Politika

Kılıçdaroğlu: AKP'yi geçeceğiz, Erdoğan ne yaparsa yapsın birinci parti olacağız

CHP lideri, İBB'deki yolsuzlukları saptayan müfettiş raporlarına el konulduğunu söyledi

T24 Ankara Temsilcisi Gökçer Tahincioğlu; haber sitelerinin temsilcileriyle yaptığı basın toplantısından sonra CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na; 85 yazar, sanatçı, gazeteci, çizer ve akademisyenin bir araya geldiği T24 YILLIK 2022'yi takdim etti

30 Aralık 2021 15:00

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İçişleri Bakanlığı’nın İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik başlattığı soruşturma ve MHP lideri Devlet Bahçeli’nin, “Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu gerekirse görevden alınır” sözleri konusunda, “Bahçeli’nin sözlerini ciddiye almıyorum. Belediye başkanı görevden alınır mı, başkası seçilir mi, bunu yapmak isteyenler akıllarını ekmek peynirle yemiş kişilerdir. Geçmişte de bizim belediyelere yönelik polis baskınları çok oldu. Biz belediye başkanlarımıza bir metin gönderdik. Polis baskını olduğunda hangi önlemleri alacaksınız? Şimdi o maddeleri güncelliyoruz. Bu hamlelerin tamamı bizim için iyi. Teşekkür ediyoruz kendilerine. Yapsınlar. Bu milletin bir vicdanı var” dedi.
Dövizin düşmesiyle muhalefetin moral üstünlüğünü iktidara kaybettiği yorumlarını değerlendiren Kılıçdaroğlu, “Bizim moral üstünlüğümüzde sorun yok. İktidar moral üstünlüğü elde ettik diye düşünebilir. Ama güvenin olmadığı yerde bu olmaz. Toplumun güveni yok. Moral üstünlükleri varsa sandığı getirsinler” yorumunu yaptı.

Kılıçdaroğlu, “CHP’nin oyu hemen sıçradı, çok büyüdü değil ama gayet istikrarlı sürekli yukarıya doğru gidiyor. 28 küsürlerde şu anda. Sağlıklı, tutarlı bir artış var. Yeterli mi yeterli değil ama biz göreceksiniz AKP’yi geçeceğiz, birinci parti olacağız. Erdoğan ne yaparsa yapsın, biz önümüzdeki seçimlerde birinci parti olacağız” diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, internet haber sitelerinin temsilcileriyle buluşmasında, “2021’i zor koşullarda tamamladık. Ekonomik, politik, sosyal olarak çok sorun yaşadı toplum. Umarım 2022 güzel şeylerin başlangıcı olur. Bir seçim olması durumunda da güzel şeylerin başlangıcı olacak” dedi. “İstediğinizi, istediğiniz biçimde sorun lütfen” diyen Kılıçdaroğlu, yöneltilen sorulara şu yanıtları verdi:

“Aday konusunda bir araya gelmedik”

Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda ittifak bileşenlerinin uzlaştığı bir isim var mı? Bu isimlerin arasında Abdullah Gül’ün de adı geçiyor mu?

Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda uzlaşma olması bir araya gelmemize bağlı ama biz bu konuda bir araya gelmedik. Millet ittifakını oluşturan bileşenler ve sonradan güçlendirilmiş parlamenter sistemi savunan Gelecek ve Deva partilerinin genel başkanlarıyla bu konu görüşülmüş değil. Uzlaşma oldu mu olmadı mı, Gül’ün adı geçti mi, geçmedi mi. Bir görüşme olmadı ki geçsin.

Helalleşme konusunu ifade ettiniz. Bu helalleşme içerisinde Tayyip Erdoğan ve çevresi, Fethullah Gülen ve çevresi var mı?

Helalleşme çağrımız... Bunu ikiye ayırdık. Konusu suç olan bir olay varsa bu yargıya gidecek. Ama karşılıklı olarak birbirimizi kırmışsak bunun bir helalleşmesi olması lazım. Fethullah Gülen’i sordunuz. Ben kendisiyle hiç yan yana gelmedim. Oturup konuşmadım. Birbirimizi kırmak gibi bir durumumuz yok. Nesini helalleşeceksiniz. Ama kendisinin yarattığı ciddi bir toplumsal travma var. Bu da zaten yargıda. Yargı ne yapar, kadar amacına ulaşır, onu da bilmiyoruz.

