Gündem

Karar yazarı Karaalioğlu: Vatandaşları ülkeden kaçıp mülteci olmayı göze alacak kadar umutsuz olan bir ülke olmak ürkütücü değilse nedir?

Fotoğraf temsilidir

19 Nisan 2021 12:19

Karar gazetesi yazarı Mustafa Karaalioğlu, AKP'li Yeşilyurt Belediyesi'nin organizasyonuyla Almanya'ya giden 43 kişinin dönmemesine göndermede bulunarak, "Vatandaşları ülkeden kaçıp mülteci olmayı göze alacak kadar umutsuz olan bir ülke olmak ürkütücü değilse nedir?" değerlendirmesini yaptı. 

Karaalioğlu yazısında, "Başta Cumhurbaşkanı olmak üzere bütün hükümet sözcüleri bir gerçeğe dayanıp dayanmadığına bakmadan işlerin mükemmel gittiğini tekrarlıyor. Karşılarında ikna olmayan gözleri görünce, bu kez de onların nankör olduğunu düşünmeye başlıyor. Oysa çelişki gizlenecek gibi değil… Erdoğan, “İnsanlarımız çoğu zaman tedavi, üniversite eğitimi, iş, aş bulmak için Amerika’ya, Avrupa’ya gitmek zorunda kalırdı, hamdolsun bugün bu tablo büyük oranda tersine döndü” derken partisine bağlı belediye başkanları -ki hepsi hâlâ görevde- uçaklarla Avrupa’ya mülteci taşıyor. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları, Türkiye Cumhuriyeti’nin verdiği özel ve ayrıcalıklı gri pasaportlarla, Almanya vatandaşı olmaya koşuyor." görüşünü savundu. 

Karaalioğlu şu ifadeleri kullandı: 

"Onların çocukları da… Araştırmalara göre gençlerin en az yüzde 45’i -bazı anketlerde yüzde 75’i- geleceklerini yurt dışında görüyor, fırsat bulursa yurt dışında okumak, çalışmak veya ne olursa olsun orada yaşamak istiyor. Harekete geçmeleri için bir gri pasaport yetecek. Pasaportumuz değilse bile gri pasaportumuz çok değerli; bunu kimse inkar edemez! Kadınıyla, erkeğiyle vatandaşları ülkeden kaçıp mülteci olmayı göze alacak kadar umutsuz olan, gençleri de gitmeye yol arayan bir ülke olmak ürkütücü değilse nedir? “Yok yok, öyle değil” demek, başka rakamlar bulup buluşturmak, istatistikleri tersyüz etmek, bu tabloyu değiştirmez. Yüksek sesle söylenecek hamasetten başka sözü kalmayan bir ülke burası. Gösteriş, hava, caka, afra ve tafrayı maharet zanneden; vatandaşına yalan söylemekten bıkmayan bir ülke. Böyle olduğu içindir ki işler kötü giderken, gerçekle bağlar kopmuşken, makas açılmışken bile insanlara “İyisin, iyi” demenin yeterli olacağına inanıyorlar. İyisin. Uzatma. Abartma!"