aslında bölünmüş durumda. Yaklaşık yüzde 17’lik bir orandan bahsediyoruz. 11 aday var, ancak 5 tanesi yüzde 1’in altında kaldı. Diğer üç aday yüzde 5-yüzde 4 bandında bulunuyor. 

Kudret Özersay, yani Halkın Partisi (HP) şu anda hükûmetin ortağı. Geçen hafta Türkiye’nin Maraş açılımı ve Ankara’nın Tatar’a destek vermesinden rahatsızlık duydukları ve bu kararların kendilerinden habersiz alınmasından duydukları rahatsızlık nedeniyle hükûmetten çekildiler. Dolayısıyla Kudret Özersay’ın yüzde 5 küsurluk oyunun Tatar’a yönlendirilmesini ben pek olası görmüyorum. Özersay da bir önceki seçime kıyasla çok ciddi bir seçim mağlubiyeti aldı. Ama Akıncı’ya oy yönlendirmelerini de çok mantıklı görmüyorum çünkü Kıbrıs sorunu konusunda ayrışıyorlar, hem de Türkiye ile ilişkilere bakışları aynı değil. Akıncı Türkiye ile ilişkilerini zora sokabilir. 

Bu durumda muhtemelen HP üyelerini serbest bırakacak veya sandığa gitmeme yönünde bir karar alacaklar. Sandığa gitmeme kararı belki daha mantıklı olabilir, çünkü zaten sandığa gitmeyen büyük bir kesim var. Onların yanında durmak gibi bir tavır sergileyebilirler. HP, bundan 3-4 sene önce kurulmuş bir parti. 2018’de girdikleri ilk seçimde hükûmete ortak oldular. Ancak Özersay ikircikli tavırları, bundan önceki koalisyonu sebepsiz yere bozmuş olması, Maraş açılımı konusunda Türkiye ile birlikte hareket etmesi ama sonradan Ersin Tatar oyuna sokulunca kendisinin devre dışı bırakılmasıyla çok yıpranmış bir isim. Dolayısıyla ben üyelerini serbest bırakacaklarını veya boykot kararı alacaklarını düşünüyorum.

"Aklınıza gelebilecek her türlü yöntemle oy devşirme çalışmaları birinci turda yapıldı"

Erhan Arıklı’nın çok bir şansı yok. Arıklı, Akıncı’ya oy vermeyeceklerini hatta Akıncı kazanmasın diye ne gerekiyorsa yapacaklarını söylemişti. Zaten temsil ettiği seçmen kitlesi de Türkiye’den gelip Kıbrıs’ta yurttaş olmuş kişiler. Zaten kendisi de itiraf ediyor, seçmen listelerinden de görebiliyoruz; kendi partisi Yeniden Doğuş’un tabanı büyük oranda Arıklı’ya değil Türkiye’nin işaret ettiği Tatar’a oy verdi. Bunu özellikle Karpat, Maraş, Esentepe bölgesinde Tatar’ın ülkenin geri kalanına oranla olan çok yüksek oy oranından anlayabiliyoruz. Bu bölgeler yoğunlukla göçmen ailelerinin yaşadığı bölgeler. Arıklı seçimlerden sonra yaptığı açıklamada başarısızlığı kabul etti ve istifa edebileceğini ifade etti. O yüzden Arıklı karar alsa da almasa da büyük ihtimalle sağ taraftaki Yeniden Doğuş Partisi’nin oyları Tatar’a yönelecektir. Bunun yöneltilmesi için zaten Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin yöneticilerinin burada çok aktif hem maddi hem siyasi çabaları var. Yani aklınıza gelebilecek her türlü yöntemle oy devşirme çalışmaları birinci turda yapıldı. Buradaki büyükelçilik, diğer TC makamları, Türkiye’den gelen kimi yetkili kişilerin çabaları… Zaten toplumsal tepki de bu noktada odaklanıyor. Bu kadar açık ve aleni müdahale; aslında Maraş’ın açılması anlamına gelmeyen şovlar; pandemi hastanesi ile ilgili şov, suyun teminatı ile ilgili şov, Sayın Erdoğan’ın Tatar’ı canlı yayında yanına alarak ‘bu işte bizim adayımız’ mesajı vermesi… Bunlar diğer adaylara karşı çok büyük bir müdahale ve iradeye saygısızlık olarak görüldü. 

