Gündem

Duygu Delen'in şüpheli şekilde ölümüne ilişkin iddianame kabul edildi; Mehmet Kaplan'ın Delen'i öldürme kastıyla hareket ettiği belirtildi

02 Kasım 2020 13:18

Gaziantep’te şüpheli bir şekilde balkondan aşağıya düşerek hayatını kaybeden Duygu Delen’in ölümüne ilişkin yürütülen soruşturma tamamlanarak iddianame hazırlandı. Mahkeme tarafından kabul edilen iddianamede, tutuklu sanık Mehmet Kaplan'nın Duygu Delen'e şiddet uyguladığı yer aldı. 

İddianamede Kaplan'ın Delen'e olay öncesinde de şiddet uyguladığı belirtildi

Gaziantep’te 17 yaşındaki Duygu Delen’in ölümüyle ilgili Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianame, Gaziantep 10. Ağır Ceza Mahkemesine sunuldu. 5 katlı apartmanın 4’üncü katından düşerek hayatını kaybeden Duygu Delen’in ölümüne ilişkin yürütülen soruşturma tamamlandı. Dosyada tutuklu bulunan tek şüpheli Mehmet Kaplan hakkında "çocuğun kasten öldürülmesi" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, "çocuğun nitelikli cinsel istismarı", "hakaret" ve "konutta yağma" suçlarından ise çeşitli oranlarda ceza talep edildi. Hazırlanan iddianame mahkeme heyeti tarafından kabul edilen iddianamede Mehmet Kaplan'ın Duygu Delen’e olay öncesinde birçok kez şiddet uyguladığı yer alırken, Duygu Delen’in telefonundaki notlar kısmına “Mehmet Can o kadar çok sıkıp kısıtlıyor ki yaşama sevinci kalmadı bende” yazdığı öğrenildi.

“Atlama anını görseydim mani olurdum”

Mehmet Kaplan ifadesinde, “O gelip telefonunu almaya başladı. Aramızda itişme kalkışma yaşandı. Benim üzerime saldırdı. Telefonuna bakmama engel olmaya çalıştı. Su içip sakinleşmek için mutfağa yöneldiğim sıra bir ‘pat’ sesi duydum. Geri odaya bakmaya döndüm. Odalarda olmadığını görünce balkona yöneldim. Balkondan aşağıya baktığımda Duygu yerde kanlar içindeydi. Merdivenlerden koşarak inip Duygu’ya sarıldım. Şok yaşadım. Apartman görevlisi ambulansa haber etmişti. Birkaç dakika sonra ambulans geldi. Polislerde beni gözaltına aldı. Duygu’nun atlama anını görseydim kesinlikle ona mani olurdum. Böyle bir şeye imkan vermezdim. Olayın böyle olmasından dolayı pişmanım” dedi.


İddianamede belirtilen telefon inceleme raporlarında  Mehmet Kaplan'nın bir arkadaşına, “Ama sinir hastalığımın 18 yıl boyunca önüne geçemedim. Sadece belli bir yere kadar kesebiliyorum. Bunu da bilerek daha çok zarar vermek istemiyorum Duygu’ya” dediği aktarıldı. Kaplan'ın olaydan çok önceki tarihlerde Duygu’nun annesine “Dün yaptıklarımın bir açıklaması yok. Kendimi rezil ettim. Ailenizden özür dilerim” ile “Duygunun benden uzak durmasını sağlayın. Mesele Duygu olunca kendimi tutamıyorum” yazılı mesajlar attığı iddianamede yer aldı.


Duygu Delen’in telefon kayıtlarında yapılan incelemede ise notlar kısmında şüpheliye yazdığı değerlendirilen 2 not tespit edildiği iddianame belirtilerek, notların bir kısmında “Kendimi koca kadınlar gibi hissetmeye başladım. Bunun sebebi de, şunu yapınca Mehmet Can laf edecek, şunu diyince şöyle olucak bunu yapınca da böyle olur düşüncesinden, acaba bana kızacak mısın diye diken üstündeyim. Gerçekten seni ölecek kadar seviyorum. Ama sadece sevmek her şeyi çözmüyormuş. Mehmet Can o kadar çok sıkıp kısıtlıyor ki yaşama sevinci kalmadı bende” şeklindeki ifadeler de iddianamede aktarıldı.

