Gündem

Gelecek Partili Selçuk Özdağ: Dezenformasyon yasasındaki 29. madde elma şekerindeki zehir, bu bir operasyon

“O kadar çok ayıplı işler yaptılar ki, korkuyorlar"

27 Haziran 2022 07:52

Gelecek Partisi'nin (GP) kurucuları arasında yer alan Doç. Dr. Selçuk Özdağ, Türkiye’nin son dönemde “kişi endeksli bir devlet” haline geldiğini savundu; iktidarı, seçim öncesi toplumu nefret, hakaret ve iftira diliyle korkutmaya çalışmakla suçladı. “Milleti sindirmek istiyorlar” diyen Özdağ, dezenformasyon yasasına dikkati çekti, "Kanun teklifinin 29. maddesi özellikle basın için elma şekeri içerisindeki bir zehir. Bu haliyle kanunlaşırsa yerel medyanın yüzde 80'i kapanır. Bu yasayla resmi ilanları azaltılıyor. Bu çok ciddi bir operasyon" diye konuştu.

Sözcü yazarı Saygı Öztürk'e konuşan AKP'de genel başkan yardımcılığı, üç dönem milletvekilliği görevinde bulunan, daha sonra partisinden ayrılıp Ahmet Davutoğlu ile birlikte Gelecek Partisi'nin (GP) kurucuları arasında yer alan Doç. Dr. Selçuk Özdağ, Türkiye'de “Tehdit ve hakaret diliyle” toplumun sindirilmek istendiğin, medyanın özgürlük alanının da çıkarılmak istenen yasa ile tamamen daraltılacağını, buna fırsat verilmemesi gerektiğini söyledi.

“Basın İlan Kurumu yaygın ve yerel medyanın üzerinde Demokles'in kılıcı gibi sallanıyor”

“Bu millette ne kadar renk varsa bunlar liyakatleri oranında bu devlette yer alırlar. O zaman buraya çağdaş bir modern devlet deriz. Yoksa oraya kabile devleti, aşiret devleti, çadır devleti deriz. Türkiye bugün ‘kişi endeksli' bir devlettir” diyen Özdağ, şu değerlendirmeyi yaptı:

“Medyayı susturma, özgürlük alanını daraltma adına birçok düzenleme yapıldı. Şimdi dezenformasyon yasası daha önceki çıkartmış oldukları yasaların bir mükellef cüzü (toplamı-bütünü) halinde. Radyo Televizyon Üst Kurulu televizyonların, radyoların, Basın İlan Kurumu yaygın ve yerel medyanın üzerinde Demokles'in kılıcı gibi sallanıyor.”

“Seçim öncesi Basın Yasasında değişiklik yapmak istemeleri dikkat çekici”

“Adalet Bakanı, İçişleri Bakanı, bakanlıklar yine aynı. Cumhur İttifakının eş genel başkanları da nefret, tehdit, iftira, hakaret dilleriyle korkutuyor, milleti sindiriyor. Basın Kanunu’nda yapılmak istenen değişikliğin görüşülmesi sırasında Yargıtay'dan bir üyenin gelip yapılmak istenen düzenlemeyi anlatması istendi.  Yargıtay üyesi hakim, ‘Böyle bir yasa çıkarsa yargıda karmaşa olur. Keyfiliklerin önüne geçemeyiz' dedi. Bunun üzerine hukukçu bir milletvekili, ‘Siz siyaset yapıyorsunuz' dedi. Seçim öncesi Basın Yasasında değişiklik yapmak istemeleri dikkat çekicidir. Her geçen gün alanımızı daraltmak istiyorlar.

“Sosyal medya kanunun 29 maddesi elma şekerindeki zehir”

Kanun teklifinin 29. maddesi özellikle basın için elma şekeri içerisindeki bir zehir. Bu haliyle kanunlaşırsa yerel medyanın yüzde 80'i kapanır. Bu yasayla resmi ilanları azaltılıyor. Bu çok ciddi bir operasyon.  Bürokrasiyi, medyayı, üniversiteleri arka bahçeleri gibi görmek istiyorlar. O kadar çok ayıplı işler yaptılar ki, korkuyorlar. Yargının özgür, tarafsız, bağımsız, objektif olmasından çekiniyorlar. Millet ittifakının çatlaması istediler. Çatlamadılar. Hala bunu çatlatabilir miyiz diye devam ediyorlar.

“Ne yapacaksak yapalım, bizlerin daha çok sesi çıksın; birliğimizi muhafaza ederek yürümeliyiz”

Bu seçimde, bir puanın, hatta sıfır nokta bir puanının bile önemi var. Oyların yüzde 50'si terazinin bir kefesinde, bir oyda şurada olsun. Bir oy terazinin diğer kefesinde olsun. Bir oy eşittir yüzde 50 demektir. Seçim 50 artı 1'le alınıyor. Karşımızda çok ciddi çalışan saray, hükümet var. Ne yapacaksak yapalım, bizlerin daha çok sesi çıksın. Birliğimizi muhafaza ederek yürümeliyiz. Açıkçası bizim bu birliğimiz onları korkutuyor. Birliği çatlatmak için daha çok çalışacaklar, birliği dağıtmak için büyük oyunlar var. Bunların hepsini boşa çıkartacağız.”