“2022 başında açıklama yapabiliriz”

6 siyasi parti parlamenter sistem çalışması yaptınız. Kameraların önüne ne zaman geçeceksiniz? Seçimi kazanmanız durumunda geçiş sürecine ilişin bir çalışma başlayacak mı?

Güçlendirilmiş parlamenter sistemle ilgili genel başkan yardımcılarının uzlaştığı ana metin ortaya çıktı. Şimdi genel başkanlar ve kurmayları üzerinde çalışıyorlar. 2022 başlarında bu konuda uzlaştığımız, netleştiğimiz konularda kamuoyuna bir açıklama yapılır. Açıklama yapılacak mı, 6 genel başkan birlikte mi yapacak? O konuda bir açıklama yaparız. Genel başkan yardımcılarının uzlaşmaları son derece önemli bir adım. Geçiş süreci konusunda bir özel çalışmamız yok doğrusunu isterseniz. Bizim yok en azından CHP olarak. Ama biz CHP olarak şunu açıkladık. Yeni cumhurbaşkanı koltuğuna oturduğunda ilk bir hafta içerisinde, ilk 5 gün içerisinde neler yapacak. Bunu açıklamıştım. Onların yapılması gerekiyor. Ama bu da cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile hayata geçirilecek uygulamalar.

“Stratejik Planlama Teşkilatı kurulacak”

Benim orada üzerinde durduğum temel nokta Stratejik Planlama Teşkilatı’nın kurulmasıdır. Çünkü devleti yönetecek kişilerin bütün rakamlara sahip olması gerekiyor. Maliyetleri, rakamları, bütçe, bütçe dışı fonlar, bunlar nerelerde değerlendiriliyor, kimse bilmiyor. Açıklamalar güven vermiyor bize. Ayrıca bazı fonlar var, burada biriken paraları da bilmiyoruz. Kültür fonu mesela, ne kadar para birikiyor. Stratejik Planlama Teşkilatı’nı oluşturduğunuzda, en geç bir hafta, 15 gün içerisinde devleti yönetecek olan ekibin önüne konulması lazım bunların. Millet İttifakı’nın bileşenlerinin önüne konulması lazım. Ekonomi konusunda bir yol yöntem belirlemek zorundayız ama bunun için de gerçek rakamları bilmemiz lazım. Onun dışında cumhurbaşkanı değiştikten sonra doğal olarak, kurumların başkanlarının görevlerinden ayrılmaları gerekiyor. Yeni, liyakatli kişilerin atanması gerekiyor. Hangi partiden olduğuna bakmadan uzmanlarını işin başına getirmek lazım. Güven veren ilk adımlara ihtiyacımız var.

“Doları 1 lira yaptım, hiç önemi yok bunların”

Erdoğan ile vatandaşlar arasında ciddi bir güvensizlik var. ‘Doları 1 lira yaptım’, hiç önemi yok bunların. Bu güvensizlik bağı katılaşmış durumda. Yönetim ile yönetilenler arasındaki güveni yeniden inşa etmenin yolu; 6 lider oturup konuştuğunda ilk atılacak adımlar konusunda, topluma güven veren kararlar almak zorundalar. Merkez Bankası’nın bağımsızlığını sağlamak, Fiyat İstikrar Komitesi gibi ucube bir komiteyi feshetmek, Ekonomik Sosyal Konsey’in toplanması. Bunları 15 günde yaptığınızda emin olun, toplum, ‘bunlar kararlılar, geldiler ve toplumun çıkarlarını önceleyerek sorunu çözecekler’ der. Bu algıyı yerleştirmek lazım. İşin özünde yatan bu. Başlangıç her zaman çok önemlidir. Nasıl başlarsanız aynı kararlılıkla sürdürmeniz lazım. Başlangıçla devamı arasındaki ilişkinin kopmaması lazım. Yanlış bir karar alırsanız güveni zedelemiş olursunuz.

