Gündem

Eski KKTC Cumhurbaşkanı Akıncı: Adalı cinayetini Türk devleti adına yetkili kılınmış faşistlerin, yeraltı örgütleri işbirliğiyle işledikleri ortaya çıktı

01 Haziran 2021 15:49

KKTC 4. Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, organize suç örgütü lideri Sedat Peker'in iddiaları ve kardeşi Atilla Peker'in ifadesi sonrası yeniden gündeme gelen gazeteci Kutlu Adalı cinayetine ilişkin olarak, "Bu cinayeti, benzeri birçok cinayetteki gibi, Türk devleti adına görev yapmakla yetkili kılınmış canavar ruhlu faşistlerin Türkiye’nin yeraltı - mafya örgütleri ile iş birliği içinde işledikleri yapılan açıklamalardan ortaya çıkmış bulunuyor" dedi. 

Birgün'den İbrahim Varlı'ya konuşan KKTC 4. Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Adalı cinayetinin her yönüyle aydınlığa kavuşturulması gerektiğini kaydetti.

TIKLAYIN | İşte Atilla Peker'in ifadesi: Kutlu Adalı'yı öldürmek için Korkut Eken'le Kıbrıs'a gittik

Akıncı, "Kutlu Adalı hunharca katledildiği zaman, bunun siyasi bir cinayet olduğunu, yeraltı örgütü işi olduğu ve aydınlatılması için sadece Kıbrıs’taki yöneticilere değil Türkiye yönetimlerine de sorumluluk düştüğünü söylemiştik. Aradan yıllar geçtikçe bu konuda toplumsal bir yüzleşmeye ihtiyacımız olduğu, karanlık güçler deyip arkasını getiremediğimizi, elde delil olmayınca belki daha açık konuşulamadığını ama hemen herkesin bu cinayetin arkasındaki güçleri tahmin edebildiğini söyleyegeldik" diye konuştu.

"Bu vahşetin hesabı verilmelidir"

Sedat Peker’in itirafları ve sonrasında kardeşi Atilla Peker’in daha somut olarak olayı anlatması Kutlu Adalı cinayetinin yeniden gündeme gelmesini sağladığını kaydeden Akıncı, "Bu cinayeti, benzeri birçok cinayetteki gibi, Türk devleti adına görev yapmakla yetkili kılınmış canavar ruhlu faşistlerin Türkiye’nin yeraltı- mafya örgütleri ile iş birliği içinde işledikleri yapılan açıklamalardan ortaya çıkmış bulunuyor. Artık tahmin değil yüzleşilmesi gereken gerçekle karşı karşıyayız. Bu vahşetin hesabı verilmelidir" ifadelerini kullandı.

Akıncı şöyle konuştu:

“Bu cinayet işlendiği andan itibaren hemen herkes tarafından siyasi bir cinayet olarak algılanmış, merhum Kutlu Adalı’nın belirttiği görüş ve düşünceler nedeniyle katledildiği düşünülmüş ve bu cinayetin ardında Türkiye’nin derin devletinin olduğu kanaati hakim olmuştu. Dolayısıyla, Kıbrıslı Türklerin hemen hiçbiri bu işin altında Rumların olduğunu hiçbir zaman düşünmedi. Bunu bir tek seslendiren dönemin Cumhurbaşkanı Denktaş oldu. Yapılan bu itiraflardan ve bu itiraflarda ifade edilen somut isimler belirtildikten sonra, bu olayın üzerine yeniden gidilmeli ve bu cinayet aydınlanmalıdır. Bu somut ifadeler ve somut isimler ortaya çıktıktan sonra bile konuyu yine kapatma yönüne gitmek, kabul edilebilecek bir durum olamaz.

Akıncı, uyuşturucu trafiğini ve kara parayı aklamakla itham edilen Halil Falyalı ile ilgili de şöyle dedi:

"Kuzey Kıbrıs’ın bir takım kirli ilişkilerin yer aldığı bir yer haline dönüşmesi Kıbrıs Türk halkına yapılan en büyük kötülüktür. Kumarhane ve gece kulüplerinin ön planda olduğu yerlerde uyuşturucu, kara para aklama ve mafya ilişkilerinin de gündeme gelmesi kaçınılmaz. Halil Falyalı sürekli olarak Ulusal Birlik Partisi (UBP) yönetiminin en üst kademeleri ile birlikte anılan bir isim olmuştur. Her düzeydeki seçimlerde UBP’yi tüm maddi imkânlarıyla desteklediği herkesçe biliniyor. Çeşitli kirli ve yasadışı ilişkilerin Halil Falyalı ismiyle de bağlantılı olduğu yönünde iddiaların olduğu biliniyor. Koruyucu zırh bu veya benzeri kişiler için değil toplum için gereklidir. Tıpkı Kutlu Adalı cinayetinde olduğu gibi bu konuda da daha somut bilgi ve belge söz konusuysa bunların da ortaya çıkıp adalete intikal ettirilmesi zorunludur.

