Medya

Evrensel'den Kadri Gürsel'e 'ana akım gazetecilik' tepkisi: Hiçbir şey bu kadar indirgemeci ve mekanik olamaz

"İnsanlar mesleğini 'ana akım' dışında icra etmeyi bir tercih biçimi olarak kabul edebilirler"

14 Kasım 2018 14:57

Gazeteci ve yazar Kadri Gürsel, gazetecilik hayatını anlattığı 'Ben de sizin için üzgünüm' adlı kitabı hakkında değerlendirmede bulunurken, “Her ülkenin bağımsız, profesyonel ve namuslu gazetecilere ihtiyacı olduğu görüşündeyim. Bu da ancak ana akımda olabilen, gerçekleşebilecek bir kalite, nitelik bir ülke için” ifadeleri tartışma konusu oldu. Tartışmaya ana akım dışında çalışan gazeteciler tepki gösterdi. Evrensel Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat da, "Hiçbir şey bu kadar indirgemeci ve mekanik olamaz" sözleriyle tartışmaya katıldı. Polat, "Ana akım’ açısından da bir okul işlevi gören Evrensel’de yetişmiş olan gazeteciler, buradayken aktivist, ‘ana akım’dayken ‘bağımsız, namuslu, profesyonel gazeteci’ mi oluyorlar?" diye sordu. 

Gürsel, gazetecilik hayatını anlattığı 'Ben de sizin için üzgünüm' adlı kitabı hakkında Artı TV’ye konuştu. Gürsel yayında “Ben kendimi her zaman ve hala ana akım gazetecisi olarak tanımlıyorum. Çünkü o kültür içinde yetiştim, o kültürü eleştirmeme rağmen, o kültürün doğru tanımlanması ve doğru şekilde yeniden üretilmesi gerektiğini savunuyorum. Her ülkenin bağımsız, profesyonel ve namuslu gazetecilere ihtiyacı olduğu görüşündeyim. Bu da ancak ana akımda olabilen, gerçekleşebilecek bir kalite, nitelik bir ülke için” dedi.

TIKLAYIN: Kadri Gürsel: Profesyonel, bağımsız ve namuslu gazeteciler sadece ana akımda yetişiyor

Bu sözlere Polat'tan "Bağımsız, namuslu ve profesyonel gazetecilik sadece ‘ana akım’da mı mümkün?" başlıklı bir yazıyla tepki geldi. "Kadri Gürsel’in dediği gibi, “Aktivist&siyasi medya profesyonel&mesleğin erbabı bağımsız gazeteci yetiştiremez” diye ifade edilecek yerde değiliz" diyen Polat, "Bunu böyle söylemek fazlasıyla insafsızlık olur" ifadesini kullandı. 

Polat şunları kaydetti:

Kadri Gürsel’in, saptamaları eski ‘ana akım’ın bu sınırlılıklarını atlamadan okunmalı.

Peki, ‘bağımsız, namuslu, profesyonel gazeteciler’ gerçekten Kadri Gürsel’in dediği gibi sadece ‘ana akım’da mı yetişir? ‘Ana akım’ dışındaki mecralarda gazeteciler Gürsel’in ifade ettiği gibi ‘namuslu’ olabilirler ama mutlaka eksik midirler?

Yukarıda ‘ana akım’dan bahsederek başladık. Bizim taraftan devam edelim.

Edward Hallett Carr ve Josep Fontana’nın ‘Tarih Yazımında Nesnellik ve Yanlılık’1 adlı kitabı bize, tarih yazımının işinin ehli olmak ile de güvenilir sonuçlar vermeyecek kadar çetrefilli bir iş olduğunu hatırlatıyor.

Çünkü tarihçi de tarih yazımının ham maddesi olan verileri, belgeleri alıp gelişigüzel alt alta koymuyor. Kendisinin tarihte ideolojik olarak durduğu yere göre onları bir elemeden geçiriyor. Tarih yazımının gerektirdiği bilimsel kriterler, bu konumlanış ile birlikte bir anlam kazanıyor.

Bu özellikler gazeteci için de geçerli. Dolayıyla artık aşılmış olan ‘tarafsızlık’ tartışmasını da bu bağlam içinde yerli yerine görmek daha doğru. Bir gazeteci olarak kişi, kendi durduğu yer neresi olursa olsun, doğru bilgiyi paylaşıyor mu? Bir haberi kurarken ideolojik olarak durduğu yere göre, doğruyu eğip büküyor mu, yoksa mesleki gereklere bağlı olarak haberin unsurlarına sadık mı kalıyor?

Evrensel’in de dahil olduğu, ‘ana akım’ dışındaki, mülkiyet yapısı belirli bir politik arka planla birlikte düşünülen gazeteler açısından bu sorular bağlayıcıdır. Örneğin bir haberi kurarken gazeteci bir kişi ya da kuruma dair olarak kendisini ikna eden bir açıklama ya da belgeyle yetinerek haberini kurmalı mı, yoksa haberin gerekli kıldığı çerçeve içinde karşı tarafın görüşüne başvurmak dahil olmak üzere, haberi çeşitli biçimlerde doğrulama ve boşluksuz hale getirmek için çaba mı harcamalı? Elbette ikincisi. Dolayısıyla Kadri Gürsel’in dediği gibi, “Aktivist&siyasi medya profesyonel&mesleğin erbabı bağımsız gazeteci yetiştiremez” diye ifade edilecek yerde değiliz. Bunu böyle söylemek fazlasıyla insafsızlık olur.

Evrensel’de gazeteciliğe başlayıp daha sonra ‘ana akım’ın çeşitli gazetelerinde editörlük ve yöneticilik yapmış birçok arkadaşımız var. Evrensel’de edindikleri yanında kendi gelişkin özellikleriyle, daha sonraki mesleki yaşamlarında da kuşkusuz bunun üzerine ekleyerek devam ettiler. Kendi açımdan da, Kadri Gürsel’in saptaması karşısında şöylesi ironik bir yerdeyim. Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nün son yılında staj yaptığım ve 7-8 ay kadar çalıştığım, Tuğrul Eryılmaz’ın yayın yönetmenliğindeki Nokta’da iken Kadri Gürsel’in ifade ettiği sacayağına uyuyorum ama mesleki açıdan daha fazla deneyim kazandığım ve uzun yıllardır görev yaptığım Evrensel’de devam ettiğim süreçte bu özelliklerim ‘eksiliyor’.

Ya da, ‘ana akım’ açısından da bir okul işlevi gören Evrensel’de yetişmiş olan gazeteciler, buradayken aktivist, ‘ana akım’dayken ‘bağımsız, namuslu, profesyonel gazeteci’ mi oluyorlar?

Hiçbir şey bu kadar indirgemeci ve mekanik olamaz. Bu arada şunu da söyleyeyim, ‘ana akım’ dışında Evrensel ile birlikte başka gazeteler ve küçümseyemeyeceğimiz bir internet gazeteciliği alanı ve başka mecralar da var. Dünyanın başka yerlerinde de ‘ana akım’ dışında, daha mütevazı imkanlarla yayın yapan habercilik mecralarında gazetecilik yapan sayısız ‘bağımsız, namuslu ve profesyonel’ gazeteciden bahsedebiliriz. Kaldı ki, insanlar mesleğini ‘ana akım’ dışında icra etmeyi bir tercih biçimi olarak da kabul edebilirler.

Yazının tamamı için tıklayın