“Aynı zamanda rakibiz”

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Milet İttifakı’nın cumhurbaşkanlığı sistemini değiştirmek dışında ortak politikası olmadığını. CHP dışından biri olur da cumhurbaşkanı seçilirse bu vaatleri uygulayacak mı?

Doğru söylüyor Temel bey. Güçlendirilmiş parlamenter sistem dışında her partinin ekonomiye bakışı farklı mesela. Öncelikleri farklı olabiliyor. Biz anlatıyoruz, İYİ Parti anlatıyor. Deva Partisi mesela anlatıyor. Dolayısıyla ittifakı oluşturan partiler aynı zamanda birbirinin rakibi. Her parti daha fazla oy almak ister. Zaten demokratik bütün kuralları yeniden çalıştırmış olacağız, temel amacımız bu. 6 ay içerisinde yapacaklarımız belli. Biz iktidar olacağımıza inandığımız için 6 ayda neler yapacağımızı söylemek isteriz. Bu da bizim görevimiz. Bizim seçim bildirgemiz çıkacak ortaya. Diğer partilerin de olacak.

“Millet İttifakı bileşenleri, ekonomi konusunda çalışma yürütüyor”

Belki ekonomi konusunda temel noktalarda uzlaşabiliriz. O konuda da bir çalışma yapılıyor. Millet İttifakı ne yapılabilir, o çalışma da yapılıyor. Henüz ortaya çıkmış bir metin yok.

“Mülakat kalkacak, zorunluysa kamera ile yapılacak”

KPSS’den yüksek puan alanların mülakat sınavında elenmesi gündemde. CHP’li belediyeler mülakatı kaldırabilir mi?

Biz, mülakatı kaldıracağımızı söyledik. Ama belli görevler için mülakat zorunlu olabilir. O zaman da kamera koymak zorundayız. Soruları kim soruyor, verilen yanıtlar. Herhangi biçimde haksızlığa uğrayan kişi yargıya başvurduğunda kayıtlar gönderilir. Yargı, sorunu çözer. İlke olarak mülakatı kaldırıyoruz. KPSS’de 90 almışsa ataması yapılacak. Belli mesleklerde mülakat gerekirse de bunlar yapılacak. Geçmişte Danıştay, mülakatlarda kamera konulması kararı aldı. Sonra AKP bir kanun teklifi ile bunu kaldırdı. Çünkü torpil işleyecekti, torpili işlettiler. Sözlü mutlaka gerekiyorsa, bir hakim savcı, öğretmenlik sınavında. Fiziği, diksiyonu, anlatımı, bunlara bakmak lazımsa. Sözlü zorunlu olabilir bazı mesleklerde. Kamera koyar bakarsınız. Amaç torpili kaldırmak, kaldırırsınız. KPSS’de ise mülakatı kaldırır, atamayı yaparsın.

“100 kişi alınacaksa, 400 kişi çağrılmaz”

Normalde sınavda dersiniz ki 100 kişi alınacakca 120 kişi çağırabilirsiniz. Ama 400 kişi çağrıyorsunuz. Bu ne demektir, kazanamayan kişiler listemde, 400’e bunları dahil ettiğimde rahatlıkla bunları alırım. Belediyeler bu konuda, bazı meslekler var, misal spor olarak koşmak gerekiyor. Önemli olan objektif olmak. Sınav komisyonu objektifse, işin doğasında olan budur. Atanamayan kişilerle görüştüm. ‘Çocuklarıma bakamadım, öyle hazırlandım ki… Mülakatta da çok başarılı olduğumuz söylendi. Bir baktım elenmişiz, ağladım’ diyor. Biri dedi ki ‘babaannem öldüğünde babam ağlamamıştı, sınavı kazanamadığımda babam ağladı’. Bu çok acı bir şey. Ben uzun yıllar sınav komisyonlarında görev aldım. Biz 10 kişi alınacaksa, 6’sına usulen soru sorardık. En başarılı 6 kişi. Daha ne olacak? Bunları alacağız. Bütün mesele komisyonun dürüst olmasında. Yoksa bu kadar şaibe olmazdı. İlk kez bu iktidar döneminde oluyor.