Kuzey Kıbrıs’taki hükümet AKP’nin desteklediği, kurdurduğu bir hükümet. Ankara hükümetin kurulmasında ve hatta UBP’nin başkanlık kurultayına her kademesine müdahale etti. Bunların AKP’den Ankara’daki hükümetten bağımsız hareket etmesi mümkün değil. Göbekten AKP’ye bağlılar. Sedat Peker’in iddialarıyla ortaya çıkan gelişmelerin nasıl sonuçlanacağı ortaya çıkmıştır. Meclis bünyesinde bir araştırma komisyonu kurulsa da Kutlu Adalı cinayetinin aydınlatılmasını, derin devletin açığa çıkmasını istemiyorlar. Çünkü unların yapılması buradaki rejimin kirli işlerini açığa çıkaracaktır. Bu iktidar sağlıklı bir soruşturma yapılmasını engelleyecektir. Kamuoyu basıncı olsa da işi savsaklamaya, cinayetin üstünü örtbas etmeye çalışacaklar. Burada asıl önemli olan Türkiye’nin yani Ankara’daki iktidarın tavrı. Türkiye ayağı belirleyici olandı. Türkiye’deki gelişmelere, olayların gideceği şekle göre burada da paralel bir ilerleme gelişme olacaktır. Türkiye’deki olayın rengine göre burası da şekillenecektir. Buradaki siyaset Türkiye ile entegre. Orada hesaplaşma, ilerleme olmadan burada da ilerleme olmaz. Gelişmeler paralel şekilde yaşanacaktır. UBP ve eski cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ile derin devletin ciddi bir ilişkisi var. Halil Falyalı siyaseti domine eden, finanse eden bir zat. Falyalı istediği gibi siyasete müdahale ediyor. Finansal destek sağlıyor. Ulusal Birlik Partisi’ni (UBP) finanse ediyor. UBP’nin para kaynağı direkt Halil Falyalı’nın kendisi. Falyalı, mali gücü sayesinde sadece siyaseti değil medya ve kitle örgütlerini de kontrol edip yönetiyor. Medyaya hâkim, çok sayıda site, radyo, ajans, kanal gibi basın organının gizli sahibi. Kendine özel limanı, oteli vs var. Buradaki kara para aklanarak Türkiye’ye aktarılıyor."

TIKLAYIN - Atilla Peker, Kutlu Adalı cinayetine ilişkin dilekçe vermişti; soruşturma başlatıldı

Ne olmuştu?

Hakkında "Kutlu Adalı" cinayeti nedeniyle soruşturma açılan organize suç örgütü lideri Sedat Peker'in kardeşi Atilla Peker müracaat savcılığına verdiği ve kamuoyuna imzasız nüshanın yansıdığı dilekçede, gazeteci Kutlu Adalı'yı öldürmek için eski MİT'çi Korkut Eken'le Kıbrıs'a gittiklerini itiraf etti. Atilla Peker, Eken'in kendisine silah verdiğini ve susturucunun nasıl kullanıldığı öğrettiğini belirtti. Peker, Eken'in İstanbul'da gerçekleşen daha sonraki görüşmede kendisine, "Atilla biz Kıbrıs işini hallettik biliyor musun’ dediğini aktardı.

Sedat Peker yayımladığı 7. videoda gazeteci 1993'te evinin önünde bombalı saldırı ile ölen Uğur Mumcu ve 1996 Lefkoşa'da öldürülen gazeteci Kutlu Adalı cinayetlerine ilişkin olarak da eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar ve eski MİT'çi Korkut Eken'i işaret etti. Uğur Mumcu cinayetine yönelik, "Uğur Mumcu şehit ediliyor, yanına ilk gelen kim; katil en önce gelir, Mehmet Ağar" diyen Peker, Adalı cinayeti için de kendisine gelindiğini ve kardeşi Atilla Peker'i önerdiğini iddia etti. Peker, “Biz o zaman Mehmet Ağar, Korkut Eken hep beraberiz... Genciz, vatanseveriz.. Bana genelde iş adamlarını yönlendiriyorlar, faili meçhullerden ziyade. Onları da anlatacağım. Bana dedi ki, "Kıbrıs'ta bir adam var, Kıbrıs'ı Rumlara satmak istiyor." İki profesyonel dedi... Dedim sana öz kardeşimi vereceğim, Atilla Peker'i. Uzmandır, sokaklarda yetişmiştir. Biletlerden bakabilirler. Yüce Allah o insanın kanını bize nasip etmedi. Aradan zaman geçti, döndüler üç dört gün sonra. Denk gelinemedi. Korkut abiyle konuştuk. Dedi sonra gideceğiz. Onlara bağlı başka bir ekip öldürmüş. Karşılaştık Korkut abiyle, "Halloldu o iş" dedi” aktarımını yaptı.

Sedat Peker: Kardeşimin Kutlu Adalı cinayetiyle ilgili anlatmak istedikleri kayda geçirilmemiş

Peker, Organize suç örgütü lideri Sedat Peker, "Kardeşim Atilla Peker, adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştır. Kutlu Adalı cinayetiyle ilgili anlatmak istedikleri kayda geçirilmemiştir." demiş ve Atilla Peker'in savcılığa başvuracağını duyurmuştu.

TIKLAYIN | Sedat Peker'den 7. videoda Soylu, Ağar ve Erkam Yıldırım'a ağır suçlamalar: Uyuşturucu ticareti, KKTC cinayetleri, Mumcu ve Adalı suikastleri!