Güney Kore: Kuzey Kore iki balistik füze fırlattı

Güney Kore, Kuzey Kore'nin doğu yakasında iki balistik füze fırlattığını açıkladı.

Japonya da bir cismin fırlatıldığını ve bunun balistik füze olabileceğini duyurdu.

Japonya Başbakanı Yoşihide Suga bunun bölge barışına tehdit oluşturduğunu söyledi.

Bu, Kuzey Kore'nin bir hafta içindeki ikinci denemesi oldu.

Füzelerin uçuş rotası henüz açıklanmasa da Güney Kore Genelkurmay Başkanlığı ABD ile işbirliği içinde her senaryoya hazır olduklarını belirtti.

Pazartesi günü Japonya'nın büyük bir kısmını vurabilecek bir füze denemesi yapan Kuzey Kore, bu füzenin "stratejik bir öneme sahip olduğunu" duyurmuştu.

Balistik füze denemeleri BM'nin kurallarına aykırı bir faaliyet.

Nükleer veya geleneksel başlıklar taşıyabilen bu füzelerin en uzun menzillilerine kıtalararası balistik füze deniyor.

Kuzey Kore daha önce de balistik füzeler denemiş ve en uzun menzillilerinin Batı Avrupa'nın büyük kısmı ile ABD ana kararasının yarısına ulaşabilecek durumda olduğunu duyurmuştu.

Uzmanlar o füzenin nükleer bir başlık taşımasının mümkün olduğu görüşünde.

Birleşmiş Milletler seyir füzelerinin denemesini yasaklamıyor. BM balistik füzelerin daha tehlikeli olduğu görüşünde.

Bunun nedeni ise daha fazla patlayıcı taşıyıp, daha hızlı ilerleyip daha uzun bir menzile sahip olmaları.

Bir süredir gıda kıtlığı ve ekonomik krizle karşı karşıya kalan Kuzey Kore'nin bu tip silahları geliştirmeye nasıl devam edebildiği merak konusu.

Ülke Covid-19 pandemisi başladıktan sonra en büyük müttefiki Çin ile kara sınırını kapamış ve uluslararası anlamda izole olmuştu.

Çin ve Güney Kore'nin dışişleri bakanları bugün Seul'de bir araya gelecek. Kuzey Kore'nin nükleer programının da gündemdeki konular arasında olması bekleniyor.

Kuzey Kore bu yıl Mart ayında da balistik füze denemeleri yaparak ABD, Japonya ve Güney Kore'nin tepkisini çekmişti.

Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu geçen ay, Kuzey Kore'nin nükleer silah için plütonyum üretebilecek bir nükleer reaktörü tekrar çalıştırmaya başlattığını belirtmiş ve bunun "derin endişelere" neden olduğunu söylemişti.