“Komisyonun kararına uyulmazsa, hepsine hukuki destek vereceğiz”

Milli Eğitim Bakanlığı açıklama yapmış. Bu açıklamaya bakacağım. Mülakat sınavının, yazılıda alınan puanı üç artı, üç eksi etkilemesi gerekir sadece. Milli Eğitim Komisyonu’nun mutabakat sağladığı bir başlık var bu konuda. Ya artı üç, ya eksi üç vereceksiniz. Aralık çok fazla olmayacak. Parlamentoda bir uzlaşma var. Ama yapılan sınav bu uzlaşmaya, Danıştay kararlarına uymuyor. Bu arkadaşlarımız yargıya başvuracak, biz hepsine hukuki destek vereceğiz. Milli Eğitim Bakanlığı, komisyonun mutabakatı çerçevesinde bunu düzeltecekse sorun yok, düzeltmeyecekse bu işi yargı temizleyecek.

“Akıllarını ekmek peynirle yemişler”

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gerekirse gerekirse görevden alınabileceğini söyledi. Bir risk görüyor musunuz?

Sayın Bahçeli’nin yaptığı açıklamayı biz fazla ciddiye almıyoruz. İşin Türkçesi o. Belediye başkanı görevden alınır mı, başkası seçilir mi, bunu yapmak isteyenler akıllarını ekmek peynirle yemiş kişilerdir. Böyle bir garabet olur mu, olmaz. Onlar da biliyor. Bahçeli’nin devlet yönetimi ile de bir bağlantısı kalmamış. Devlet, alınan kişilerle ilgili adli sicil kaydını veriyor, sabıka kaydı veriyorsa, bir yanlışlık varsa, bir terör mensubu kişi varsa, soruşturulacak kişi o belgeyi veren kişidir. Gitsinler, Bahçeli açıklama yapacaksa bu adli sicil kayıtlarını kimler verdi. Savcılık veriyor. Ona sorsunlar. Ciddiye alınacak bir şey değil.

“19,1 milyar dolar sattılar, önergeye destek versinler”

Yeni ekonomi modeli ile ilgili Hazine Bakanı’nın açıklamaları var. Israrla kamunun müdahalesi olmadığını  söylüyor. Bu açıklamalar çerçevesinde ekonomi modelinin işleyişini nasıl görüyorsunuz?

Ortada bir model yok. Kendi kendilerine model diyorlar. Bir modelin olması için birden fazla parametrenin olması lazım. Ekonomide bir tahterevalli var. Bir ucunda faiz baronları, diğerinde dolar baronları var. Birbirlerine çok uzak kişiler değil. Bir bu taraf, bir diğer taraf kazanıyor. 84 milyon kaybediyor. Model diyorlarsa böyle bir model var. Ekonomiyi para politikası ile yönetirseniz kaçınılmaz olarak gündeme gelir. Maliye politikasını bırakmışsınız, üretimi devre dışı bırakmışsınız, bir garabet içerisinde… Hazine devreye girecekmiş, zaten Hazine de giriyor, Merkez Bankası da giriyor, kamu bankası da giriyor. Ama bir türlü dengeyi sağlayamıyorlar. Satışlar konusunda rakamlarımız doğru. 19,1 milyar dolar para sattılar. Doğru değil diyorlarsa çok basit, Meclis açıldığında araştırma önergesini kabul edecekler. Hangi banka ne sattıysa ortaya çıkacak. Korkmamaları gerekir. Ama adım gibi biliyorum ki MHP ile birlikte önergeyi reddedecekler. Çünkü gerçeklerin bilinmesini istemiyorlar.

HDP, erken seçim önergesi veriyor. Destek verecek misiniz? Seçimlere kadar toplumda yükselen bu enerji konusunda ne yapmayı düşünüyorsunuz?

HDP verebilir. Geçmişte şöyle olmuş. Her parti veriyor, komisyon birleştiriyor. Genel Kurul’a gelip oylanıyor. Onlar taleplerini iletirler, biz de iletiriz, diğerleri de iletir. Herkes verebilir.

