AKP İstanbul Milletvekili Şirin Ünal’ın Ankara’daki evinde çalışan Özbekistan vatandaşı Nadira Kadirova, 23 Eylül’de şüpheli bir şekilde ölü bulundu. Kadirova’nın ölümü gündemdeki yerini korurken, olayı başından beri takip eden İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Eren Keskin, konuya ilişkin konuştu. Keskin, “Kadirova, Ünal’ın silahına nasıl ulaştı?” sorusunun takipçisi olacaklarını söyledi.
Kadirova’nın ailesine olay yaşandığında ulaştıklarını belirten Keskin, “Nadira’nın Şirin Ünal tarafından cinsel tacize uğradığını söyleyen arkadaşıyla görüştüm. Çok korkuyordu. Benim olayla bir ilgim yok. Ben sadece söylediklerine tanığım. Korkarak konuştu. 1997 yılından beri kadına yönelik şiddet alanında çalışıyorum. Bunun için karşıdaki kişinin ne kadar çok korktuğunu anlayabiliyorum. Kadirova’nın arkadaşı da korkarak konuşuyordu” dedi.
"Nadira’nın onun silahına ulaşacak kadar nasıl bir ilişkisi olabilir"
Mezopotamya Ajansı'ndan sadiye Eser'e konuşan Keskin Kadirova’nın bir yakının kendisine ulaştığını söyleyerek “Nadira ile ilgili birçok bilgi gönderdi. Ancak aile avukatı bu bilgileri paylaşmak istemedi. Biz de ona saygı gösterip bilgileri paylaşmadık. Ama sadece şunları söylemek isterim ki bir kere bu olay Şirin Ünal’ın silahıyla işleniyor. Şirin Ünal kim? Şirin Ünal eski bir NATO askeri ve bir milletvekili. Böylesine uzun yıllar komutanlık yapmış birinin silahının ortada dolaşması mümkün değil. Normalde ailesi bile bilmez o silahın nerede olduğunu. Silah böyle ortalıklarda bırakılacak bir şey değildir. Nadira’nın onun silahına ulaşacak kadar nasıl bir ilişkisi olabilir” diye konuştu.
Kadirova’nın Ünal’ın Meclis’teki odasında çekilmiş fotoğraflarının da olduğunu hatırlatan Keskin, “Bir milletvekilinin evinde yatalak hasta olan eşine bakan hasta bakıcı, vekilin Meclis’teki odasına nasıl girebiliyor? Nasıl orada bu kadar rahat pozlar vererek fotoğraf çektirebiliyor? Sadece bunlar bile aralarında bir yakınlık olduğunu gösteriyor” diye ifade etti.
"Cinsel tacizde bulunduğunu söylüyor"
Kadirova’nın arkadaşının dosyadaki ifadelerine değinen Keskin, “Son derece açık, kendisine arkadan geldiğini sarıldığını söylüyor. Ben bu ifadeleri gördüm. Cinsel tacizde bulunduğunu söylüyor” diye belirtti.
Türkiye’nin Avrupa Konseyi İstanbul Sözleşmesini imzalayan ülkelerden olduğunu dile getiren Keskin, “İstanbul Sözleşmesi imzacı devletlere yargı alanında büyük görevler yüklüyor. Kadına yönelik şiddet söz konusuysa, o devletin yargısının çok çabuk ve objektif delilleri toplaması ve bir an önce davayı açması gerekiyor. Şimdi bir yerde büyük bir şüphe var bir kere. Bu şüphe sadece bir şüphe değil somut delillerle de var. O nedenle olayın Ünal’ın silahıyla işlenmiş olması, Nadira’nın otopsisinin yapılması, otopsiyle ilgili ailenin birçok söylediği sıkıntılar var. Hemen cenazenin gönderilmesi, Nadira’nın fotoğrafları, bir ilişki olduğunun bana göre kanıtı. Nadira rahat bir şekilde onun her evindeki, iş yerindeki, Meclis’teki her yerdeki odasına rahatça girebilen bir kadın. Bu net. Böylesi bir durumda Şirin Ünal’ın şüpheli olmaması çok ilginç bir durum” dedi.
Savcının, Kadirova’nın arkadaşının ifadelerini bildiğini ancak Ünal’ı şüpheli olarak göstermediğini aktaran Keskin, “Ben burada şunu sormak istiyorum. Eğer HDP milletvekilinin evinde çalışan bir kadın ölü bulunsaydı ne olurdu? Bu soruşturma böyle mi yürürdü? Bırakın HDP’yi, HDP’ye düşmanlar. Bir CHP milletvekili, bir muhalefet milletvekilinin evinde bir kadın ölü bulunsaydı bu iktidar tarafından nasıl kullanılırdı? Onun için biz yargıda objektifliği istiyoruz” diye belirtti.
"Dosya intihar olayı olarak kapatılmak isteniyor"
Ünal’ın Kadirova’yı taciz ettiğine dair ifadelerin olduğunu vurgulayan Keskin, “Ünal’ın silahıyla bu olayın olmuş olması şüpheyi arttıran bir durum. Aleyhte deliller olduğundan zaten normalde şüpheli olarak gösterilmesi gerekiyordu” dedi. Dosyanın üstünü örtmeye çalıştıklarını dile getiren Keskin, “Dosya intihar olayı olarak kapatılmak isteniyor. Hele ki şimdi savaş ortamı varken, kendisi zaten ‘şerefli bir askerim’ diyerek kendisini kurtarmaya çalışıyor” diye konuştu.
Ailenin endişe ve korkusunu yineleyen Keskin, “Ailesinin çok korktuğuna dair, kardeşinin, ailesinin çok korktuklarını, annesinin çok kötü durumda olduğuna dair benim elimde bilgiler var. Aile çok korkutulmuş. Burada Nadira’nın ölümüyle ilgili kesinlikle tarafsız, objektif bir soruşturma olduğuna inanmıyorum. Şimdi bizim suç duyurumuzla birlikte yeni bir süreç başlayacak. Biz elimizden geldiğince bunun üstüne gideceğiz” dedi.
İHD olarak olayın takipçisi olacaklarını sözlerine ekleyen Keskin, “Biz İHD Merkezi Kadın Komisyonu olarak müdahil olacağız. Ayrıca Şirin Ünal hakkında suç duyurusunda bulunduk. Bu soruşturmanın da takipçisi olacağız” diye konuştu.
