Gündem

Emekli Büyükelçi Halil Akıncı: Bizim Finlandiya-İsveç konusunda görüş açıklamamız diplomatik bir hata

"Kapalı kapılar ardında pazarlık yapabilirsiniz, illa bu fikri kamuoyuna açıklamanız gerekmez"

15 Mayıs 2022 08:59

Emekli Büyükelçi Halil Akıncı, "Bizim Finlandiya-İsveç konusunda görüş açıklamamız benim tecrübeme göre diplomatik bir hatadır, kapalı kapılar ardında pazarlık yapabilirsiniz, illa bu fikri kamuoyuna açıklamanız gerekmez, açıklarsanız bu pokerde elini açıklamaktan farksız olur." değerlendirmesini yaptı. 

Akıncı, Sözcü gazetesi yazarı Ruhat Mengi'nin sorularını yanıtladı. 

-Rusya, Finlandiya'nın NATO'ya girmesi için “Kesin tehdit olarak görürüz” demişti, buna rağmen NATO Finlandiya ve İsveç'in NATO'ya girmesi sürecini kısaltıyor. Bu arada Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuyla ilgili açıklaması ABD ve NATO ile Türkiye'nin arasında sorun yaratacak bir süreç başlattı. Siz durumu nasıl yorumluyorsunuz, bu Rusya lehine bir çıkış mıdır, sizce neden yapılmıştır, Erdoğan'ın bu tepkisi ne gibi gelişmelere yol açar?

Son yıllarda yaptığımız hata fazla konuşmak. 1968'de işe başladım, 2000'li yıllara kadar Türkiye dış politikasını genellikle susarak ama arka planda konuşarak, yani kamuoyuyla paylaşmadan hallederdik, çünkü bu boşu boşuna hükümetin hareket serbestisini kısıtlar, kamuoyu baskısı oluşur. Bizim Finlandiya-İsveç konusunda görüş açıklamamız benim tecrübeme göre diplomatik bir hatadır, kapalı kapılar ardında pazarlık yapabilirsiniz, illa bu fikri kamuoyuna açıklamanız gerekmez, açıklarsanız bu pokerde elini açıklamaktan farksız olur. Eğer tutum gerçekten açıklandığı gibiyse -ki onu da bilemiyoruz çünkü Dışişleri sürekli olarak devre dışında- Erdoğan kapalı kapılar arkasında pazarlık yapmalıydı, bunu açıklamamalıydı. Biz veto ederiz diye ne kadar konuşursak konuşalım, sonunda bizi ikna etmenin yolunu bulurlar ve ne olur; biz başlangıçta tutum açıklamakla pazarlık gücümüzü de kaybetmiş oluruz. Diğer 19 ülke “evet” derse ne kadar direniriz? Yunanistan zaman zaman mızıkçılık yapmaya kalkar ama diğerleri engel olur, böyle bir şekilde çalışır NATO ve sonunda ikna etmenin yolunu bulurlar. Onun için başlangıçta tutum açıklayıp da hem pazarlık gücünüzü azaltmak, hem de bir ülkeyi daha süreç başlamadan karşınıza almak ne derece doğru politikadır, anlamakta güçlük çekiyorum.

-Türkiye'deki milyonlarca göçmen konusunda siz bir çözüm görüyor musunuz?

Avrupa sarı saçlı, mavi gözlü olmayanların sadece mühendislerini, doktorlarını alıyor, gerisi bize kalacak. Ayrıca, bizim bazı iş adamlarımız da sigortasız işçi olarak çalıştırdıkları için işlerine geliyor. Bu nedenle gitmemelerini isteyenler var ama bunlar bizim başımıza bela. Demografik denge meselesi her zaman önemlidir, Atatürk bunu “Ne Mutlu Türk'üm Diyene” deyimiyle halletti, 2013'te ‘Ne Mutlu Türk'üm Diyene'yi kaldırarak bu işi geriye döndürmeye çalıştılar. Şimdi siz bir anda üstelik dilinizi öğrenmeyi reddeden, kendi gettolarını kuran insanları alıyorsunuz. Bir de nüfus dengesi var, doğurganlık oranı yüksek, 500 bin çocuk doğmuş. Suriyeli çetelerin arasında dayanışma da var, azınlık örgütlendiği zaman çok etkili olabilir, Suriyeliler de bu halde. Şimdi de Suriye mafyası çıkacak ortaya, son derece hatalı bir politika. Mülteci bir yere gittiği zaman bir yerden zor döner, Meksika ile Amerika'ya bakın, duvar da yapıyor, her şeyi yapıyor ama Güney Amerika'dan göçü önleyemiyor."