Bir diğer aday eski Demokrat Parti eski Genel Başkanı ve Denktaş ailesinin bir ferdi Serdar Denktaş’tı. Yüzde 4,2 ile beklenenin altında kaldı. Serdar Denktaş’ın herhangi bir aday lehine tavır koymasını pek mümkün görmüyorum. Eğer tavır koyarlarsa bu koalisyon pazarlığı için olabilir. Çünkü şu anda istifa etmiş bir koalisyon var. Bir hükûmet oluşumu gündeme gelecek seçimlerden sonra. Belki hükûmet pazarlığının bir parçası olarak DP, UBP ile bir koalisyona girme eğiliminde olabilir. DP’nin geleneksel olarak bir an önce hükûmete girip onun imkânlarını kullanma eğilimi vardır. Bu sinyali de verdiler bu süreçte. Dolayısıyla eğer koalisyon konusunda bir uzlaşı çıkarsa Demokrat Parti’nin Ersin Tatar lehine bir adım atması olasıdır. 

TIKLAYIN- Serdar Denktaş T24’e konuştu: KKTC seçimlerine görülmemiş bir müdahale var, neredeyse ‘vatan haini’ ilan edileceğim!

Yani geri kalan yüzde 17’lik dilimin çoğunlukla Tatar’a gideceği değerlendirmesinde bulunabiliriz. 

"Sizi tanıyan bir devlet size böyle davranırken Kıbrıslı Rumlardan eşitlik bekleyemezsiniz"

Seçimin ilk turuna giderken adada ana gündem konusu seçimlere dışarıdan müdahaleydi. İkinci turda da aynı yoğunlukta devam ediyor mu bu tartışmalar?

Şu anda gözle görünen bir şey yok ama eminim ki gözle görülmeyen operasyonlar devam ediyordur. AKP’nin burada konumlanan veya gönderildiği söylenen PR ekipleri olduğu konuşuluyor. Seçime bir gün kala TC Ziraat Bankası’ndan gönderilen ve bizim sistemimizle uygun olmayan bir sosyal yardım da var. 

Şimdi biz de merak ediyoruz bu dönemde ne dağıtacaklar diye. Küçük çapta bulgur, pirinç, fasulye dağıtımı da mahallelerde yapılıyordur. Bunları utanarak söylüyorum çünkü bunlar çok ayıp şeyler. Türkiye’de de sık sık karşılaştığınız şeyler bunlar. Geçmişte olmuyor muydu böyle şeyler? Yine olurdu, yine yapılırdı. Ama uzunca bir süredir bu kadar yoğun ve ağır bir müdahale görülmemişti. Bunun nedenini anlamaya çalışıyoruz. Nedir Sayın Erdoğan ve AKP’nin buradaki hedefi görmeye çalışıyoruz. Tamam Akıncı ile bir ters düşme oldu, ancak Ankara ilk kez Kıbrıs’taki yönetimle ters düşmüyor. 

Kaldı ki bunun uluslararası camiaya da yansıması çok kötü oluyor. Bir taraftan biz Rumlardan eşit ortaklık istiyoruz, hatta Türkiye buradaki partilerle birlikte eşit egemenliği öne çıkarmaya çalışıyor. Yani sizi tanıyan bir devlet size böyle davranırken Kıbrıslı Rumlardan eşitlik bekleyemezsiniz. Çünkü “Siz kendi kararınızı kendiniz veremiyorsunuz sizi kimin yöneteceğine bile Ankara karar veriyor” algısı yaratılıyor. Bu kabul edilebilir bir durum değil, buradaki insanların önemli bir kesimi de buna tepki gösteriyor.

"Büyük olasılıkla Sayın Akıncı bu seçimi kazanacak"

Sizin tahmininizi almak istiyorum. Yaptığınız bütün değerlendirmelerin ışığında sizce şu anda ibre Akıncı’dan mı yana Tatar’dan mı?

Gerçekçi olmak gerekirse ben çok at başı bir seçim sonucu olacağını düşünüyorum. Sandığa gitmeyen insanların eğilimi ne olacak bunu net olarak göremiyoruz. Gidecekler mi onu bile bilmiyoruz. Bir kamuoyu yoklaması yayınlanması mümkün değil ama el altından da bir kamuoyu yoklaması göremedik. 

Şunu söyleyeyim; büyük olasılıkla Sayın Akıncı bu seçimi kazanacak. CTP’nin vereceği oyun yanı sıra bir kesim sağ seçmenin de Türkiye’nin müdahalesi ve buna duyulan tepkiden dolayı ‘Türkiye’nin adayı’ olarak konumlanmış Tatar yerine tepki göstererek Akıncı’ya oy vereceğini düşünüyorum. Akıncı’nın az bir farkla önde çıkacağını öngörüyorum, arzum da o yönde.