Medya

"Egemen Harekât Planı" davasında karar: Kapatılan Taraf gazetesi çalışanlarına hapis cezası verildi

Mehmet Baransu'ya 13 yıl; Ahmet Altan, Yasemin Çongar ve Yıldıray Oğur'a, 3 yıl 4'er ay hapis cezası verildi

04 Mart 2022 14:32

 

Kapatılan Taraf gazetesinin eski yöneticileri Ahmet Altan, Yasemin Çongar, Yıldıray Oğur ve muhabir Mehmet Baransu’nun yargılandığı davada karar verildi. Mehmet Baransu'ya 13 yıl; Ahmet Altan, Yasemin Çongar ve Yıldıray Oğur'a ise 3 yıl 4'er ay hapis cezası verildi. Avukat Figen Albuga Çalıkuşu kararı istinafa taşıyacaklarını belirtti.

"Egemen Harekât Planı" adlı Genelkurmay'a ait gizli belgenin gazetede yayımlandığı iddiasıyla açılan davanın haziran ayındaki duruşmasında mütalaasını sunan savcı; Altan, Çongar ve Oğur'un "gizli kalması gereken bilgileri açıklamak" suçlamasıyla cezalandırılmalarını talep etmişti. Mehmet Baransu'nun ise "devletin güvenliğine veya iç veya dış siyasal yararlarına ilişkin belgeleri yok etme, tahrip etme, üzerinde sahtecilik yapma, hileyle alma veya çalma", "gizli kalması gereken bilgileri temin etme" ve "açıklama" suçlarından cezalandırılması talep edilmişti.

Baransu ve avukatı salondan ayrıldı

Baransu’nun avukatı Çiğdem Koç, “Duruşmada kalmamızın mantığı yok siz yargılamanızı kendi kendinize yapın. Hukuksuzluğa ortak olmayacağız” dedi. Av. Koç ve Baransu salondan ayrıldı.

Mahkeme başkanı, dosyayı karara bağlayacaklarını belirtti.  Çetin Doğan’ın avukatı Hüseyin Ersöz, “Davaya konu eylemin örgütsel faaliyet olduğu açıktır” diyerek Baransu’nun cezalandırılmasını istedi.

"Egemen Harekât Planı hiçbir yerde yayınlanmadı"

Yasemin Çongar ve Ahmet Altan’ın avukatı Figen Albuga Çalıkuşu, “Egemen Harekât Planı hiçbir yerde yayınlanmadı. Yayınlandığını gösterir hiçbir delil bu dosyanın içinde yok. Tam da aksine AYM’nin bağlayıcı kararı var yayınlanmadığına ilişkin.“ ifadesini kullandı. Av. Çalıkuşu, Çongar ve Altan’ın üzerine atılı suçlamaların unsurlarının oluşmadığını belirterek beraat talep etti.

Mahkeme, Baransu’nun “devletin güvenliğine ilişkin belgeleri temin etme” suçundan 6 yıl, “devletin güvenliğine ve siyasal yararlarına ilişkin bilgileri açıklama” suçundan 7 yıl hapis ile cezalandırılmasına karar verdi. Kararda indirime gidilmedi.

“Devletin güvenliğine, iç veya dış siyasal yararlarına ilişkin belge, vesikaları kısmen veya tamamen yok etme, tahrip etme, bunlar üzerinde sahtecilik yapma, hileyle alma veya çalma” suçundan Baransu’nun beraatine karar veren mahkeme “üyelik” yönünden davanın reddine karar verdi.

Yasemin Çongar, Ahmet Altan ve Yıldıray Oğur da “devletin güvenliğine ilişkin belgeleri temin etme” suçundan 3 yıl 4 ay hapisle cezalandırılmasına karar veren mahkeme; Çongar, Altan ve Oğur’un diğer suçlar yönünden beraatlerine hükmetti.