“Moral üstünlükleri varsa sandığı getirsinler”

Dövizin düşmesiyle muhalefetin moral üstünlüğünü kaybettiği yorumları yapıldı, anket yaptırdınız mı?

Bizim moral üstünlüğümüzde sorun yok. İktidar moral üstünlüğü elde ettik diye düşünebilir. Ama güvenin olmadığı yerde bu olmaz. Toplumun güveni yok. Kendi kendilerine ‘iyi oldu’ diyebilirler. Erdoğan ile toplum arasında bir güven sorunu var. Bu aşılmadıkça toplum destek vermez, vermemeli de… Toplum kararlı bana kalırsa. Biz özel bir anket yaptırmadık. Ama anketlere bakıyoruz. Dün bir anket geldi. Herhangi bir sorun yok. Geçmişte neyse sonuçlar aynı. CHP’nin hafif yukarıya doğru tırmanışı var, devam ediyor. Ayrıca moral üstünlüğü varsa sandığı getirsinler…

“Oyumuz şu an 28 küsürlerde… Erdoğan ne yaparsa yapsın, birinci parti olacağız”

CHP’ye neden yeterince ivmeli biçimde seçmen kayışı yok?

CHP’nin oyu hemen sıçradı, çok büyüdü değil ama gayet istikrarlı sürekli yukarıya doğru gidiyor. Bizim için değerli olan bu. Birden çok yukarı çıktı, aniden düştü bu sağlıklı değil. 28 küsürlerde şu anda. Sağlıklı, tutarlı bir artış var. Yeterli mi yeterli değil ama biz göreceksiniz AKP’yi geçeceğiz, birinci parti olacağız. Erdoğan ne yaparsa yapsın, biz önümüzdeki seçimlerde birinci parti olacağız. Bu bir istikrar işidir. Toplumu ikna etme işidir. Şu anda biz topluma güven vermek açısından kararlılığımızı gösteriyoruz. Düne kadar bize mesafeli olanlar dinliyor, belli bir zaman diliminde katılımlar oluyor.

“Türkiye’nin en büyük soygunu”

Ocak ayında ekonomik açıdan Türkiye’yi neler bekliyor?

Yeni bir faiz indirimi bizi şaşırtmaz. Ama Merkez Bankası’nın indirmesi piyasadaki faizi indirmiyor ki, başka birileri kazanıyor. Doları önce 18 lira yapıp aşağıya indirdiğinizde kim kazandı, birileri vurgun yaptı. Türkiye en büyük soygunu yaptı. O soygunu yapanları açığa çıkarmak için araştırma önergesi verdik. Merkez Bankası’ndan yüzde 14’ten alıyor bankalar, yüzde 22’den Hazineye veriyor. Hazine’den alınteri dökmeden faiz alıyorsun. Bildiğiniz soygun modeli bu. Soygunun projeksiyonu olmaz. 84 milyon insan bir avuç kişiye çalışır noktaya getirildi bu politikayla. Kredi kartlarına uygulanan faizde, çiftçinin kredilerinde düşüş oldu mu, hayır. Hiçbirinde düşmedi. Gidin bankalardan alın kredi şimdi, yüzde 30’u aştı. Hani düşecekti?

“Erdoğan, ekonominin “e”sini bile bilmiyor”

Erdoğan’ın haberi var mı, ayrı bir dünyada yaşıyor. Ekonominin kitabını yazdı biliyorsunuz. Kitabının olmadığı bulgulardan anlaşılıyor. Ekonominin e’sini bilmiyor. Bilse bunu yapmaz. Ekonomiye giriş kitabı vardı üniversitede. O kitabı dahi okumuş değil.

“Sürü bağışıklığı sistemine geçtik”

Omicron varyantı yayıldı, Sağlık Bakanlığı’na da gidecek misiniz, ekonomi kapanmayı kaldırır mı?

