Çevre

İklim Değişikliği Performans Endeksi 2021: Hiçbir ülke yeterince iyi değil, Türkiye zayıf, AB ise yol ayrımında

07 Aralık 2020 14:32

Germanwatch tarafından hazırlanan İklim Değişikliği Performans Endeksi'ne göre Türkiye, yenilenebilir enerjideki gelişmeler sayesinde 36'ncı sıradan 42'nci sıraya yükseldi. Türkiye'nin zayıf yönleri, "Sera Gazı Emisyonları" ve "Enerji Kullanımı" kategorilerindeki “zayıf” puanı ve iklim uzmanları tarafından "İklim Politikası" performansı için verilen “çok zayıf” puanı ile bir önceki yılla benzerlik gösterdi.

Germanwatch tarafından NewClimate Institute ve İklim Eylem Ağı (Climate Action Network, CAN) kurumlarının katkısıyla hazırlanan İklim Değişikliği Performans Endeksi 2021 (Climate Change Performance Index, CCPI) bugün yayınlandı.

Endeks, en yüksek emisyona sahip 57 ülke ve AB’nin iklim değişikliği konusundaki performanslarını değerlendirdi. Ankette yer alan ülkelerin hiçbirinin, Paris Anlaşması hedefleriyle uyumlu bir yol izlemediği kaydedilirken, analize dahil edilen ülkelerin yarısından fazlasının emisyonlarında düşüş yaşandığı belirtildi.

Bu yıl Türkiye yenilenebilir enerjideki gelişmeler nedeniyle altı basamak çıkarak 42.sıraya yükseldi ancak "Sera Gazı Emisyonları" ve "Enerji Kullanımı" kategorilerindeki “zayıf” puanı ve iklim uzmanları tarafından İklim Politikası performansı için verilen “çok zayıf” puanı ile Türkiye’nin zayıf yönleri bir önceki yılla benzerlik gösterdi.

İklim Değişikliği Performans Endeksi'nde yer alan analizler şöyle:

  • Ankette yer alan ülkelerin hiçbiri, Paris Anlaşması hedefleriyle uyumlu bir yol izlemiyor.
  • Analize dahil edilen ülkelerin yarısından fazlasının emisyonlarında düşüş yaşanıyor.
  • AB ülkelerinin 7 tanesi ve AB içerisinde yer alan ülkeler bir bütün olarak değerlendirildiğinde, iklimin korunması kapsamında "yüksek" not alıyor. Ancak AB içerisindeki 5 ülke "çok düşük" performans gösteren kategoride yer alıyor.
  • Portekiz ve Yeni Zelanda en hızlı yükselişi kaydederken İsveç listenin başında yer alıyor. ABD üst üste ikinci kez Suudi Arabistan'dan düşük not alıyor ve sıralamanın sonunda yer alıyor. 
  • Türkiye iklim politikası olmamasına rağmen yenilenebilir enerjideki gelişmeler nedeniyle 42.sıraya yükseldi. 

Bugün yayınlanan İklim Değişikliği Performans Endeksi 2021 (Climate Change Performance Index, CCPI), Avrupa Birliği'nin iklim değişikliğiyle mücadele kapsamındaki ilerleyişin ülkeler arasında homojen şekilde gerçekleşmediğini gösteriyor. İskandinav ülkeleri, Portekiz ve bir bütün olarak değerlendirilen AB bloğunun performansı, diğer ülkelerle kıyaslandığında, üst sıralarda yer alıyor. Ancak Macaristan, Polonya ve Çek Cumhuriyeti, Avrupa Birliği içerisinde iklim değişikliğiyle mücadelede yaşanan ilerlemenin aksi yönünde ilerliyor.

Genel sıralamada AB, daha etkin iklim politikaları sayesinde geçen yıl bulunduğu 22'nci sıradan bu yıl 16'ncı sıraya yükseldi.

Endeks, küresel ölçekte emisyonların yüzde 90'ını oluşturan 57 ülkeyi inceliyor

Endeks, küresel ölçekte emisyonların yüzde 90'ını oluşturan 57 ülkenin (ve AB’nin bütün olarak değerlendirildiği durumda) iklimi koruma yönündeki performansını değerlendiriyor ve ülkeler arasında karşılaştırmalar sunuyor. CCPI’nın 2021 versiyonu, Koronavirüs krizi öncesinde atmosfere yayılan emisyonları analiz ettiği için krizin tetiklediği olağandışı emisyon azaltımını yansıtmıyor.