Hakkında yakalama kararı bulunan Tuncay Opçin’in dosyasının ayrılmasına karar veren mahkeme, sanıklardan ayrı ayrı 10 bin 250 TL alınarak katılanlar Çetin Doğan, İzzet Ocak, Kadır Sağdıç, Nedim Ulusan, Suat Aytın’a verilmesine hükmetti.

“Siz benimle ilgili değil yargının durumuyla ilgili bir karar vereceksiniz, bu da benden çok yargıyı ilgilendirir”

Avukat Çalıkuşu, Ahmet Altan'ın duruşmada yaptığı savunmayı paylaştı: 

 

"Bu dava 'Balyoz kumpası' davası değildir"

Figen Albuga Çalıkuşu şu açıklamayı yaptı: 

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam eden 2016/218 esas sayılı bu davanın medyada “Balyoz Kumpas” davası olarak anıldığı görülmektedir. Bu yanlış bir algıdır.Bu dava ‘Balyoz Kumpas’ davası değildir.

Nitekim, İstanbul 13. AGM’nin dava dosyasının iddianamesinin 43.sayfasında bu davanın konusunun, kamuoyunda Balyoz Davası ile bilinen ve İstanbul Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2014/188, 2014/181 esas sayılı dava dosyalarında yargılaması tamamlamış olan davanın konusundan tamamen farklı olduğu yazılıdır.

‘Balyoz Kumpas’ davasının yargılaması İstanbul Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/188, 2014/181 esas sayılı dosya üzerinden yapılmıştır.

Halkın basın aracılığı ile doğru haber alma hakkı vardır. Bu hakkın layığı ile yerine getirilmesini teminen bu açıklama zorunlu olmuştur.

"Bu davanın konusu Egemen Harekât planıdır"

Bu davanın konusunu, bavul içinde gelen evrak ve CD’lerdeki bilgilerin devletin güvenliğine ilişkin gizli belgeler olduğu, buna göre temini ve yayınlanmasının suç olduğu iddiası teşkil etmektedir.

Gene bu davanın iddianamesinde, davanın konusunun 2010 yılında çalındığı iddia edilen Egemen (Ertuğrul) Harekât Seminer Planı olduğu, Ergin Saygun iddiasına göre bu seminer kayıtlarının Yunanistan’a sızdırıldığı, kozmik odada bulunan bu çok gizli belgenin kozmik odadan çıkarılmasına uyan TCK 326/1, TCK 327/1 ve 329/1 maddesinden yargılama yapılmasının istendiği görülmektedir.

İddianameye göre suç atfı yapılan eylemler TCK 326/1- 327/1 ve 329/1 de düzenlenmiş, işlendiği iddia edilen suçtan zarar gören “Devlet” olduğu söylenmiştir. Ancak iddianamenin iddialarının gerçekliği olmadığı dosyadaki belgelerle ispatlanmaktadır.

İddianame, iddianameyi yalanlıyor

Dava sürecindeki soruşturma belgeleri iddianameyi çürütmekte, davayı manasızlaştırmaktadır. Örneğin ,soruşturma aşamasında Genelkurmay Başkanlığı’na yazı yazılmıştır.Genelkurmay Başkanlığı'nın 05/02/2015 tarih ve 26702250-9140-1245-14 sayılı yazısında;

1’inci Ordu Komutanlığınca 2000 yılında hazırlanan açık ismi EGEMEN Harekât Planı olan ERTUĞRUL Harekât Planı’nın yenisinin ihdas edilmesi nedeniyle 18 Aralık 2008 tarihinde imha edildiği,” cevabı bulunmaktadır

Yine aynı cevap yazısında yer alan inceleme raporunda 11 ve 17 numaralı CD’ler içerisinde yer alan “Balyoz, Suga, Oraj, Sakal, Çarşaf vb” isimlerle hazırlanmış olanların TSK’ya ait bilgi ve belgeler olmadığı ayrıca belirtilmiştir.

2008 yılında imha edildiği bildirilen Egemen Harekât Planı'nın 2010 yılında kozmik odadan çıkarılmasının mümkün olamayacağı gibi dava konusu da yapılamayacağı ortadadır.