Bakanlığın Covid açıklamaları… Ben Covid sürecinin yanlış yürütüldüğünü düşünüyorum. Siyasiler değil bilim kurulu açıklama yapmalıydı. Önlemleri söylemeliydi. Bilimin devredışı bırakıldığı yerde sağlıklı biçimde mücadele edemezsiniz. Turkovac’la ilgili sonuçları bilim insanları istiyor ama henüz verilmedi. Bu verilmezse insanlar o aşıya güvenmezler. Sağlık Bakanlığı bütün bu süreci iyi yönetemedi. Sürü bağışıklığı sistemine geçtik aslında otomatikman. İşin Türkçesi o. Aşıları olup, öyle devam edip gidiyoruz.

“Belediyelere, ‘polis baskını olursa ne yapılacak?’ metni gönderiyoruz”

Belediyeler konusundaki soruşturmalarla ilgili hamlelerin geleceğinden endişe ettiğini söylediniz parti olarak. Neler yapılabilir? Ekmek peynirle aklını yemek dediniz, bunun karşılığı ne olur? Geçmişte Cumhurbaşkanı belediye başkanıydı, siyasi yükselişi hapse atılmasıyla oldu? Ne bekliyorsunuz, böyle olursa ne olur?

Geçmişte de bizim belediyelere yönelik polis baskınları çok oldu. Biz belediye başkanlarımıza bir metin gönderdik. Polis baskını olduğunda hangi önlemleri alacaksınız? Şimdi o maddeleri güncelliyoruz. Yeniden göndereceğiz. Mesela bilgisayarları imajını almadan vermeyeceksiniz. Hangi belgelerin alındığının fotokopilerini, tutanağını alacaksınız. Bizim korkumuz yok. Müfettiş de gelir, polis de gelir…

“Yolsuzluk raporlarını gizlediler”

Bu işi yapan insanlar önce İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ndeki yolsuzlukları saptayan müfettişlerin raporarına el koydular. Bu raporları İçişleri Bakanlığı ne yaptı? Bahçeli’ye de sormak lazım. Ne oldu o raporlar? Yolsuzlukları kapatmak için belediyenin elindeki evrakları aldılar. Şimdi dönmüşler teröristler çalışıyor. Akıldışı şeyler bunlar.

“Milletin vicdanı var, bu hamleler bizim için iyi, teşekkür ediyoruz”

Bu hamlelerin tamamı bizim için iyi. Teşekkür ediyoruz kendilerine. Yapsınlar. Bu milletin bir vicdanı var. Vatandaş devlet böyle yönetilir mi diye sormayacak mı? İstanbul’da benzeri yapıldı, YSK’yı araya koydular, yeniden seçim oldu. Pek çok belediyeye yine baskınlar yapıldı. E ne oldu? 13 binlik fark 800 bine çıktı. Benzer tablo olacaktır. Belediye başkanını ne diye alacaklar. Numan bey (Kurtulmuş) söyledi, başkanların sorumluluğu yok ki. Adli sicili veren savcılık, varsa sorun git orayla uğraş. Ne olur, hiçbir şey olmaz.

“İki yılda Suriyeliler dönecek”

Seçimi kazanmanız halinde Suriye politikanız ne olacak? Türkiye’nin askeri varlığı sürecek mi?

İktidar olduğumuzda ki olacağız, yüzde 100. Suriye ile barışacağız, Mısır ile barışacağız, Libya ile barışacağız. Büyükelçilikleri açacağız. Suriyeliler’i de ülkelerine kendi iradeleriyle göndereceğiz. Can ve mal güvenliklerini sağlayacağız. Yaptığımız görüşmeler de oldu. İstanbul’da bir grupla görüştüm. Kadın sivil toplum örgütleri, siyasiler. İki yıl içinde nasıl göndereceksiniz bizi dediler. Anlattım. Çok mutlu oldular. ‘Biz kendi ülkemize gideriz bunları sağlarsınız’ dediler. Milyonlarca kişi asgari ücretin altında çalıştırılıyor diye anlattılar. AB fonları var, bizim müteahhitler yapacaklar evlerini. Fabrikalar yeniden çalışacak. Ortadoğu’da kavgayı değil, istikrarı sağlayacağız.

