Yaşam

Kadıköy Belediyesi, 6 Kadın Yaşam Evi’ni açtı; kadınlar 12 yaşından büyük oğlu veya özel gereksinime ihtiyacı olan çocuklarıyla da birlikte kalabilecek

25 Kasım 2020 13:46

Kadıköy Belediyesi, kentsel dönüşüm nedeniyle tapusu belediyeye devredilen 6 daireyi Kadın Yaşam Evi’ne dönüştürdü. Türkiye’de ilk kez uygulanan ve ‘Şiddete Maruz Bırakılan Kadınlar Oğullarından Ayrılmasınlar’ sloganıyla başlatılan projeyle, kadınlar 12 yaşından büyük oğlu veya özel gereksinime ihtiyacı olan çocuklarıyla birlikte kalabilecek.

Kadın ve çocuğuna tahsis edilen ve fatura giderleri ile ev eşyalarının belediye tarafından karşılanacağı evlerde, kadınlar yeni bir yaşam kurana kadar, çocuklarından ayrılmak zorunda kalmadan geçici olarak konaklayacak. Bu evlerde konaklayacak kadın ve beraberindeki çocukların kabulü, Kadın Konukevleri yönetmeliğinde olduğu gibi Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi (ŞÖNİM) tarafından uygun görülen ve yönlendirilen kadınlar olacak. Yani sadece Kadıköy’den değil tüm ülkeden erkek şiddetine maruz kalan kadınlar kabul edilebilecek.

‘Şiddete Maruz Bırakılan Kadınlar Oğullarından Ayrılmasınlar Diye’ sloganıyla başlatılan ‘Kadın Yaşam Evi’ projesi Kadıköy Belediyesi Khalkedon Fenerbahçe Sosyal Tesislerinde düzenlenen basın toplantısı ile tanıtıldı. 

Kadıköy Belediyesi Sosyal Destek Hizmetler Müdürü Duygu Adıgüzel aldı ve yaptıkları çalışmalar hakkında bilgi verdi. Adıgüzel, “Hane bazlı incelemeleri oluşturmaya başladık. Kadıköy Belediyesine ait daireleri kadın sığınağının bir kolu gibi geliştirdik. 6 tane sosyal hizmet merkezimiz var, bu merkezlerin içerisinde sosyal servis ve kadın dayanışma birimi mevcut” dedi.

Kadıköy Belediye Başkanı Şerdil Dara Odabaşı bir konuşma yaparak projeyle ilgili bilgi verdi. Odabaşı, “İstanbul Sözleşmesi tartışmalarının gölgesinde, bugün kadına şiddetle mücadelede önemli bir politikanın hayata geçirilmesi için buradayız. Mevzuata göre sığınma evine giden kadınlar, oğlu 12 yaşından büyükse yanında götüremiyor, çocuğunu kurum bakımına bırakmak zorunda kalıyor. Bir cesaret atıldığı yeni hayatına çocuğu olmadan devam etmek durumunda kalıyor. Biz, hem anne hem de çocuk açısından yaralayıcı bu durumu telafi etmek istedik. Kentsel dönüşüm nedeniyle tapusu belediyeye geçen 6 daireyi pilot çalışma olarak yaşam evine dönüştürmeye karar verdik. Bu evler kadınlar yeni bir hayata başlayıncaya, kendilerini hazır hissedinceye kadar, belli bir süre kadın ve çocuğa tahsis edilecek. Kadın Konukevleri yönetmeliğinde, kadın ve çocuğun yüksek yararına olacak yaşam evleri için yasada inisiyatife bırakılan bir sorumluluğu ilk kez üstlenerek adım atıyoruz.” diye konuştu.

“Bu proje ile amaç sadece kadına bir ‘yer’ sağlamak değil.” diyen Başkan Odabaşı, bu evlerde yeni bir yaşama adım atan kadınları güçlendirmek için meslek edindirme projeleri yürüteceklerini de söyledi. Odabaşı, “Korona virüsüyle mücadele sürecinde Türkiye’nin ünlü şef ve aşçılarıyla birlikte ‘Komşuluk Gibisi Yok’ adıyla bir kampanya yürüttük. 65 yaş üstü, ihtiyaç sahibi Kadıköylülere her gün 2 öğün sıcak yemek yaptık. Türkiye’nin ünlü şef ve aşçıları pişirdi, biz adreslere dağıttık. Şimdi bu özverili ve yetenekli şef ve aşçı arkadaşlarımızla yeni bir projeye başlıyoruz. Onlar bu kez yemek pişirmeyecek, sığınma evinde ve yaşam evinde kalan kadınlara yemek yapmayı öğretecek, kalifiye bir meslek sahibi olmanın yollarını açacak. Türkiye’nin ünlü şef ve aşçıları, sığınma ve yaşam evinde kalan kadınlara hizmet sektöründe donanımlı bir personel olabilmeleri için meslek öğretecek.” ifadesini kullandı. 

Odabaşı ayrıca Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı (KEDV) ile de bir çalışma yürüttüklerini belirterek, “Türkiye’nin en yaşlı nüfusuna sahip ilçelerinden biri olarak, Kadıköylü, ihtiyaç sahibi komşularımızın bakımını gerçekleştirmek için yaşam evlerimizde yaşamaya başlayan kadınlarımızdan yaşlı bakım uzmanlarının yetiştirilmesini sağlayacağız.” açıklamasını yaptı.

"İstanbul Sözleşmesi’nden geri dönüş yok"

İstanbul Sözleşmesi tartışmalarına da değinen Odabaşı, “İstanbul Sözleşmesi’nin hayata geçmesi ile Türkiye’nin kanayan yaralarından birine müdahale etme şansımız olacak. İşte tam bu nedenle İstanbul Sözleşmesi’nden geri dönüş yok. Bugün baktığımızda ülkenin en iyi muhalefetini kadınlar yapıyor. Kadınlar bugün, sesini çıkarmaya bile korkan kalabalıklara inat direniyor, toplanıyor, seslerini yükseltiyor. Sosyal medyanın gücünü kullanıyor, dayanışıyor, bir siyasetçi olarak beni her gün daha da umutlandırıyor. Biliyorum ki bu ülkede çok şey değişecek ve bunun en büyük mimarı kadınlar olacak.” dedi.