Gündem

Erdoğan'ın eski danışmanı: Muhalefetin yediğinden daha fazla küfretmesi, muhalefete az küfredenleri temiz mi yapar? 

16 Haziran 2020 11:15

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başbakanlığı döneminde danışmanlığını yapan Karar gazetesi yazarı Akif Beki, eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın eşi Başak Demirtaş'a yönelik cinsiyetçi saldırıya AKP'den çok yerinde tepkilerin verilmesinin yanında tepkiler nedeniyle kendi partilerini hedefe koyanların olduğunu yazdı. Beki, "Muhalefetin yediğinden daha fazla küfretmesi, muhalefete az küfredenleri temiz mi yapar?" düşüncesini dile getirdi. 

Beki, "Neymiş; asıl iktidar, muhalefetin küfür ve hakaretlerine daha çok maruz kalmış. Temiz siyaseti savunan asıl kendileriymiş. Kimsenin namus ve haysiyetine saldırılmasın diye asıl kendileri mücadele ediyormuş. Diyelim ki öyle. Muhalefetin yediğinden daha fazla küfretmesi, muhalefete az küfredenleri temiz mi yapar?  İktidar fedailiği adına bozulan ağızlarla araya mesafe koymak, hayasız akıncıların hizmetlerini reddetmek değil midir ahlak ve ilkenin gereği?" görüşünü savundu. 

Beki, "Yaslana yaslana 'Senin küfürbazın kötü, benim küfürbazım iyi' mukayesesine mi yaslanacaktı temiz siyaset? Halkı, iki küfürbaz cinsi arasında bırakmak, iki kötüden birini seçmeye yönlendirmek ne zamandır temiz siyaset için mücadele oldu? 'Tencere dibin kara, seninki benden kara atışması' dibi daha az kara diye taraflardan birini aklamaz." düşüncesini dile getirdi. 

Beki, "Ama en çok da inandırıcılığı daha zayıf ve haksızlık yapma gücü daha fazla olanı batırır.Çubuk'ta demir sopalı, yumruklu saldırıya uğradığında Kılıçdaroğlu’na, suçu kendinde aramasını söyleyenler olmadı mı?  Linç girişimine 'Haklı öfke patlaması' denmemiş miydi? 'Niye kendini dövdürttün, ne yaptın da dayağı hak ettin, halkı nasıl kızdırdın' demagojisiyle, mağdur suçlu çıkarılmamış mıydı?  Saldırgan sahiplenilmemiş, haklı bulunmamış, sırtı sıvazlanmamış mıydı?  Bizzat iktidar sözcülerince desteklenmek, ödüllendirilmek değil miydi bu? Bir şiddet eyleminin yetkililerce korunması, haklılaştırılması, meşrulaştırılması suça tahrik ve teşvike girmiyorsa başka ne girer?" ifadesini kullandı. 

Beki yazısında şunları kaydetti: 

İzmir’de, camiden Çav Bella çalma provokasyonunda eski bir CHP yöneticisi tutuklandı. Görüntüleri paylaştı diye. Öven, destekleyen, teşvik eden bir ifade kullanmadığı halde, halkı kin ve düşmanlığa tahrikten yakalandı.

Oysa mağduru, uğradığı fiili saldırının suçlusu göstermekten suça daha teşvik edici ne olabilir?

Saldırganı, “Osman Amca’yı yedirmeyiz” kampanyasıyla milli kahraman ilan edenler suçluyu övmekten yakalandı mı? Bu sebeple yargılanan duydunuz mu? Hayır. 

İşte bunları yok saymak, iktidarın inandırıcılığını sarsıyor. 

Bunun azıcık mahcubiyeti mi, o da hak getire!

Direkt “Başak Demirtaş’a müstahak, az bile” demeye dili varmayanlar, allem kallem üste çıkma gayretinde. 

Taraftarları adına onların utanacağı bir şey yok; ailesine, namusuna dil uzatılması da muhalefetin kendi ayıbıymış gibi.

Temiz siyaseti savunmaktan söz etmeye de hala yüzleri tutuyor. Muhalefetin pişkinliği tabii!

Yazının devamı için tıklayın