“Otoriter bir lideri devirecekler”

Z kuşağı oy kullanacak seçimde. Cumhurbaşkanı bir araya geliyor gençlerle, siz de geliyorsunuz. Gençliğe mesajınız nedir?

Gençlerle toplantı yapıyorum doğru. Önce şunu söylüyorum, ‘gelip de genel başkana şunu sor dediler mi?’ ‘Yok’ diyorlar. ‘Arzu ettiklerinizi sorabilirsiniz’ diyorum. ‘Vay bu soruyu nasıl sorarsın’ diye bir şey yok. Z kuşağı kendini bir parti altında tanımlamak istemiyor. Onlara özgürlüklerini vereceğiz. Rahatlıkla twitlerini atabilecekler. Cep telefonundan yurtdışına gidişe kadar özgür olacaklar. Yurtdışına çıkış konusunda farklı yerlerde sorular da geldi. ‘Umudumuzu da kaybettik’ diyorlar. Umutsuz olmamak gerektiğini, dünya siyaset tarihine güzel bir miras bırakacaklarını, otoriter bir yönetimi devrireceklerini, keyfine varmalarını söylüyorum. ‘Bizi cezalandıran bir diktatörü indireceğiz’ böyle bakıyorlar, böyle diyorlar. Y kuşağı biraz daha milliyetçi. Bunu da soruyorlar. Bizim iki çizgimiz var, vatanımız ve bayrağımız. Onun dışında her şeyi konuşuruz. İlk kez sandığa gidip oy kullanacaklarla ilgili başka bir kurumun anketinde CHP yüzde 42 ile açık ara önde. Onlar bizi iktidara taşıyacaklar.

“İttifak fotoğrafı seçim takvimi ile gündeme gelebilir”

İttifak çalışmalarını hızlandıracak mısınız? Genel başkanları bir arada görecek miyiz?

Güçlendirilmiş parlamenter sistemle ilgili metni genel başkanlar görüşüyor. Belki ocak ayında bunun kamuoyu ile paylaşımı gündeme gelebilir. 6 genel başkan da bir araya gelebilirler. Görüşme sonunda ortaya çıkar. Bir uzlaşma metni ortaya çıkması önemli. Ekonomi konusunda da çıkarsa, bu da önemli. Artık 6 partinin genel başkanının bir araya gelmesi, bir fotoğraf vermesi bu belki belli bir zaman dilimi içerisinde olur. Seçim takvimi belirlenmediği sürece 6 genel başkan bir araya gelir mi, her birimizin dünya kadar işi var. Ama rahatlıkla açıp konuşuyoruz birbirimizle. Bir sorun olduğunda konuşuluyor. Bu uyum devam edecektir. Ama o fotoğraf belki seçim takviminden sonra gündeme gelebilir.

“Dinlendiğimizi de biliyoruz, özel masaları da”

BDDK birçok kişi hakkında suç duyurusunda bulundu, İçişleri Bakanı Soylu da sizin hakkınızda suç duyurusunda bulundu. İktidarın her şeyi yargıya taşıması için ne düşünüyorsunuz?

Suç duyurusunda bulunmaları. İstedikleri kadar bulunsunlar. Çok ciddiye almıyoruz. Telefonlarımızın dinlendiğini gayet iyi biliyoruz, bilmez miyiz? Özel masaların kurulduğunu da biliyoruz, bir adım daha atayım. Özel masalar dediğimde Soylu bunu gayet iyi anlar. Neyin ne olduğunu biliyoruz. Herhangi bir çekincemiz yok, her şeyimiz açık. Açıklık, saydamlık temel ilkemiz. Yargıya taşıyarak acaba geri adım atarlar mı diyorlarsa, asla ve asla kitabımızda geri adım atmak yoktur. İnandığımız şeyi sonuna kadar götürürüz. Tazminat davalarında bile hakimi değiştiriyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar bunları kazanıyorum. Sonuçta vicdanlı hakimler var. Bu kadar da olmaz diyorlar. Gözdağı vermek istiyorlar ama veremezler. Kirli insanlar ne yaparlarsa yapsınlar artık toplum kabul etmiştir kirliliklerini. Ağızlarıyla kuş da tutsalar topluma değil bir kişiye hizmet ederler. Bunun için oturuyorsanız o koltuğun gereğini yapamazsınız. Yukarıdan gelen talimata göre rakamlarla oynuyorsunuz, enflasyon oranı belirliyorsunuz, şunu mahkum edin diyorsunuz. Asla Demirtaş ve Kavala çıkmayacak diyorsunuz. ‘Ben karar verdim, bunlar içeride kalacak.’ Mehmet Uçum diyor ya tek kişilik hükümet var. Soylu’nun dedikleri Erdoğan’ın dedikleridir. Bağımsız iradeleri yok zaten.

