Gündem

İHD Başkanı Türkdoğan’dan İbrahim Gökçek için çağrı: Cumhurbaşkanlığı’nın sesimizi duymasını istiyoruz

29 Nisan 2020 13:12

İnsan Hakları Derneği Başkanı Öztürk Türkdoğan, 317 gündür ölüm orucu eylemini sürdüren ve kritik eşiği aşan İbrahim Gökçek ile ilgili olarak Cumhurbaşkanlığı’na çağrı yaptı. Türkdoğan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan randevu istediklerini ve talep mektubunda yaşanılan süreci anlattıklarını belirterek, “Cumhurbaşkanlığı’nın sesimizi duymasını istiyoruz. Anayasal haklarla ilgili küçük bir açıklama bile İbrahim Gökçek’i yaşatacaktır” dedi. 

Grup Yorum’a yönelik konser yasaklarının kaldırılması talebiyle, grup üyeleri Helin Bölek ve İbrahim Gökçek ölüm orucu eylemine başlamışlar, Bölek, eylemin 288. Gününde yaşamını yitirmişti. Bölek’in ardından adil yargılanma talebiyle ölüm orucuna başlayan Mustafa Koçak da hayatını kaybetmişti. Halen Grup Yorum’a yönelik yasakların kaldırılmasını talep eden İbrahim Gökçek, adil yargılanma talebinde bulunan avukatlar Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal ölüm orucu eylemlerini sürdürüyor. Bu isimlerden Gökçek, eylemin 317. gününde ve kritik eşiği aşmış durumda. Buna karşılık, Gökçek’in talepleri ile ilgili olarak İçişleri ya da Adalet bakanlığı tarafından herhangi bir adım atılmış değil.

Randevu talebi

İHD’nin de aralarında bulunduğu sivil toplum kuruluşları bir süredir İçişleri ve Adalet bakanlıkları ile görüşerek, eylemin bitirilmesi için adım atılması çağrısında bulunuyorlar. Temaslarla ilgili bilgi veren İHD Başkanı Türkdoğan, “Adalet Bakanlığı’ndaki ilgililere bir yazı gönderdik. Aynı şekilde İçişleri Bakanlığı ile de görüşmeye çalışıyoruz. Cumhurbaşkanlığı’na konuyu iletelim dedik ve durumu anlatan bir randevu yazısı gönderdik. Cumhurbaşkanı’na iletileceğini söylediler. Sesimizi duymasını istiyoruz. Bir geri dönüş henüz yok. Geç olmadan harekete geçilmeli” dedi.

“Katı güvenlik konsepti”

Türkdoğan, daha önceki temaslarda, bakanlık bürokratlarının, “Eylemi bitirsinler, taleplere sonra bakalım” yanıtını verdiklerini belirterek, sürecin ardından iki kişinin yaşamını yitirdiğini anımsattı. Gökçek ve avukatların da eylemlerini sürdürdüklerini söyleyen Türkdoğan, “Biz açlık grevi yapanlara da söylüyoruz. Biz ölüm orucunu desteklemiyoruz. Ama taleplerin haklı ve meşru olduğunu söylüyoruz. Her zamanki pozisyonumuz budur. Onlar da ölmek istemiyorlar. İbrahim Gökçek defalarca açıklama yaptı. Sorun şu, insanın iradesi var. Bu iradeye saygı duyacak mısınız, duymayacak mısınız? Bu talepleri karşılamak güç değil” dedi.

Türkdoğan, sorunun katı güvenlik konseptinden kaynaklandığını belirterek, şunları kaydetti:

“Bu güvenlik konseptinin ana ayaklarından bir tanesini, Cumhurbaşkanı’nın ‘bir kültür yaratamadık’ sözünde aramak lazım. Sol kültür, devrimci kültür ve onun ayağı olan müzik kültürü iktidarı rahatsız etmiş durumda. Grup Yorum’un konserleri 5 yıldır yasaklanmış durumda. Anayasada güvence altına alınan haklar keyfi biçimde çiğneniyor. Bir kültür bu yolla yok edilmeye çalışılıyor, kriminalize ediliyor. Siz yeni bir kültürü böyle oluşturamazsınız ki. Var olan bir kültürü yok etmeye yönelik bir güvenlik politikası geliştiremezsiniz. Anayasasızlık dayatılıyor ve insanlara yol kalmıyor. Özgürlükleri güvenlik politikalarıyla yok ederek, insanlara açlık grevi yolunu bırakıyorsunuz. Herkes ‘konser için açlık grevi yapılır mı?’ diye soruyor. Ama bu insanları dinlediğimizde meselenin bu kültür meselesi olduğu ortaya çıkıyor. Kültürel birikimlerimiz, mirasımız iktidarın güvenlik politikalarına kurban edilemez. İktidarın adım atması gerekiyor. Çünkü bu ülkede herkes önceden izin almadan toplantı, gösteri yapabilir, ifade özgürlüğü hakkını kullanabilir. Müzik bunun eylemli biçimidir. İktidar anayasaya uymuyor. Grup Yorum üyelerinin kesinleşmiş mahkeme kararı yok. Bu pozisyonunu kesinlikle gözden geçirmelidir. İbrahim’i yaşatmalıyız. İbrahim’in istediği iktidar için büyük bir şey değil. Konser yapabilmek istiyor. Bunun sözünün verilmesi yeterli. Anayasadaki haklarla ilgili sözlerin verilmesi yeterli. İçişleri Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı ile temas yürütmeye çalışıyoruz. Ama çözüm üretemiyoruz. Hala eylemi bıraksınlar bakalım noktasında duruyorlar. Ama iki ölüm var ortada, bunun bir şey ifade etmesi gerekiyor. ‘Anayasal haklarınızı kullanabilirsiniz’ denilmesi lazım. Bu söylenemiyorsa, zaten anayasaya bağlılığın sorgulanması lazım.”