Olay esnasında apartmanın bir dairesinde temizlik görevlisi olarak çalışan D.K.'nın ifadesinde, alt daireden erkek bağırma sesleri geldiğini aktararak, “Bir erkeğin bağırma sesi geliyordu. Ama ne dediği anlaşılmıyordu” demesi de iddianameye eklendi.

“Başımı aracın kaputuna vurdu”

Delen’in yakın arkadaşı olan E.N.A.'nın ifadesine göre, Kaplan'ın Delen'e zaman zaman kötü davrandığı iddianamede belirtildi. E.N.A.’nın, “Bir ara Duygu’nun burun kısmı morarmıştı. Ne olduğunu sorduğumda bana başta banyodan kayıp düştüğü söyledi. Ancak ben inanmayıp ısrarla sorduğumda bana, ‘Mehmet’le buluştuğumuzda kafamı aracın kaputuna vurdu. Mehmet ve annesi beni hastaneye götürdü’ demişti. Mehmet Kaplan sinirliydi. Olay günü Duygu bana Mehmet’le buluşacağını söylemişti. Bende neden diye sordum ona o da bana anladığım kadarıyla Mehmet’in kendisini bir daha rahatsız etmemesi görüşeceğini söyledi. Çünkü Mehmet sürekli Duygu’yu rahatsız ediyordu. Daha önce evinin önüne bile gitmişti. Bir keresinde Duygu Mehmet’in Erdem’i silahla tehdit ettiğini araya Mehmet’in ailesinin girip Erdem’in ailesinden özür dilediğini söylemişti. Duygu’yu tanıdığım kadarıyla intihar etmesi mümkün değildir. Ancak Mehmet’in psikolojik durumu gereği Duygu’ya zarar verme ihtimali var” şeklindeki ifadesi iddianameye eklendi.

“Bana silah çekti”

Şüpheli, maktulden ayrıldığı esnada Duygu’yla bir süre görüşen F.E.B.’nin, “Duygu’dan ayrıldıktan sonra Mehmet beni aradı. Telefonda Duygu’dan uzak durmam gerektiğini bana söyledi. Bende ona ayrıldığımızı görüşmediğimizi söyledim. Ancak Mehmet K., sözlerime inanmamış ola ki ilerleyen zamanlarda sürekli beni yine aradı. Hatta bir defasında bu konuyu görüşmek için bir araya geldiğimizde boğazımı sıkarak bana silah çekti. Bu durumu aileme anlattım. Ardından aile büyükleri araya girip meseleyi kapattı” şeklindeki ifadelerine de iddianamede yer verildi.

Kaplan'ın annesi H.Ç. ise geçtiğimiz yılın ramazan ayı içerisinde Delen’in annesini arayarak, “Çocuklar birbirini seviyor. Gelip evin önünde araçla drift yapıyor. Ne yapıyorsa kızı sevdiğinden yapıyor. Gelin bunları evlendirelim. Siz de kurtulun ben de kurtulayım” dediğini belirtti. Delen’in annesinin ise kendisi gençlerin yaşının daha küçük olduğu cevabını verdiğini belirten H.Ç, “Mehmet geçen yıl yaşadığı trafik kazasından dolayı psikolojisi çok bozuktu. Kendisini zarar veriyordu ancak kesinlikle Duygu’ya zarar verebilecek onu öldürebilecek biri değildir. Duygu’da hayat dolu birisidir. Onunda nasıl intihar ettiğini düşünemiyorum” dedi.