T24 Ankara Temsilcisi Gökçer Tahincioğlu, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na T24 Yıllık takdim etti.

Millet ittifakının liderleri, sizin adaylığınızla ilgili soruları sıcak karşılıyorlar, siz de mesajlar veriyorsunuz...

Millet ittifakı liderlerinin fikirlerini bilmiyorum bu konuyu konuşmadığımız için. Ama elbette ki soru sorulduğunda birbirimizi rahatsız eden cümleler kullanmayız. Tersine hepimiz birbirimize saygılıyız. Yapmacıklı bir tavrımız yok. Siyaset tarihimizin belki de en önemli olayı, 6 liderin son derece samimi içten, demokrasiyi yeniden inşa konusundaki kararlılıkları. Bunu sürdüreceğiz.

“Bürokrasinin çözülüşü değil dirilişi”

Bürokrasideki çözülmeden dolayı bilgi akışı var mı?

Bürokraside yasadışı işlemlere imza atmama konusunda gelişmeler var. Görevden almalar da var, istifalar da var. Şunları söylüyoruz, görevden alabilirler, daha güzel görevlere geleceksiniz. Bilgi akışı var. Doğru. Kimin kaç maaş aldığı vs. Bunları değerlendiriyoruz zaten. Bürokraside çözülme değil de diriliş desek daha iyi olur.

Dünyada sosyal demokratlar liderler iktidara geliyor, nasıl karşılıyorsunuz?

‘Dünyanın bütün demokratları birleşin’ diye Avrupa Parlamentosu’nda söylemiştim. Otoriter yönetimlerin toplumlara büyük zarar verdiklerini biliyoruz. Dünyanın özgürlüğe ihtiyacı var. Dünya zaten sosyal demokrat bir anlayışa gelecek zaten. Demokrasiyi ve mutluluğu istiyorsanız sosyal demokrat olmak zorundasınız.

“İktidar yönetemediği için öngörü mümkün değil”

Medyada harcamalar dolar, kazanç TL üzerinden. Öngörünüz var mı?

Bir öngörümün olması için ülkeyi yönetmem gerekiyor. Bu iktidar yönetemediği için öngörüde bulunmak mümkün değil. Hocalar da önlerini göremediklerini söylüyor, sanayici de söylüyor. Yarın sabah ne olacağını, yarım saat sonra ne olacağını kimse bilmiyor. İstikrarsızlık var, bu varsa öngörü olmaz. Gelecek planlamasına insanlar böyle başlar. Sanayiciler, tedarik zincirinin kopacağı endişesi taşıyorlardı. Çünkü hammaddeyi satan doları bilmediği için satamıyor. Bunu ifade ettiler. Bu endişe kalktı mı, hayır, devam ediyor. Ama bunu diyebilirim, bunları yolcu edeceğiz. Dolar dün yüzde 6 oynadı.

Kılıçdaroğlu gönüllülerini” örgütlemek amacıyla İç Anadolu’ya özel bir atama yaptınız. Bir adaylık sinyali mi bu?

“Kılıçdaroğlu gönüllüleri” İstanbul adaylığımdan bu yana vardı zaten. Ahmet Nazif bey daha önce orada okurken üniversitedeki gençleri örgütlemişti. Kayseri’ye gitti. Avukat oldu. Ben oraya gittiğimde iki toplantı düzenledi. Ben bütün orta Anadolu’da çalışmak istiyorum dedi. Yetki vermemi istedi ben de o yetkiyi verdim. Özel bir durum yok. Süren çalışmalar.