Eğitim

Eğitim Reformu Girişimi: Eğitime en az yatırım İstanbul ve Güneydoğu Anadolu'da yapılıyor

"Okul öncesi eğitimin zorunlu hale getirilirken eğitimin niteliğinden de ödün verilmemeli"

17 Mayıs 2019 10:39

 

Eğitim Reformu Girişimi (ERG) ‘Eğitimin yönetişimi ve finansmanı’ adlı bir rapor hazırladı. Raporda eğitime en az hangi bölgelerde yatırım yapıldığı, eğitimle ilgili medyada çıkan haberler,  Milli Eğitim Bakanlığı’nın üzerine düşen görev, eğitimde ilerleme görülmeyen hedefler ve daha birçok konu yer aldı. Raporda dikkat çeken bir konu, yatırımlarda eğitime ayrılan pay oldu. Rapora göre en az yatırım İstanbul’da ve güneydoğuda yapıldı. ERG, bu bölgelerde öğretmen başına düşen öğrenci sayılarına ve derslik başına düşen öğrenci sayılarına da yer verdi.

Gazete Duvar'dan Hacı Bişkin'in haberine göre, ERG’nin 2019 yılı için hazırladığı ‘Eğitimin yönetişimi ve finansmanı’ adlı raporunda öne çıkanlar şöyle:

"Daha fazla derslik ihtiyacı"

Raporda ortaöğretimde okul ihtiyacı değerlendirilirken, öğrenci tercihlerinin de dikkate alınması gerektiği belirtildi. Geçtiğimiz yıllarda binlerce öğrencinin istemedikleri liselere yerleşmesi kamuoyunda tartışma yaratmıştı. ERG bu konuda özellikle yerel yerleştirmede öğrencilerin istemedikleri okula yerleşmemeleri için daha fazla tercih edilen okul türlerinde yeni okul inşa edilmesi gerektiğine ve ikili eğitimin sonlandırılması gerektiğine dikkat çekti:

“Türkiye genelinde 57 bin 132 temel eğitimde, bin 630’u ise ortaöğretimde olmak üzere toplam 58 bin 762 derslik yapılması gerekiyor ve ilköğretimde, ortaöğretime oranla daha fazla derslik ihtiyacı bulunuyor. İkili eğitime ek olarak, 2020’de 5 yaşta zorunlu okul öncesi eğitime geçilecek olması okul öncesinde derslik ve okul ihtiyacını artırdı. Okul öncesi eğitimin zorunlu hale getirilirken eğitimin niteliğinden de ödün verilmemeli. Bu sebeple önümüzdeki dönemde okul öncesi derslik ve okul inşaatlarına verilen önceliğin devamı önemli.”

"İstanbul ve Güneydoğu Anadolu'da eğitime daha az yatırım yapılıyor"

Rapora göre, 2019 Yatırım Programı’nda yatırımların en fazla derslik ve okul yapmak için kullanılmak üzere ayrılmış. Özellikle yatırımların bölgesel olarak nasıl farklılaştığını anlamak için derslik başına düşen öğrenci sayısından yararlanılabileceği belirtilirken bu sayılardan ortaya çıkan sonuca göre İstanbul ve Güneydoğu Anadolu’da eğitime daha az yatırım yapıldığı raporda öne çıkan başka bir konu oldu: Bir bölgede diğerlerine göre 100 öğrenciye düşen öğretmen sayısının daha az olması ya da derslik başına düşen öğrenci sayısının daha fazla olması, bu bölgeye yapılan eğitim yatırımının daha az olduğunu düşündürüyor. Türkiye genelinde resmi kurumlarda 100 öğrenciye 6 öğretmen düşüyor ve derslik başına düşen öğrenci sayısı da 20’dir. İstanbul ve Güneydoğu Anadolu’da hem 100 öğrenciye düşen öğretmen sayısı az, hem de derslik başına düşen öğrenci sayısı fazladır. Her ikisinde de 100 öğrenciye 5 öğretmen düşerken, İstanbul’da derslik başına düşen öğrenci sayısı 25, Güneydoğu Anadolu’da ise 23’tür. Bu durum, bu iki bölgeye daha az eğitim yatırımı yapıldığını düşündürüyor.

 

"MEB basınla iş birliği kurabilir"

Eğitim haberlerinin basında yer alması da raporda ele alınan başka bir konu oldu. Eğitim sistemindeki belirsizliklerin haberler hakkında şüphe duyulmasını arttırdığı belirtilen raporda ifade edilen başka bir konu oldu. Bu konu raporda şöyle açıklandı:

Eğitim haberlerinin güvenilirliğine ilişkin olarak, MEB’in de bazı haberlerle ilgili kendi internet sitesinde açıklamalar yayımladığı görülüyor. MEB’in internet sitesinde 11 Eylül 2018 – 22 Ocak 2019 tarihleri arasında yayımlanan sekiz basın açıklamasının altısı, basında çıkan haberlerle ilgili düzeltme içeriyor, diğer iki açıklama, yine basına yansıyan haberlerle ilgili soruşturma başlatıldığından bahsediyor. MEB’in basın açıklamalarına konu olan haberler, yapılan düzeltmelere karşın sosyal medyada hızla yayıldı. MEB’in yayımladığı düzeltmeler yerine, güvenilirliği şüpheli haberlerin yayılması, basın açıklamalarının doğru haberlere ulaşılması için etkili bir yol olmadığını düşündürüyor. Bu durumda, bu haberlere karşı düzeltme yayımlamak tek politika olmamalıdır, haberlerin düzeltilmiş hallerinin yayımlanması için basınla etkili bir işbirliği kurulabilir.