Delen'in annesi: Mehmet ile olan ilişkisinden dolayı psikolojik bunalım yaşıyordu; kızımın intihar etmiş olabileceğini düşünmüyorum

Delen’in annesi Ş.D. ise ifadesinde kızının daha önce darp edilip edilmediğini bilmediğini söyledi. Kızının kendisine böyle bir şey anlatmadığını aktaran Ş.D., “Ancak bir gün burnunda bir morluk oluşmuştu. Onu sorduğumda bana banyodan düştüğünü söylemişti. Hatta hastaneye götürmüştüm. Zaman zaman vücudunun belli yerlerinde morluk ve tırnak izleri olurdu. Bana şakalaşma sonucu oluştuğunu derdi. Kızım neşe dolu bir insandı. Mehmet ile olan ilişkisinden dolayı psikolojik bunalım yaşıyordu. Bu nedenle kızımın intihar etmiş olabileceğini düşünmüyorum” ifadelerini kullandı.

Bilirkişi raporu iddianamede

İddianamede Prof. Dr. Hakan Kar’ın hazırladığı bilirkişi raporuna da yer verildi. Kişinin düşme anında bilincinin kapalı ancak canlı halde olduğunun yapılan inceleme sonucunda kabul edilmesi gerektiğinin aktarıldığı raporda, “Maktulün bilincinin kapalı olmasının darp edilme sonucu meydana gelmiş olabileceği, maktulün darp edildikten sonra kendisini aşağıya atmak suretiyle intihar etmiş olabileceği gibi, darp sonrası şüpheli tarafından da aşağıya atılmış olabileceği, ancak maktulün düşme sırasında bilincinin kapalı olması ve bir kişinin yüksekten atlama şeklinde intihar eyleminde aşağıda bulunan bisikletli çocuğun üzerine düşecek şekilde atlamasının mümkün, ancak beklenmeyen bir durum olması gibi bulguların maktulün şüpheli tarafından atılmış olma ihtimalini kuvvetlendiren bulgulardır” denildi.

"Şüpheli, maktulü öldürme kastıyla hareket etti"

Şüpheli ifadesi, tanık ve bilgi sahibi olan kişilerden alınan beyanları, adli tıp kurumu ve bilirkişi raporu, dijital delillerin de değerlendiren savcılık iddianamesinde, "Şüphelinin maktulü bilincini kaybedecek kadar darp ettiği, almış olduğu uyuşturucu ve alkolün etkisiyle maktulü öldürme kastıyla hareket ettiği, maktulü odanın balkonundan aşağıya atıp intihar süsü vermeyi düşündüğü, balkon kapısını ve perdesini kanayan sağ eli ile açtığı, binanın iç giriş kısmına bakan balkon korkuluğuna kan akan eliyle dokunduğu, bu kısımdaki korkuluklarda şüphelinin DNA’sına uyumlu kan lekesinin bulunduğu, bu kısımdan aşağıya baktığında bina görevlisini aşağıda görerek vazgeçtiği, bunun yerine bina bahçe girişine bakan korkuluklardan atmayı planladığı, bu düşünceyle bilinci kapalı olan maktulü koltuk altından kavrayarak balkona sürüklediği, yerde oluşan kanın sürüklemeden dolayı balkona kadar geldiği, maktulün kollarını aşağıya bakacak şekilde aşağıya doğru sarkıttığı, maktulü ayaklarından kaldırarak aşağıya doğru ittiği, düşme esnasında maktulün balkon hizasından çok ileriyle gidememiş olması nedeniyle, bir alt katta bulunan çamaşır tellerine takıldığı ancak düşme hızından dolayı tellerin koptuğu, tellerin kopması nedeniyle maktulün düşme pozisyonunun değişmediği böylelikle şüphelinin üzerine atılı çocuğu kasten öldürme suçunu işlediği” ifadelerine yer verildi.

Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığının sanık Mehmet Kaplan hakkında farklı olaylardan "trafik güvenliğini tehlikeye sokma", "silahla tehdit" ve "uyuşturucu madde kullanma" suçlarından yürüttüğü soruşturmaların sürdüğü öğrenildi.