Gündem

Kızıltepe JİTEM davasının sanıkları: Paralel yapı ve PKK'dan şikayetçiyiz!

22 kişinin ölümünden sorumlu tutulan sanıklar: JİTEM davaları asker ve polisin moralini bozmak içindir

28 Nisan 2016 20:02

Kamuoyunda Kızıltepe JİTEM davası olarak bilinen 1992-1996 yılları arasında 22 kişinin ölümünden sorumlu 4'ü asker 5'i korucu toplam 9 kişinin yargılandığı davanın 5. duruşması bugün Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Sanıklar savunmasında "JİTEM davaları asker ve polisin moralini bozmak içindir" dedi. Sanıklardan Ünal Alkan da, "Paralel yapı ve PKK'den şikâyetçiyim” dedi. 

Mahkeme heyeti, müştekilerin katılma istemi kabul ederek duruşmayı 24 Haziran 2016’ya erteledi.

Duruşmaya sanık İsmet Kandemir, Mehmet Emin, Abdurrahman Kuğra, Jandarma Bölük Komutanı Ahmet Boncuk katılırken, Emekli Jan. Alb Eşref Hatipoğlu, Emekli Albay Hasan Atilla Uğur, Ünal Alkan, Mehmet Salih Kılıçarslan ve Ramazan Çetin SEGBİS sistemiyle katıldı. Dün okunan iddianamenin ardından bugün sanıkların savunmasına geçildi. Sanık İsmet Kandemir bulaştığı suçları kabul etmeyerek, "Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı paralel yapıya bağlıdır. Üzerimize iftira atmıştır. 92 yılında korucu da değildim. Piyasada yoktum. 94 yılında koruculuğa başladım. Bu suçlamalar iftiradır. Suçlamaları kabul etmiyorum" dedi.

Dicle Haber Ajansı'nın haberine göre, Sanık Abdurraman Kurğa hakkındaki iddiaları kabul etmediğini, Hasan Atilla Uğur'u tanımadığını, PKK'ya karşı savaştığını ve Hasan Atilla Uğur ile Ahmet Boncuk'u görev başında tanıdığını söyledi.

Dönemin Kızıltepe Jandarma Bölük Komutanı sanık Ahmet Boncuk da, savunmasında iddianamede adı geçen kişilerin hiçbirini tanımadığını söyledi. Boncuk, "Operasyon olduğu zaman adı geçen kişilerle birlikte terör örgütüne karış çatışmalara girmiş olduğum olmuştur. JİTEM'in işlediği sözde eylemlerin hiçbirini kabul etmiyorum. Zaman aşımı hususunu mahkeme heyetinin göz önünde bulundurmasını talep ediyorum. Binbaşı Hasan Atilla Uğur ile 2 yıl çalıştım. Sanık Eşref Hatipoğlu'nu ismen tanıyorum. Onunla birlikte çalışmadım. Operasyonlara geldiği için ismen tanıyorum. Dosyada adı geçen maktullerin hiçbirini tanımıyorum. Kızıltepe ilk atandığım yerdi. Üst amirlerime rağmen benim böyle örgütü kurmam ve yönetmem söz konusu olamaz. Bıçak TİM'ini bilmiyorum hiçbir talimat vermedim" dedi.

 

“JİTEM davaları asker ve polisin moralini bozmak içindir”

 

Sanık Hasan Atilla Uğur da, savunmasında davanın PKK ve Fetullah Gülen cemaati tarafından planlandığını ve Zekeriya Öz'ünde başlatmış olduğu bir soruşturma olduğunu söyledi. Uğur, "Amaç Türkiye Devleti'nin terörle mücadelesini gayri meşru ilan etmektir. Türk vatanın bölünmesine zemin hazırlamaktır. Bütün ömrümü terörle mücadeleye adadım. Bugün olduğu gibi 90'lı yıllarda da PKK tarafında onlarca sivil öldürüldü. Zekeriya Öz, PKK eliyle intikam amacıyla karşımızda bulunmaktadır. Ergenekon davası gibi ayağı yere basmayan bir davadır. Bu davaların amacı Cizre, Silopi ve Midyat gibi birçok yerde açılan JİTEM davaların asker ve polisin moralinin bozmaktır” diye konuştu.

 

“Paralel yapı ve PKK'den şikâyetçiyim”

 

Ünal Alkan savunmasında yaklaşık 25 yıl jandarma astsubay olarak görev yaptığını belirterek, PKK'yı suçladı: "Görev süremin 10 yılından fazlası terörle mücadele ile geçti. Ülkemin bölünmez bütünlüğünü korumak, halkın canını korumak için canımı defalarca ortaya koydum. 1992 yılında göreve başladığımda halk sokağa çıkamıyordu. İnsanlar yolda yürürken enselerinde kurşunlanarak öldürülüyordu. İnsanlar devlete güven kazanmaya başladılar. 96 yılında Kızıltepe'de çıktığımda halk devletine güveniyordu. İnsanlar geç saatlere kadar ilçede geziyordu. Bu davada bizlere isnat edilen suçlar PKK ve Fetullah komplosunda başka bir şey değildir. TSK'ın suç işlediği bu davalarla gösterilerek asker ve polisimize bizleri örnek gösteriyorlar. Asker ve polisimizi pasifize ediyorlar. Paralel yapı ve PKK'den şikâyetçim."

 

Kaplan ve Demir'in alındığı arşivlerde mevcut

 

Dönemin Komando Tabur Komutanı Eşref Hatipoğlu da, savunmasında ABD komando eğitimi aldığı ve PKK'nın ilk eylemine başladığı Siirt'e 1984 yılında atandığını belirterek şöyle dedi: "Her yerde PKK'ye karşı mücadelede bulundum. Diyarbakır'da görev yaptığım zaman 2 bin 500 PKK'li vardı. Ben ayrıldığım zaman bu sayı 120'ye düştü. Ben orada terimi ve kanımı akıttım. Savcı günün şartlarına göre bu fezlekeyi hazırlamış. 2 kişinin öldürülmesinin üzerinde 25 yıl geçmiş. Ben 500'ün üzerinde silahlı çatışmaya girdim. Şeyhmus Kaplan ve Memduh Demir Mardin Alay Komutanlığı'na teslim edildiği devlet arşivlerinde mevcuttur. Olay Mardin İl jandarma komutanı bölgesinde olmuş. Yer gösterme yerinde mayına çarpma sonucu ölmüşlerdi."

Sanıkların avukatları ise, zaman aşımından davanın düşmesini istedi. Mahkeme heyeti, müştekilerin katılma istemi kabul ederek duruşmayı 24 Haziran 2016’ya erteledi.