Gündem

Fehmi Koru: Bakanların açıklamalarına kızanlar var ama kızmak yerine anlamaya çalışmak daha doğru…

"Politikacılar her şeyi hesaplıyorlar ama galiba tam da bu gerçeği hesaplayamıyorlar"

08 Mayıs 2021 10:59

Fehmi Koru*

‘Devekuşu gibi başını kuma gömmek’ dilimizde de kullanılan evrensellik kazanmış bir deyim…

Gerçekten devekuşları başlarını kuma gömünce kendilerine yönelik tehlikeden o yöntemle korunacaklarını sanıyorlar mıdır?

Bilmek mümkün değil.

Fakat biliyoruz ki, devekuşları zaman zaman başlarını kuma gömüyorlar.

Onları bunu yapmaya yönlendiren güdüleri farklı olsa bile insanoğlu bazen o deyimi hak edecek tarzda davranabiliyor.

Korona rakamları doğru mu?

Sağlık bakanı her gün korona konusuyla ilgili son durumu açıklıyor. Kaç kişiye test yapılmış, o gün kaç yeni vakayla karşılaşılmış, kaç kişi koronadan vefat etmiş… Aynı açıklamada en baştan son güne kadar karşılaşılan vaka sayısı ve toplam vefat sayısı da yer alıyor…

Kulağıma gelenlerden, okurken gözüme takılanlardan biliyorum: Açıklanan günlük vaka sayısı ile vefat sayısının gerçeği yansıttığına inanmayanlar var.

Her gün hastalara çare arayan uzmanlarda da benzer kuşkular bulunduğu, tabip odalarının ayrı listeler tuttuğu da biliniyor.

Doğru olabilir mi bu kuşkular?

Bilmiyorum.

Ancak, eğer dışişleri bakanının turistlerin muhatap olacağı herkesin aşılanacağına dair açıklamasının akla düşürdüğü yaklaşımla ilgili olarak böyle bir yola başvuruluyor ve gerçekler yabancıların kanaatlerini etkilemek için gizleniyorsa, bunun doğru bir yol olmadığını biliyorum.

Hiçbir şey bugünün dünyasında gizli kalmaz çünkü. Daha da kötüsü, gerçeklerin gizlendiği kanaati yerleşirse, buna gösterilecek tepki gerçeklerle yüzleşme durumundan daha da sert olur.

Türkiye’ye de turist göndermeleri beklenen devletlerin yayınladıkları listelerde, bizde açıklanan verilerle benzeşen duruma sahip ülkeler ‘yeşil’ veya ‘sarı’ sütunda yer alırken, ülkemizin ‘kırmızı’ sütuna yerleştirilmesinin sebebi budur.

En son İngiltere vatandaşlarına korona yüzünden Türkiye’den uzak durulmasını tavsiye etti.

Bir sebep de ‘aşı’ konusu.

Pek çok ülke titiz denetleme kurulları tarafından laboratuvar testine tabi tutulmamış aşıları geçerli saymıyor. Çin aşısı ile Rus aşısı bu kategoride. Sınırlarını yabancılara açmaya başlayan ülkeler uygulanan aşılara bakıp geçerli-geçersiz sayılanlar arasında farklı muamele yapmaya başladılar.  

Nijerya havalimanlarını Türk ziyaretçilere kapalı tutacağını açıkladı.

Enflasyon rakamları doğru mu?

Benzer bir durum ekonomi alanında da yaşanıyor.

Devletin ilgili kurumunun her ay açıkladığı enflasyon rakamlarının sahihliğinden de kuşku duyanlar var. Bazı ekonomi hocaları kendileri gerçek enflasyon rakamı arayışı içerisine girmişler ve devlet kurumuyla aynı yöntemi uygulayarak vardıkları oranı açıklamaktalar.

İki oran arasında ciddi fark bulunuyor.

Hazine ve Maliye Bakanı çıktığı TV programında alternatif çalışmayı yürüten ekonomi profesörleri grubunu mahkemeye vereceklerini söyledi.

O bakana da kızılıyor.

İyi de enflasyon gizlenebilecek, gerçeğinin öğrenilmesi engellenebilecek bir konu değil ki…

Türkiye’nin ve benzeri pek çok ülkenin ekonomik durumunu yakından izleyen uluslararası kuruluşlar yanında kendisine bu konuyu özel ilgili alanı olarak seçmiş bilim insanları da var.

Amerika’nın itibarlı Johns Hopkins Üniversitesi profesörlerinden Steve Hanke bunlardan biri. CV’sinde değişik ABD başkanlarına danışmanlıklar da bulunan Prof. Hanke evrensel ölçütler kullanarak hesapladığı ülkelerin enflasyon oranlarını her yılın başında yayımlıyor.

Onun bu yıl başında yayımladığı değişik ülkelere ait enflasyon rakamlarını aynı ülkelerin ilgili devlet birimlerinin resmi rakamlarıyla birlikte sunduğu tablo şu:


Prof. Hanke’nin enflasyon tablosu..

Türkiye’nin resmi enflasyon rakamı (% 14.60) ile Prof. Hanke’nin hesapladığı rakam (% 27) arasında neredeyse yüzde 100 fark var.

Hangi rakam doğrudur?

Gerçekten bilemiyorum.

Ancak zaten bu tür konularda bizlerin kanaati fazla önemli değil. Aynen korona konusunda karar verirken Türkiye’nin yaptığı açıklamalara aldırış etmeksizin kendi verilerini kullananlar gibi, Türk ekonomisine değişik sebeplerle ilgi duyan yabancılar da alternatif yayınları göz önünde tutarak konuya yaklaşıyorlar.

Korona konusunda verilen resmi rakamlara bakarak karar almıyor ülkeler; yabancı yatırımcı da gideceği ülkeyi uluslararası kurumların değerlendirmeleri ile yabancı uzmanların kanaatlerini öğrenerek belirliyor.

Resmi rakamlarına güven duyulması beklenen devlet kurumunun başında bulunan kişilerin sıkça değiştirilmesi de güven aşınması meydana getiriyor.

Hesap edilmeyen hesap

Yukarıda iki konuda -korona ve enflasyon rakamlarında- kuşkuların doğruluğu konusunda bilgi sahibi olmadığımı özellikle belirttim. “Kuşku duymaya mahal yok” desem bunun herhangi bir sonuç doğuracağını sanmıyorum. Esas etkilenmesi gerekenler, verilere bakarak karar vermesi beklenen dış çevreler.

Şimdi soru şu: Esas etkilenmesi gereken dış çevrelerin burun kıvırdığı veriler ne işe yarıyor?

Bizleri etkilemek için verilerin şöyle veya böyle olmasının hiçbir önemi yok. Çarşı-pazar hesabıyla ekonominin durumunu kolayca değerlendirebiliyor, koronanın en yakınlarımıza kadar sokulan sonuçlarına her birimiz bizzat muhatap oluyoruz.

Politikacılar her şeyi hesaplıyorlar ama galiba tam da bu gerçeği hesaplayamıyorlar.

Dışişleri ile hazine ve maliye bakanlarının açıklamalarına kızanlar, tepki verenler var; onların açıklamaları olmasaydı bu yazı yazılmayacaktı.


*Bu yazı fehmikoru.com adresinden alınmıştır.