Türkiye 42.sırada

Türkiye ise bu yılki İklim Değişikliği Performans Endeksi (Climate Change Performance Index) CCPI sıralamasında 42. sırada yer alıyor. Yenilenebilir enerji potansiyeli ve mevcut trendler sayesinde, ülkenin hiçbir iklim politikası veya hedefi olmamasına rağmen Türkiye bir önceki yıla göre sıralamasını biraz iyileştirdi ve altı sıra yükseldi.

Sera Gazı Emisyonları ve Enerji Kullanımı kategorilerindeki “zayıf” puanı ve iklim uzmanları tarafından İklim Politikası performansı için verilen “çok zayıf” puanı ile Türkiye’nin zayıf yönleri bir önceki yılla benzerlik gösteriyor. Bu benzerlik, Yenilenebilir Enerji kategorisindeki yüksek puanlı performansı için de geçerli. Ancak uzmanlar, yenilenebilir enerji alanındaki olumlu gidişatın büyük ölçüde hidroelektrik santrallerden kaynaklandığını belirtiyor.  

Rapor, 2030 iklim hedeflerini konu alan AB zirvesi, BM’nin iklim değişikliğiyle mücadelede daha azimli adımlar atılması amacıyla yapılan UN Climate Ambition Summit ve 12 Aralık'ta beşinci yıl dönümü olan Paris Anlaşması'nın birkaç gün öncesinde yayınlandı.

Altı G20 ülkesi listenin en alt sıralarında yer alıyor. G20 ülkelerinin yalnızca üç tanesi liderlik gösteriyor G20 ülkelerinin performansları bütüncül bir resim çizmiyor. Endekste yüksek puan alan G20 ülkeleri arasında İngiltere (5.), Hindistan (10.) ve AB yer alıyor. Bunun yanı sıra G20 ülkelerinin büyük bölümü Endeksin alt sıralarında yer alıyor. ABD (61.), Suudi Arabistan (60.), Kanada (58.), Avustralya (54.), Güney Kore (53.), ve Rusya (52.) sırada yer alıyor ve bu ülkelerin performansları "çok düşük" kategorisinde değerlendiriliyor.

Türkiye ise 42. sırada ve “düşük” performanslı olarak listelendi. Küresel emisyonlarda sistematik bir düşüş potansiyeli ulaşılabilir görülüyor. Ancak Paris Anlaşması'nın imzalanmasının üzerinden geçen beş yılın ardından hiçbir ülkenin bu anlaşmanın hedefleriyle uyumlu bir yolda olmadığı belirleniyor. Genel olarak, sera gazı emisyonlarında bir miktar artış gözleniyor. Ancak değerlendirmede yer alan ülkelerin yarısından fazlasında (32 tanesinde) emisyonlar düşüyor. Ülkelerin üçte ikisinde (38 tanesinde), ihtiyaç duyulan toplam birincil enerjinin yüzde onundan fazlası yenilenebilir kaynaklardan karşılanıyor. On iki tane ülkenin birincil enerji üretiminin yüzde 20’sinden fazlası yenilenebilir kaynaklardan karşılanıyor.

İspanya, Belçika ve Yunanistan’ın iklim performansında düşüş yaşanıyor

İsveç (4. sırada, "yüksek" kategoride) üst üste dördüncü kez iklimin korunması kapsamındaki uluslararası liderliğini koruyor. Ancak İsveç’in de iklim değişikliğiyle mücadelede bir "rol model" olduğunu ileri sürmek mümkün değil. Günümüzde İsveç de diğer ülkelerde görüldüğü gibi Paris Anlaşması'nın hedefleriyle uyumlu bir yolda ilerlemiyor.

CCPI'nin ilk üç sırasının boş bırakılmasının nedeni budur. Öte yandan İsveç, sera gazı emisyonları, yenilenebilir enerji ve iklim politikaları standartları belirliyor ve her bir kategoride en iyi performans gösteren kategoride yer alıyor. İsveç’in kişi başına düşen enerji tüketiminin çok yüksek olması (49. sırada), değerlendirmede daha yüksek bir sırayı almasını engelliyor. Genel sıralamada İsveç’i İngiltere (5.) ve Danimarka (6.) takip ediyor. 25. sıradan 17. sıraya yükselen Portekiz ve listenin 37.’ci sırasından 28’e yükselen Yeni Zelanda en hızlı yükselen ülkeler olarak gösteriliyor. Japonya da 51. sıradan 45. sıraya tırmanarak altı sıra yükseliyor, ancak "düşük" kategoride not alıyor (Japonya geçtiğimiz yıl "çok düşük" kategorisinde yer alıyordu). Öte yandan, Slovenya (44.'den 51.'e), İspanya (34'ten 41'e), Belçika (35'ten 40'a) ve Yunanistan (28'den 34'e) performansında en fazla düşüş görülen ülkeler oluyor.

