Gündem

İmamoğlu’ndan 'hafta sonu yasağı'na tepki: Neden iki haftalık bir yasak kararı almamak için direniliyor?

13 Nisan 2020 22:51

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Koronavirüs nedeniyle hafta sonu için ilan edilen sokağa çıkma yasağına ilişkin "İBB’de oluşturduğumuz Bilim Kurulu’nun ve aynı zamanda dünya ölçeğindeki araştırmaların, Dünya Sağlık Örgütü’nün, bu tür 2 günlük karantina süreçlerinin, sokağa çıkma yasaklarının faydalı olmayacağı yönünde de tespitleri var" dedi.

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Özlem Gürses’in Halk TV’de canlı yayınlanan “20. Saat” adlı programına konuk oldu.

Gündeme dair açıklamalarda bulunan İmamoğlu, hafta sonu için alınan sokağa çıkma yasağını da yorumladı. Koronavirüs vakalarının yüzde 60'ından fazlasının İstanbul'da görüldüğünü hatırlatan İmamoğlu, "Niçin 2-3 haftalık bir sokağa çıkma yasağını, özellikle İstanbul’da uygulamamakta direniler, ben bunu anlamış değilim. İnanın artık insanın nefesi tükeniyor bu konuda ısrar etmekten” ifadelerini kullandı.

İmamoğlu, 10 Nisan akşamı ilan edilen sokağa çıkma yasağından da haberi olmadığını da belirterek, "Bilgimiz yoktu. Ben, hiçbir belediye başkanının bilgisi olduğunu düşünmüyorum" dedi. 

İmamoğlu’nun, Gürses’in bazı sorularına verdiği yanıtlar, özetle şöyle oldu:

"2 günlük yasakların işe yaramadığına dair bilgiler var"

“Bugün Sayın Cumhurbaşkanı, yasağın bu hafta sonu da uygulanacağını açıkladı. Bundan bilginiz var mıydı? Buna ek olarak; Sayın Cumhurbaşkanı ile aranızda bir iletişim kanalı var mı?”

Bugünden cumartesi için verilen bir sokağa çıkma yasağının, Sayın Cumhurbaşkanı tarafından duyurulması, bizim için yeterli bir bilgidir. Daha fazlasına gerek yok. Zaten arzu ettiğimiz de budur makul bir zamanda bu tür uygulamaların, eylemlerin yapılması yönünde. Sayın Cumhurbaşkanı ilan etmiştir. Bugün günlerden pazartesi. Muhtemelen detayları yarın, öbür gün Sayın Vali’miz tarafından iletilecektir. Zaten olması gereken, istediğimiz süreçler böyle başlamalı.

Şunu söyleyeyim: 2 günlük sokağa çıkma yasağına dair bakışımızın ne olduğu ayrı bir konu. Ben, faydalı olmadığı yönünde bilgiye sahibim. Bu, benim bilgim değil, İBB’de oluşturduğumuz Bilim Kurulu’nun ve aynı zamanda dünya ölçeğindeki araştırmaların, Dünya Sağlık Örgütü’nün, bu tür 2 günlük karantina süreçlerinin, sokağa çıkma yasaklarının faydalı olmayacağı yönünde de tespitleri var. Sayın Cumhurbaşkanı’yla görüşme talebinde bulunmak, benim en doğal hakkım. Türkiye’nin ve Avrupa’nın en büyük şehrinin belediye başkanıyım. Ben, talebime devam ederim, sonra da işime bakarım; diğeri kendilerine kalmış. Süreç bence böyle işliyor.

"Hem ilmi hem tıbbi yaklaşımlar sadece hafta sonu yasağının yanlış olduğunu söylüyor"

“İstanbul ve kritik iller özelinde neden sokağa çıkma yasağı alınmıyor? Bununla ilgili bir öngörünüz veya tespitiniz var mı?”