Yine yazı cevabına göre, Balyoz, Suga, Oraj, Sakal, Çarşaf isimlerle hazırlanmış olanların TSK’ya ait bilgi ve belgeler olmamasına göre devletin gizli belgelerini konu eden TCK 326/1-327/1-329/1 anlamında bir suçtan söz edilemeyeceği de açıktır.

Ergin Saygun’un iddiasına cevap olarak, yine dava dosyası içinde mevcut Genelkurmay tarafından yaptırılan 22 Mayıs 2015 tarihli bilirkişi raporunda, Yunanistan basınında çıkan haberlerin incelemesinde, basında çıkan haberlerin Egemen (Ertuğrul) Harekât Planı ile hiçbir benzerlik taşımadığı da saptanmıştır.

İddianamede yer alan suçlamalar Genelkurmay Başkanlığı tarafından geçersiz kılınmaktadır.

1. Ordu Komutanlığı da takipsizlik verdi... 

KKK 1. Ordu Komutanlığı Askeri Savcılığı da ilginç bir şekilde 2008 yılında imha edilen Egemen (Ertuğrul) Harekat Planı'nı, 2010 yılında kozmik odadan çıkarılmasına göre çıkaran kişi ya da kişileri saptamak amacı ile soruşturma başlatmıştır.

Ancak neticede tüm araştırmalara rağmen Ordu karargâhındaki bilgisayarlarda karşılıklarının bulunmaması;

Soruşturmanın ilk aşamasından itibaren dinlenen tüm şüpheli ve tanık beyanları ayrıca mevcut deliller ışığında 5271 Sayılı CMK 170/2 ve 170/4 maddeleri gereğince söz konusu delillerin suç işlendiği hususunda yeterli şüpheyi oluşturmayıp;

Soruşturma konusu olayların mevcut delillerle ilişkilendirilmesinin de bu kapsamda mümkün olmamasına göre kovuşturma açılmasına yer olmadığına karar vermiştir.

Doğal ve mantıki olarak, 2008 yılında imha edilmiş olan Egemen Harekat Planını 2010 yılında kozmik odadan kimin çıkardığı da böylelikle bulunamamıştır.

AYM'nin de kararı var

Anayasa Mahkemesi 2. Dairesi, 2015/7231 sayılı kararında bu dava dosyası ile ilgili olarak, TSK tarafından aidiyeti kabul edilmeyen Balyoz vs darbe planlarını görünen gerçekliğe uygun olarak haberleştirildiği, diğer plan semineri olduğu iddia edilen Egemen Harekat Planı ile ilgili haberin yapılmadığı kesin ve bağlayıcı hüküm ile saptamıştır.

Görüldüğü üzere iddianameye göre açılan davada yapılan soruşturma ve kovuşturma balyoz darbe planı ile ilgili değildir. Davanın konusu olan Egemen Harekat Planı ise Genelkurmay tarafından yapılan resmi açıklamada belirttiği üzere 2008 yılında imha edilmiştir.

Balyoz vs darbe planları ile ilgili olarak yapılan haberlerde yer alan bilgi ve belgeleri, TSK aidiyet kabulünde bulunmadığı için de iddianamedeki iddiaya göre gizli belge sayılması ve TCK 326/1-327/1 ve 329/1 anlamında suç oluşturma özelliği de bulunmamaktadır.

Egemen (Ertuğrul) Harekat Planı da 2008 yılında imha edilmiş bir plan olmakla, orjinali bulunmayan bu seminer planı hakkında basında haber de yapılmamıştır. Genelkurmay’ın resmi araştırma ve açıklaması bu iddianameyi külliyen boşa çıkarmaktadır.

Bu içerikten yoksun çok zorlama bir davadır.

Olsa olsa bu dava basında çıkan haberlerde ilgili olan bir basın davası olabilirdi ama onun da gene bir karşılığı olmazdı.