Gündem

HaberTürk yazarı Karaca: Diyanet İşleri’nin görev tanımı yolundan sapmış olan tarikatların kapısına gerekirse kilit asmayı kapsamıyor mu?

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş

07 Eylül 2020 12:52

HaberTürk yazarı Nihal Bengisu Karaca, Uşşaki tarikatı lideri Fatih Nurullah'ın  22 yaşında bir çocuğa cinsel istismarda bulunma suçundan tutuklanmasına ilişkin, "Diyanet İşleri’nin görev tanımı yolundan sapmış olan tarikatların kapısına gerekirse kilit asmayı kapsamıyor mu?" değerlendirmesinde bulundu. 

Karaca, "Dini grupları, cemaat ve tarikatları tümden yolsuzlukla, pedofili ile kadın cinayeti ile iltisaklandırmaya azmetmiş bir zevzek güruh olduğunun farkındayım. Onlar mutlu olur, 'Bakın haklı çıktık' derler diye çekingenlik yapmamak lazım. Pınar Gültekin’i adice katleden, parçalayan, yakan ve üzerine beton döken adamın ‘AKP’li olmadığı hatta bal gibi seküler hayat sürdüğü anlaşılıp da bu durum yüzlerine vurulunca 'Ay lütfen siyasileştirmeyelim sapığın caninin partisi görüşü dini olmaz yaniieee' diye zırıldamış ama o ana kadar suçladıkları geniş mi geniş muhafazakar dindar kitlelerden özür dilemeye tenezzül bile etmemiş insanlar bunlar. Ciddiye almaya değmezler." düşüncesini dile getirdi. 

Karaca, "Cesur olmak ve tek bir sorunun cevabına odaklanmak lazım: Milletin itibar ettiği ve muhtemelen etmeye devam edeceği dini makamların, dini geleneğin ve en başta da Allah adının, küçük kızları ellemek için kullanılması mide bulandırıcı mı değil mi? Böyle hadiseler olduğunda suçu işleyenin cezalandırılması, örneğimizde olduğu gibi tutuklanması, meseleyi hallediyor mu, etmiyor mu?" diye sordu. 

Karaca, "Köklü tarikatların akçeli işlere girişmedikleri ve devletin başına kadro isterük diye dikilmedikleri sürece bu ülkenin, bu coğrafyanın kültürünün ayrılmaz bir parçası olarak görülmesi gerektiğini düşünenlerdenim. Üzerlerinden silindir gibi geçilmesi hevesinde olanlara da epeydir itiraz ediyorum. Tasavvufun ve tarikatların dinin aslı esası değil, dinden türeyen ‘kültür’ olarak görülmesi gerektiğini düşünüyorum. Ancak kültür deyimce yanılgı olmasın, dini alan, pop kültürdeki ‘sahtesi orijinalini yaşatır’ rahatlığının geçerli olduğu bir alan değil. Burada sahte olanın asıl olanı bozuyor. Kangren olan kısımlar kesilip atılmazsa, çürüme bütün vücuda yayılır. Kesilecek yerden kesmek lazım ki, sağlıklı olan doku, inancı, maneviyatı ayakta tutan düzgün yapılar bozulmasın." ifadesini kullandı. 

Yazının devamı için tıklayın