Ben, 24 Mart’tan beri, sokağa çıkma yasağı konusunda çağrı yapan bir Belediye Başkanı’yım. 24 Mart’ta ben bu çağrıyı yaptığımda, bunu aklımla uyduracak birisi değilim. Biz, bu süreçlerde kendimizi, akla ve bilime emanet ettik. Başka da bir yolu, yöntemi yok zaten. Dünyanın da yaptığı bu. Biz, o akılla ve bilimle bu süreci hep dile getirdik. Ne acıdır ki, nelerle nelerle suçlandık; terör örgütü, sokağa çıkma yasağıyla ilgili bir sürü kavramalar, uydurma birtakım teoriler, komik komik ifadeler… Ben ismini anmak istemiyorum; son sokağa çıkma yasağı sürecinde de aynı şekilde yazılar yazıldı. İstanbul’daki Pandemi Kurulu’na 2 defa katıldım.

Oradaki sağlıkçı katılımcılar, tıp insanları, bilim insanları bu konudaki kararlarının net olduğunu ifade ettiler, en az 2-3 haftalık bir sokağa çıkma yasağının olması yönünde. Sonrasında önümüze, yanlış bir başlangıçla, 2 günlük sokağa çıkma yasağı kondu. Sayın Cumhurbaşkanı’mız, 2 önümüzdeki hafta sonu için 2 günlük sokağa çıkma yasağını ilan etti. Ben, yanlışa devam edildiğini düşünüyorum. Faydalı olmadığı yönünde hem ilmi hem tıbbi yaklaşımlar söz konusu.

Bu, sadece birazcık nefes almaya benziyor. Süreç bulaşmaya devam ettiği taktirde, şu anda yoğunluklar onu gösteriyor, ne yazık ki faydalı bir işlem, eylem olmayacak. Bu konuda, niçin 2-3 haftalık bir sokağa çıkma yasağının, özellikle Türkiye’deki pandemi sürecinin en az yüzde 65’inin yaşandığı İstanbul’da uygulamamakta direniler, ben bunu anlamış değilim. İnanın artık insanın nefesi tükeniyor bu konuda ısrar etmekten.

"Bakanlıklarla iletişimde kalmak istiyoruz"

“Dün gece 3 saatlik bir periyotta yaşanan, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun önce ilan edilen, ardından Cumhurbaşkanı tarafından reddedilen istifasıyla ilk soruma başlamak isterim. Ulaştırma Bakanı görevden alındı sabaha karşı bir saatte, ardından bunu yaşadık. Bütün bu gelişmelerin, sizinle, CHP’li belediyelerle bir ilişkisi var mı? Siz gündemi nasıl okudunuz?”

Bizim ilişkili olacağımızı düşünmüyorum. Tamamen bir siyasi partinin, hükümet içerisindeki kendi işleyişiyle ilgili bir süreç. Benim tek temennim, açıkçası bu süreçte olabildiğince, ilgili olan tüm bakanlıklarla en sıcak ilişkiyi kurabilmek. Çünkü hem görevimizin gereği bu hem de bu görevi yapan atanmış bakanların görevinin gereği bu. Dolayısıyla kimin olduğundan ziyade, nasıl bir süreç işletildiği bizi ilgilendiriyor. Bu manada hem şeffaf hem ilişkinin maksimumu düzeyde olduğu ve faydalı bir ilişkiye dönüştüğü bir süreci, açıkçası diliyorum.

Bunun, 16 milyonluk bir kenti yönetirken, en çok ihtiyaç duyduğumuz iş olduğunu belirtmek isterim. Zira son dönemde hem Sağlık Bakanı’yla 3 kez telefonda görüşüp ilettiğim hususlar oldu. Hem de özellikle bağış sürecinden sonra 2 kez Sayın İçişleri Bakanı’yla da telefon görüşmelerim oldu. Faydalı olanlar oldu, sonuca erişmeyenler oldu ama neticede bir iletişim vardı. Umuyorum faydalı iletişimi devam ettireceğimiz günlerde beraber çalışırız.

"Yasaktan haberimiz yoktu, umarım yaşananların bedeli ağır olmaz"

“Buna rağmen sokağa çıkma yasağından bilginiz yoktu değil mi? Nasıl öğrendiniz siz?”

Bilgimiz yoktu. Ben, hiçbir belediye başkanının bilgisi olduğunu düşünmüyorum. Hatta, mülki amirlerin bile yeterince bilgisi olduğunu düşünmüyorum. Bilgisi olsa, niye bizden saklasınlar? O anda yaşananlar hepimizi çok üzdü. Umuyorum, o yaşanan birkaç saatin bedeli ağır olmaz.