Fas, Şili ve Hindistan: İlk on ülke arasında gelişmekte olan üç ülke bulunuyor

Üç adet gelişmekte olan ülke sıralamada ilk onda yer alıyor. Bu ülkeler 7. sıradaki Fas, 9. Sıradaki Şili ve 10. sıradaki Hindistan. İklim Eylem Ağ’nın (Climate Action Network, CAN) Küresel Enerji Politikaları Kıdemli Danışmanı Stephan Singer "Küresel nüfusun yüzde 10'undan daha az bölümünü barındıran ve fosil yakıt ihraç eden ve üreten ülkelerin başında yer alan Amerika Birleşik Devletleri, Rusya, Suudi Arabistan ve Avustralya sıralamanın sonunda yer alıyor. Bu ülkeler aynı zamanda karbon kirliliği ve enerji tüketimi en yüksek ülkeler olarak öne çıkıyor. Bu ülkelerin hiçbirinin, karbon kirliliğini azaltmaya yönelik ulusal ölçekte herhangi bir iklim politikası bulunmuyor. Bu durum, belirtilen ülkelerdeki fosil yakıt endüstrilerinin etkinliğini gözler önüne seriyor. Öte yandan Portekiz, Fas, Şili ve Avrupa'da yer alan birçok ülkenin daha etkin performans gösterdiğini görüyoruz. Sivil toplum olarak, iklim kriziyle etkin şekilde mücadele etmek adına, dünya çapında fosil yakıt şirketlerinin iş modelini geçersiz kılmamız gerekiyor’’ diyor.

ABD, Suudi Arabistan ve İran: En düşük performans gösteren ülkeler

ABD'nin performansı bu yıl da felaket şeklinde nitelendiriliyor. Trump yönetiminin son yılında ABD’nin performansı bir kez daha Suudi Arabistan'ın altında seyrediyor. ABD "düşük" olarak nitelendirilen yenilenebilir enerji kategorisi dışındaki dört kategorinin tamamında, tablonun en altında ve "çok düşük" kategorisinde yer alıyor. ABD aynı zamanda Avustralya ve Cezayir ile birlikte ulusal ve uluslararası iklim politikaları kategorisinde "çok düşük" notu alıyor. Başkanlık seçimini kazanan Biden'in planları, seçim kampanyasındaki vaatlerin hayata geçirilmesi durumunda, bu değerlendirmenin önemli ölçüde iyileştirilmesi adına önemli bir fırsat sunuyor. Senato'daki çoğunluğun belirsizliğini koruması sebebiyle seçim vaatlerinin ne kadarının uygulamaya geçeceği ise bilinmiyor. 

İklim Değişikliği Performans Endeksi nedir?

Germanwatch ve NewClimate Enstitüsü tarafından Uluslararası İklim Eylem Ağı (Climate Action Network, CAN International) ile işbirliği içerisinde yayınlanan İklim Değişikliği Performans Endeksi, küresel ölçekte atmosfere yayılan sera gazı emisyonlarının yaklaşık yüzde 90'ından sorumlu olan 57 ülkenin ve AB'nin iklim değişikliğiyle mücadele kapsamındaki performansını değerlendiriyor. Değerlendirme dört kategoride gerçekleştiriliyor: Sera Gazı Emisyonları (yüzde 40), Yenilenebilir Enerji (yüzde 20), Enerji Kullanımı (yüzde 20) ve İklim Politikaları (yüzde 20). İklim politikaları kategorisinin değerlendirilmesi, bu ülkelerdeki STK'lar ve düşünce kuruluşlarının uzman görüşlerine dayanıyor. CCPI; Emisyonlar, Yenilenebilir Enerji ve Enerji Kullanımı kategorileri kapsamında, belirtilen ülkelerin küresel ısınmayı 2°C ile sınırlandırma hedefi olan Paris Anlaşması hedefleriyle uyumlu olma adına yeterli adımların atılıp atılmadığını da değerlendiriyor. Bu nedenle CCPI, uluslararası iklim politikalarında şeffaflığın artırılması adına önemli bir rol üstleniyor. CCPI, iklimin korunması çabaları kapsamında ülkeler tarafından gerçekleştirilen ilerlemelerin birbiriyle karşılaştırılmasına da imkan sağlıyor. Endeks 2005 yılından bu yana her yıl yayınlanıyor.