Gündem

Erdoğan'ın eski danışmanı Beki: Muhalefeti hedef aldığında ifade özgürlüğü sınırlarının bu kadar geniş yorumlanması, göz yaşartıcı

08 Temmuz 2020 10:00

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başbakanlığı döneminde danışmanlığını yapan Karar gazetesi yazarı Akif Beki, CHP'li Canan Kaftancıoğlu ile gazeteci Nevşin Mengü, oyuncu Berna Laçin ve avukat Feyza Altun'a yöneltilen cinsiyetçi saldırıda soruşturmanın takipsizlikle sonuçlanmasını köşesine taşıdı. Beki, "Muhalefeti hedef aldığında ifade özgürlüğü sınırlarının bu kadar geniş yorumlanması, göz yaşartıcı" yorumunu yaptı. 

Beki, "Olmayan darbe çığırtkanlığını varmış gibi gösterip terör estirmişlerdi. Muhalif siyasi ve gazetecilere etmedik tehdit, savurmadık hakaret bırakmamışlardı. Yerlilik, millilik adına sergilenen fedailikler arasında en rezili, cinsel taciz ve tecavüz tehditleriydi. Birinciliği de açık ara CHP'li Canan Kaftancıoğlu ile gazeteci Nevşin Mengü, oyuncu Berna Laçin ve avukat Feyza Altun'a yöneltilenler aldı. İşte o cinsiyetçi saldırılardan biriyle ilgili soruşturma takipsizlikle sonuçlanmış. Eyleme dökülmediği için, tehditten soruşturmaya  yer olmadığına karar verilmiş." ifadesini kullandı. 

Beki,"Hakaret kısmı ise ifade özgürlüğünü geniş yorumlayan Yargıtay içtihatlarına dayandırılmış. Şok ve rahatsız edici bile olsa katlanılması gereken ağır eleştiri kapsamında sayılmış. Kadir G isimli kişinin, Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığından takipsizlik alan tiviti şu: 'Herkes yazmış darbeye yeltenirlerse, Nevşin benim, berna benim, feyza altun benim. Cananı ben almam aklınızdan bile geçirmeyin şimdiden söyliiim.' Haberlere yansıdığı kadarıyla paylaşım 'ağır eleştiri niteliğindeki davranış', 'kaba söz' ve 'nezaket dışı hitap tarzı' olarak tanımlanmış.  Ayrıca, 'Açık olmayan bazı sözlerin hakaret kapsamına girip girmediğinin değerlendirilmesi için, çok açık biçimde anlaşılır olması gerekmektedir' denmiş. Yani 'seni bilmem ne yaparım' diye, adını koyarak, sinkafıyla ana avrat dümdüz gitmedikçe hakaret olmuyor. Eyleme geçirilmedikçe de tehdit suçu oluşmuyor." düşüncesini dile getirdi. 

Beki, "Muhalefeti hedef aldığında ifade özgürlüğü sınırlarının bu kadar geniş yorumlanması, göz yaşartıcı. Ama bu karardan cesaret alarak, binde birini dahi iktidar cephesine yöneltmenizi asla önermem.  Niye tavsiye etmediğimi söylememe gerek yok sanırım. Çok şükür bizde adamına göre hukuk uygulanmadığı, güçlünün hukuku hakim olmadığı için tabii ki. Madem üstü kapalı tecavüz tehdidi, kaba söz ve nezaketsizlik sayılıyor..." görüşünü savundu. 

Beki, "Oha, çüş, hoşt' tarzı mukabelelerde bulunma hakkı doğuyor mu bari bize? Savcılığa sormak isterim; çünkü sözlüklerde bunlar 'yakışıksız davranışlara kaba tepki ifadesi' olarak geçiyor. Yuh niyetine, haydi buyurun öyleyse!" değerlendirmesinde bulundu. 

Yazının devamı için tıklayın